İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Diyarbakır’ın 84 yaşındaki Ermenisi, Erdoğan’dan özür bekliyor

Ermeni soykırımında ailesi Bismil ilçesinde bir ağa tarafından kurtarılan ve kendilerine kimlik çıkartılan Amed’in son Ermenilerinden 84 yaşındaki Sıtkı Eken, Ermeni halkı olarak kimseye zulüm etmediklerini, ama çok zulüm gördüklerini söyledi. Eken, Başbakan’ın taziye açıklamasını yeterli bulmadığını belirterek, “çok fazla şey istemiyoruz, bir özür bekliyoruz” dedi. (İşte halkın  sesi . HYETERT)

Fırat Ajansının verdiği haberin devamnda  şunlar kaydedilmekte:
«Silvan ilçesi Başıbüyük köyünde doğan 84 yaşındaki Sıtkı Eken, 30 yaşına kadar köyde yaşamını sürdüren Ermeni vatandaşlardan sadece bir tanesiydi. Kalan Ermeniler baskılar nedeniyle Suriye’ye, Avrupa’ya ya da İstanbul’a göç ederken o Amed’de kalmayı tercih etmiş.
Yıllarca ağaların tarlalarında maraba olarak çalışmış. Kendi halkından Bayza ile evlenmiş ve şu anda Meryem Ana Kilisesi’nde kendilerine tahsis edilen küçük evde 1984 yılından bu yana yaşamaya çalışıyorlar. Sıtkı Eken 84 yaşında, hastalıkla boğuşuyor. Eşi Bayza ise yatalak ve ağır hasta. Konuşacak durumda değil.
1960 yılında Amed merkezine göç ettikten sonra eşi Bayza ile birlikte Kilisenin temizlik ve bakım işlerine baktıklarını, İstanbul’da 2 kızkardeşinin olduğunu belirten Sıtkı Eken, “Halep ve Şam’da akrabalarım ve bir ablam var. Ablamın daha sonra öldüğünü öğrendim. Diğer akrabalarımdan da uzun yıllardır haber alamıyorum” dedi.
Uzun yıllar yaşadığı Başıbüyük köyünde tarla işlerinde karın tokluğuna çalıştığını ve sadece birkaç hafta gece okuluna gidebildiğini belirten Sıtkı Eken, daha sonra Sâdi köyüne yerleştiğini ve burada Kürtçeyi öğrendiğini söyledi. Türkçeyi ise askerlik yaparken öğrendiğini belirten Sıtkı Eken, “Niçin bu ülkede herkes kardeşçe yaşamasını bilmiyor. Ortada bir süreç var. Ne kadar başarılı olacak onu zaman gösterecektir. Ama en azından bu ülkede artık kan akmıyor” dedi.
Ermenilerin de bu ülkenin asli unsurları olduğunu ancak 1915 ve sonrasında yaşananların bir insanlık ayıbı olduğunu belirten Eken, “Büyüklerimizin bize anlattığına göre çok zulüm ve acı gördük. Biz Ermeniler öyle anlatıldığı gibi kimseye zulmetmedik. Eskiden komşuluk ilişkilerimiz çok iyiydi. Herkesle çok iyi geçinirdik. Hatta birçok mesleği bu insanlara bizler öğrettik. Eğer biz bu kadar bu ülkeye fayda sağladıksak, niçin bu ülke bize bir vefa örneği göstermedi. Soykırımın mimarlarından birinin ise Enver paşa olduğunu bize anlattılar. Ben şu kadarını söyleyeyim. Bu soykırıma neden olanlara Allah yanlarına bırakmasın diyorum. O dönem bize anlatıldığında inanın adeta kahroluyorum. Bizim ailede soykırıma uğrayan fert yok. Ancak anlattıklarına göre Silvan’da Reşit ağa diye biri varmış. Soykırımdan kaçmak isteyen bazı aile fertlerini yanına alıp, onları Müslüman yaptıktan sonra nüfus cüzdanı çıkarıyor. Böylece onları ölümden kurtarıyor. Niye bize bu zulüm reva görüldü. Biz ne yaptık?”şeklinde konuştu.
Ermeni halkının yaşadıkları sonrasında bu devletin kendilerine bir özür borçlu olduğunu ve bunun dile getirilmesinin de hiç zor olmadığını kaydeden Eken, “Ermenilerden bizce özür dilenmeli. Özür bir ayıp değil, büyüklüğü gösteren bir davranıştır. Başbakan ilk kez, Ermenilerin acılarını anmalarını ‘insanlık vazifesi’ olarak tanımlamıştır. Ancak bu yeterli değildir. Biz acılarımızı zaten içimizde her zaman anıyoruz. Önemli olan bu acıların başkaları tarafından da anılmasıdır” şeklinde konuştu.
Ermeni Sıtkı Eken ile eşi Bayza, 30 yıldır Süryani Meryem Ana Kilisesi’nde yaşıyorlar. Çünkü başka gidecek yerleri yok. Sıtkı Eken hastalıkla boğuşurken, eşi Bayza ise yatalak ve ağır hasta. Kilisenin kendilerine tahsis ettiği iki odalı bir evde yaşıyorlar. İhtiyaçları Kilise tarafından karşılanıyor.
Diyarbakır’ın son Ermenilerinden olan Sıtkı ve Bayza, şimdi hayatlarının son demini yaşıyorlar.».
News from Armenia – NEWS.am

http://news.am/tur/news/206427.html

Yorumlar kapatıldı.