İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Son İki Kale de Düştü

Cengiz Aktar
İktidarın “sonradan olma güzellemecilerinin”, patronlarını kollamak için sığındığı son iki gerekçeden biri “yolsuzluk ifşaatı Kürt meselesinin çözümünü baltalamak içindir” idi. Diğeri ise utangaç bir Gayrimüslim hakları savunuculuğuydu. Gayrimüslim “dostluğu”, Gayrimüslimlerin katillerinin iktidarca hapisten salıverilmeleriyle kadük oluverdi. Kürt argümanı da KCK’nin tutukluluk hâlinin devam etmesi, barış inşası için hiçbir adım atılmaması sonucunda Kürt siyasetinin alt paragrafta okuyacağınız beyanıyla.

 SİYASET DERSİ
“AKP Hükümeti yaşanan siyasal krizi demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümüyle aşacağına, hegemonik zihniyetle daha baskıcı politika ve uygulamalara yönelmiştir. Tüm hegemonik zihniyette olanların sandığı gibi böyle davrandığında sorunların üstesinden geleceği yanılgısı içine girmiştir. Köklü siyasal, sosyal, kültürel ve uluslararası boyutu olan Kürt sorunu ancak radikal demokratik adımlarla çözüleceğinden, AKP gibi hegemonya peşinde koşan bir hükümetin bu sorunu çözemeyeceği anlaşılmıştır. Bu açıdan da AKP Hükümeti Önder Apo’nun başlattığı ve Hareketimizin de başarıya ulaşması için büyük çaba harcadığı demokratikleşme hamlesinin muhatabı olmaktan çıkmıştır.”15 Mart’ta KCK tarafından yapılan ve BDP tarafından tekrar edilen bu açıklama “barış AKP ile olmaz” diyerek gittikçe tıkanan sürecin adını koyuyor. Bu, ateşkesin sonu demek değil ama barış inşası da değil. Yerel seçimde oyunu azamî artırma hedefiyle Kürt siyasetinin bölgesine çekilip beklemesi demek, muhtemelen.
1964 RUM TEHCİRİ
CHP’nin sesi, memleketin kudretli gazetesi Cumhuriyet’in 17 Mart 1964 manşeti: “Türkiye’deki Yunanlıların bazı hakları iptâl edildi.”
Elli yıl sonra aynı gazetede 15 Mart 2014 tarihli haber: “Kent belleğinin göçü! 1964’te, Kıbrıs meselesi öne sürülerek Türkiye’de yaşayan Yunanistan pasaportlu Rumların sınır dışı edilmesine odaklanan ‘20 Dolar 20 Kilo’ sergisi, olaya 50 yıl sonra tanıklıklar, yazılı belge ve görsellerle ışık tutuyor.”
Irkçı kibir, siyasî beceriksizlik ve talan geleneğinin Gayrimüslim vatandaşa ettiği zulüm yarım asır sonra esefle hatırlanıyor. Kaybedilen birikimin, bilginin telâfisi imkânsız.
Bu memlekette yanlışın itirafı neden bu kadar zaman alır acaba?
EZİYET TÖRESİ
Devletin eziyet geleneği hiçbir vatandaşı es geçmez buralarda. Bir de kalem erbabına yönelik sürümü vardır ki hafazanallah. Pınar Selek ile Doğan Akhanlı yakın zamanda bu fasılda sembolleşmiş isimler. Şimdi sıra Sevan Nişanyan’a geldi. Eski bir Rum köyü Şirince’de, antik Yunandan dem vuran, bir dolu ezber bozucu işe imza atmış, hakikat arayarak “Hodri Meydan” diyen bir Ermeni. Sürüldüğü Buca hapishanesinde burnu sürtülmek istendiği açık, 2015’e doğru ibretlik seçildiği de…
“YEREL SEÇİM” KOMEDİSİ
Memlekette yerel seçim hiçbir zaman olmadı ama bu defa hiç değil. Hatta genel seçim bile değil, Tayyip Erdoğan için plebisit. Tokat’ta AKP’nin seçim afişinde İstanbul Boğazı’nın kuzeyinde inşa edilen köprünün propaganda malzemesi olduğu zırvalıkta bir seçim bu. HDP dışında yerelden bahseden pek yok. Seçimin yerel olduğunu elan unutmamalı ve seçileceklerin icraatını denetlemek, karar alım süreçlerine katılarak dengelemek için yerelliği her daim öne çıkarmalıyız.
MAL VARLIĞINI AÇIKLAYAN ADAYLAR
Tam da bu bağlamda Şeffaflık Derneği’nin siyasetçi ve üst düzey kamu görevlilerine yönelik “Temiz Siyaset için İlk Adım: Mal Varlıkları Açıklansın” kampanyasından söz etmiştim. 29 başkan adayı mal varlığını açıkladı. Listeye derneğin sitesinden erişebilirsiniz. www.seffaflik.org
cengizaktar@gmail.com

http://www.taraf.com.tr/yazilar/cengiz-aktar/cuma-notlari/29215/

Yorumlar kapatıldı.