İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Dünden Bugüne Kadınının Ermeni Toplumunda Yeri

Dr.med.Sarkis Adam
Kadınlarına önem veren toplumlar, çağdaşlığı yakalarlar. Günümüz yaşantımızda, kadının emeği ve katkısı olmayan hiçbir saha hemen hemen kalmamıştır.Kadının elde ettiği bu gelişim ve özgürlük toplumların çağdaşlaşmasının sonucunda olmuştur. Kadının bugün sahip olduğuna, geçmişte, büyük annesi sahip değildi.

Son yıllarda gün geçmiyor ki,Türk basında kadına yönelik şiddete ilişkin bir haber olmasın, birçok kadın,töre cinayetlerinde tutun, kıskançlık yüzünden şiddete,dayağa hatta cinayete kurban girmektedir:

Çağımızda kadın,zaman akışı içinde toplum yaşamın gelişimine uygun ayak uydurarak olumlu gelişmeler kaydetmiş ve eskiye nazaran daha geniş bir özgürlüğe kavuşmuştur:

Ermeni yaşamında aynısı yaşanmıştır,hatta Ermeniler Hıristiyanlık öncesi  dönemlerden beri kadınlarına önem vermişlerdir,onlara saygı belirtisi olarak putlarına kadınların isimlerini vermişlerdir:
Asırlardır ata erkil toplum yapısındaki toplumlarda,toplumu harekete geçiren güç, erkek olmuştur, ancak zamanın akışı içinde, bu durum ve kadının toplumdaki konumu ve rolü,peyderpey gelişerek toplumun yapısına ve zihniyetine olumlu şekilde yansımıştır:

Tarih boyunca , toplumların gelişimine paralel olarak, kadınların sosyal, kültürel, eğitimsel, siyasal durumları ,temel hak ve özgürlükleri de  peyderpey  olumlu yönde değişmiş,  bu olumlu  değişimler  toplum hayatınına ve toplum fertlerinin düşünce tarzlarında  olumlu  bir şekilde etkileyerek, toplumları  çağdaşlığa  taşımıştır.
Ermeniler Hristiyanlik öncesi  devirlerinden beri , kadın  toplumdaki  yerine  çok  önem  vermişler, ve kadına büyük  bir saygı  göstermişlerdir . Mitolojik  çağlarda ,putperestlik zamanında Ermeniler  putlarının  çoğunu  dişi cinsten  seçerlerdi, örneğin: putların kraliçesi Anahit, hayırseverliğin simgesi Asdğik, gibi  örnekler  bu tespiti  destekler  niteliktedir.
Zamanla ermeni  kadını , ermeni sosyal, kültürel, ve siyasal  yaşamında  büyük  gelişmeler ve devrimler  yaşamıştır: 4. cü y.y da ermeni kadını  başlamış ermeni sosyal  yaşamında kendini  göstermeye, eğlencelere, yemek kabullerine , gösterilere, törenlere eşleri ile veya yalnız  katılmaya başlamışlar :Ermeniler  eski çağlardan itibaren  kız çocuklarının eğitimine  önemle eğilmiştir , kız çocuklarının ,ilk öğretmenleri  anneleri  ve ilk ders kitapları ise  kutsal kitap- İncil – olmuş ,kız çocuklarına öncelikle  dini  ve ahlaki bilgiler  verilmiş , daha sonraları ise beden eğitimi,   yazı yazma  sanatı  konusunda  bilgiler  aktarılmış,genel olarak kızların eğitimlerdeki ders konularının temeli ,Namus,Sevgi,Şefkat ve Onur konuları olurdu:
1246  yıllarında  Adana ve çevresi  Ermeni  yerleşim  merkezlerindeki  Ermeni  kilisesi yüksek yöneticileri  tarafından  alınan  bir kararla evlilik yaşı ermeni kızları için 12 , ermeni  erkekleri için 14  olarak tespit edilmiş. Ermeni aile yapısı ataerkildir ,eski ermeni  aile  yaşamı birkaç sülalenin beraberce yaşadığı<Kertasdan> denilen geniş  aile yapısına dayanır, büyük baba, büyük anne beraberce , aynı evde baba ve annenin  egemenliği, himaye ve gözetimi altında  yaşarlardı. Gençlerin evliliğinde , <Aracılık>, <Kız Görme> şarttı, bazen de çiftler bebeklikten   birbirlerine karı-koca adayı gösterililer<Beşik Kertmesi> yapılırdı, Kızların evlilikten önce sevmeye veya sevgiliye sahip olma hakları asla yoktu,çiftlerin  evlikten önce birbirlerini  görmeleri veya tanışmaları yasaktı, sevgi  evlilikten sonra başlardı . Evlilik , kilisede dini  nikah ile  onaylanırdı, din görevlisi Tanrının  manavı huzurunda çiftlerin  başına ,< ayrılmazlığın-beraberliğin> simgesi olan  bir <Taç>  geçirirdi , orta çağlardan itibaren  bu taç  yerine , çiftlerin başını <NAROD> denilen  iki  renkli  bağla bağlanmaktadır.

Evlilikten sonra , eşinin evine taşınan  yeni  gelin  artık  eşinin soy adı ile anılır  , evde yaşayan eşinin tüm akrabalarına saygılı  olmak ve hizmet sunmakla görevlidir , evin aile reisi ve  karar organı evinin büyüğü  kayınpederdir (Eşinin Babası) : Ermeni yaşamında ,yeni gelinin <Bekareti>, gelinin  ailesi için çok önem arz eder, onur meselesidir, bu nedenle zifaf gecesinin ertesi  günlerinde , gelinin ailesini  rahatlatmak için , kızlarının bakiret  belgesi olarak ,bazı çevrelerde <Kanlı Çarşaf> , bazı  çevrelerde ise <Mendile Sarılmış Kırmızı Elma>,gelinin ailesine gönderilirdi. Yeni gelin , ilk cocuğunu  doğuruncaya kadarevde,saklı  olarak kocası ile konuşma hariç, kimse ile  konuşamazdı , ancak, eğer, evde küçük  çocuklar  var  ise  yeni  gelin  acil  isteklerini ,çocuklar  aracılığıyla aile üyelerine  duyurabilirdi , işte  yeni  gelinin bu suskunluk  zamanına  <<MUNÇ  DEVRESİ>>(Dilsizlik Devresi) denir:
 Hıristiyanlık öncesi , özellikle Kral Dikran ve Kral Ardaşes ın  zamanında ,taht kavgaları   acısında ,< çok  çocukluluk>   nedeniyle  ermeni  kadını  büyük  sorunlar  yaşamıştır , ancak Hıristiyanlık devrinde bu sorun , ermeni  kadınlara <Doğum kontrolü- Hamileliği Önleme> izni vermekle  aşılmıştır.
Ermeni kadınının sorunlarından biri de <Boşanma > idi, Hıristiyanlık devrinde, kocanın  karısını istememesi ve ret etmesi  boşanma için yeterli idi , ancak ,301 de ,Hıristiyanlığın resmi Devlet  Dini  olarak  kabulünden sonra ,Ermeni Kilisesi  boşanmak  için ,<Sadakasızlık-İhanet-Aldatma>, ve <Kısırlık> şartları dışında boşanmayı  kabul etmedi:Ermeni  evlilik yaşamında diğer önemli bir konu da ”Cehiz”di.Cehiz,çok değerli eşyalardan oluşurdu ve gelinin kocasına verdiği hediye olarak algılanırdı,ancak daha önce  damat adayı,gelecekte eşi olacak olan kızla tanışma fırsatı  yaratmak için değerli bir hediye verirdi bu genellikle bir ziynet eşyası olurdu:

Ermeni yaşantısında,evlenen ermeni kadına kocasının yaşadığı eve yerleşir,onun yanında ”Bedeninin bir parçası”(Goğagitz=Kaburga yanı),”Sırdaş”,”Candaş” olarak onurlu yerini alırdı:

 Emeni kadını, aile hayatında, iki temel rolle  görülmektedir:1)Ev Kadını; 2)  Anne:, aile  dışında, geçmişte, ermeni kadınının  kendisini  en özgür  his ettiği ortam kilisedir , bu sahada  ermeni kadını , başlıca 3   dallarda , çok yararlı  hizmetler  sunmuştur : 1) Kilise Hizmetkarı Olarak; 2) Din Görevlisi-Papaz eşi Olarak; 3) Kilisenin Hayri ve Yardım Kuruluşlarında Görev alarak:
 Ermeni kadının ,8 inci , 10 uncu , 12 inci  y.yılarda , ermeni kilisesi Tıbiri ( Kilise Çömezi,Yamağı), Sargavakuhi(Diyakoz- Ayin Görevlisi, Papaz Yamağı), 17-18 cı y.y  ise manastırda rahibe  olarak görevler aldığı   bilinmektedir , örneğin  yakın tarihimizde, 1866 de İstanbuldaki Kalfayan Kız Manastırını  kuran Sırpuhi Kalfayan, ve günümüzde  Avak (Kıdemli)Sargavakuhi Hripsime  Sasunyan  isimlerini   sayabiliriz.
Ermeni kilisesi,Hristiyanlığın yayılması yönündeki etkinlikleri nedeniyle,Ermeni kralı putperset babası Sanadruk tarafından ölüme mahkum edilen Santuğt’un anısını özel bie ”Anma Günü”ile anmaktadır:Daha sonraları, aynı yöndeki çalışmalarından dolayı şehit edilen Gayane ve Hripsime ,ermenikilises, tarafından ”Azizeler” mertebesine çıkarılmışlardır:
5.ci y.y Ermeni Ordusu Başkomutanı Vartan Mamigonyan’ın kızı Şuşanig(Varteni adıyla da isimlendirildi) Gürcü prensini oğlu ,dinini, imanı kaybeden Vazken ile evliyidi,Vazken,Hristiyan dinine sadık eşi Şuşanig’e,Hristiyanlığı red etmesi için 7 sene süreyle ağır baskı ve işkence uygular ve  işkence ve baskılara dayanamayan Şuşanig(Varteni) ölür ve Ermeni kilisesi tarafından ”Azizeler” mertebesine çıkarılır:
Eskiden,milletler tarihinde ,kadınları siyaset hayatında görmek çok nadirdi,fakat Ermeni yaşamında öyle değildi,Ermeni kadınların  siyasetteki etkinliklerini ,genellikle şu alanlarda  olurdu:1-Kral veya Prens eşi olarak ,eşlerine eşdeğer ünvan,hak ve yetkiye sahip olurlardı:2- Kral veya Prens eşi olarak ,eşlerinin yokluğunda,onlara vekalet eder,saray yönetimini üstlenirlerdi: 3-Eşlerini varisleri idiler:4-Genellikle Kral veya Prens ölünce, tahta ilk erkek evlat geçerdi,erkek evlad olmadığı  durumlarda ,tahta ya Kralın annesi veya eşi geçerdi:
Ermeni  tarihinde , devlet işlerinde önemli görevler  alan , bazı  nedenlere tahtan uzaklaşan kralın  tahtına geçen ermeni  kraliçeler , kral  anneleri , kale ve köy  yönetiminde önemli görevlerde bulunan  ermeni  kadınları  olduğu gibi, savaşlara katılan , hatta komutanlık görevinde bulunan , ermeni kraliçe veya komutanlar da vardır , örneğin, 401 tarihinde  Kral Dikran eşini de cepheye götürmüş , kraliçe bizzat cephede silah dağıtımını  ve nöbet düzenini sağlamıştır, diğer bir örnek ise  Kale komutanı  Prenses Parensem, Kral Dırtad ın kızı Şahanatuğd  ı gösterebiliriz.
Ermeni kadını , sanat , zanaat, ilim , kültür, edebiyat, müzik, tiyatro, el iş, nakış , halıcılık, işlemecilik  ve hemen – hemen  her dalda , ermeni  toplumuna büyük hizmetlerde bulunmuş , çok önemli eserler  vermiştir.
Ermeni kadını  ilk defa,Arşaguniler devrinde Kral Dırtad zamanında, önce yalnız , daha sonraları erkeklerle birlikte tiyatro sahnesine çıkarak  mizahi tiyatroda rol almıştır.. zamanın akışı içinde ermeni kadını , orta çağda ,Ozan(Aşuğ) Türküleri ,Halk Şarkıları okumuş,Halk Oyunları  oynamış,sanat ve edebiyat  alanlarında  eserler vererek,o zamanlardan başlayarak çağdaşlaşmaya gönül verdiğini, kendini kanıtlama  ve özgürleşme  doğrultusunda ilerlemede kararlı  olduğunu kanıtlamıştır.  Zamanın akışı içinde, ermeni toplumunun eğitim, siyasi, sosyal, ulusal  sorunlarına,  kalemleri  ve aydınlık görüşleri ile  eğilen  ilerici ve aydın ermeni kadınları da ermeni  yaşamına damgalarını vurmuşlardır , bunlardan  19y.y da Osmanlıda <Feminist Görüş>lerin ilk öncüleri ermeni kadın yazarlarımız, Hayganüş Mark,Sırpuhi Düsap,Zabel Asadur,Zabel Eseyan unutulmamalıdırlar.
Bugün ermeni kadını her alanda çok büyük gelişme ve başarılar elde etmiştir , sosyal ve siyasal alanlarda  sahip olduğu haklara, bugünün ermeni kadınının , büyük annesi sahip  değildi,. Ermeni kadını  bugün <  Özgürlüğe>,<Bağımsızlığa>,<Erkeklerle Eşitliğe> oldukça yaklaşmıştır:
Anadolu  coğrafyasında  yaşayan kadınların  bugün,  dünden daha özgür, daha fazla haklara sahip olma, ekonomiye, siyası , sosyal  ve kültürel yaşama  dünden  daha  etkin bir  şekilde  katılmaları  doğrultusunda emek ve katkıları olan,19cü y.y Osmanlı  feminizminin bayraktarları ve öncüleri arasında olan Ermeni feminist  kadın  yazarlarından birkaçını bu vesileyle tekrar anmak yerinde olur  sanıyorum.
Osmanlı döneminde kadınların özgürleşmesi ve kadın haklarına sahip olması doğrultusunda  amansız mücadele veren ,bu Ermeni  feminist  kadınlar, kalemleri ,fikirleri ve faaliyetleri ile kadının karanlık dünyasını aydınlatan birer ışık kaynağı olmuşlar ve aydın kişilikler olarak taviz vermez tavırları ,ilerici  yaklaşımları ,ezilmiş kadının güçlü sesi olmaları ile de günümüz  feminist  hareketlere bir örnek olmuşlardır.
Osmanlı  zamanında  Ermeni yaşamında  feministliğin  önderlerinden Ermeni  kadın yazarlardan :
Zabel Eseyan(Hovannesyan) (1878-1943):
1878 yılında İstanbul/Üsküdar da doğdu, yazar olarak ilk yazılarını  Dzaghik(Çiçek) gazetesinde yayınladı:1895  de Paris te Sorbon Üniversitesinde  Edebiyat  ve Felsefe  dalında yüksek öğrenimi alarak, zamanının ilk üniversiteli kadın oldu:
Zabel Eseyan , Mısır, Lübnan , Kafkasya ,Anadolu da yetim ve göçmen  kız ve kadınların  sorunları ile yakından ilgilendi, kendini onların  haklarının savunmasına adadı.
 Batı Ermenice  Edebiyatının ilerici ve yenilikçi yazarlarından olan, Zabel Eseyan, Ermeni batı edebiyatında psikolojik roman  türünü  işleyen ilk kadın  yazardır.
<Dürüst İnsanlar>,<Sahte Dahiler>,<Üsküdar’ın İkindileri>,<Silahtar Bahçeleri>(Silahtari Bardeznerı), <Artık Sevmedikleri Zaman>, <Yıkıntılar Altında> adlı yapıtları en  tanınmışlarıdır:Yazar,Silahtar Bahçeleri adlı eserinde çocukluk anılarını ve olayların  çocukların iç dünyasında bıraktığı izleri, Yıkıntılar İçinde(Averagneru Meç) adlı eserinde ise ,1909 da, 30 000 den fazla  insanın  hayatını kaybederek şehit olduğu Adana  Olaylarındaki  dramı , felaketi , bir annenin ve bir babanın  yaşadıkları   yürek burkan , vicdanları kanatan  dramını, hüzün dolu  yaşamlarını, duygusal bir incelikle anlatmaktadır. Zabel Eseyan 1943  de Ermenistan da  hayata  gözlerini yumdu.
Hayganuş Mark-Toşikyan(1833-1966):
1909 yılında  Zabel Asadur(Sibil)in önçülüğünde  kurulan <Edebiyat Kurulu>(Kragan Tahliç)in genel sekreterliğini üstlenen  Hayganuş Mark –Toşikyan ,1885 de İstanbul/Ayazpaşa da doğdu, Fransız rahibe okulu ve Eseyan Ermeni Lisesinde eğitim  gördü ,1898  yılında Eseyan Kız Lisesinden mezun olduktan hemen sonra  yazarlık hayatına atıldı ,İstanbul ve İzmir’in birçok  Ermeni gazetelerinde yazar olarak çalıştı, daha sonralar 1905-1907 yıllarında eşi ile  birlikte Dzaghik (Çiçek)  gazetesinin  yönetimini  üstlendi ve gazeteyi  kadın gazetesine  dönüştürdü, 1919 da  HAY GİN (Ermeni Kadını) adlı  dergiyi çıkardı , Feminizmin önçülerinden biri olan yazar aynı zamanda  güçlü bir kadın hakları savunucularındandır : Hayganuş Mark  feminizme ve kadın haklarını savunmaya yönelik  çalışmalarını ,eşi ile birlikte  son çıkardıkları <Nor Lur>(Yeni Haber> adlı gazetesinde de sürdürmüştür: Hayganuş Mark Toşikyan, 1964 de İstanbul da  hayata veda etti.
Sırpuhi Düsap(1841-1901):
1841 de İstanbul /Ortaköy de doğdu çalışmalarını, kalemini  ve görüşlerini ,kadınların haklarına ve eğitim sorunlarına yönelik  kullanan ve kadınların ufkunun açılmasında,sosyal ve kültürel gelişmelerine  katkısı olan aydın kadınlarımızdan yazar Sırpuhi Düsap ,Feminizmin o dönemlerde en güçlü savuncularından ve önderlerinden biridir. Düsap hayatı boyunca kadının özgürlüğünü ve bağımsızlığını,kadının kimlik  sahibi olabilmesi için,kendi caba ve imkanlarıyle kendini eğitip  çağdaşlaşması  gerektiğini savundu:
1879 da <Okul sever Ermeni Kadınlar Cemiyeti >ni kurdu ve Cemiyetin   başkanlığını üstlendi:1883 de yayınladığı <MAYDA>adlı ünlü romanı , geleneksel  Ermeni aile yapısını yaralayabilir gerekçesiyle  eleştirilere  maruz kaldı.Feminizmin ünlü önderlerinden ,değerli yazar Sırpıhi Düsap 1901 yılında hayata gözlerini  yumdu..mezarı ,İstanbul-Feriköy Latin Katolik mezarlığındaki ,aile kabristanındadır:
Zabel Asadur-Hancıyan(Sibil): (1863 -1934)
1863 yılında İstanbul /Üsküdar da doğdu,güçlü kalem, eğitimci ,şair ve romancı  Zabel Asadur -Sibil, kadınlarımızın  örgütlenerek güçleneceklerine ve bu şekilde güçlü bir kimlik kazanacaklarına inanarak  ateşli kadın hakları savunucusu olarak ,henüz  daha genç yaşlarında Anadolu  Ermeni kadın ve kızların sorunlarına eğildi,1879 de <Milletperver Ermeni Kadınlar Cemiyeti>(Azkanıver Hayuhiantz)ni kurdu , İstanbul ve Taşrada, Ermeni okullarında öğretmenlik yaptı , özellikle Ermeni yetim kızların eğitimli ve bilgili yetişmeleri için çok çalıştı. Onların hamiliğini üstlendi,onları karanlık  dünyadan çıkarıp ,aydınlığa çıkmaları için çok emek verdi ,eşi Hrant Asadur ile ders kitapları  hazırladı , bugün  Ermeni okullarında ders kitabı olarak okutulan  TANKARAN  adlı kitap onun eseridir.
1894 tarihinde  zamanın baskıları sonuçunda ,Sibil’ in kutsal bir ibadet gibi algıladığı <Milletperver Ermeni Kadınlar Cemiyeti> kapandı ve tüm hayalleri ve hülyaları yıkıldı, ancak  çok geçmeden  Anadolu bozkırlarından  kopup gelen yetim,okuma yazmaya susamış  Ermeni  kadın ve kızların çığlıkları  karşısında, bir nevi  kadınların barınağı ve Okulu olan <Birleşik Topluluk ve Okul Sever Kadınlar Derneği>( Miatzyal Ingerutyun  yev Tıbrotzaser Dignantz Miyutyun) kurdu. 1908 de Meşrutiyetin ilanından sonra ,Milletperver Ermeni Kadınlar Derneği tekrar açıldı:1909 yılında Zabel Asadur, bu derneğin yönetim  kadrosunu  atılgan ve çalışkan  genç ve aydın  beyinlerle  güçlendirdi ve<Edebiyat Kurulu>(Kragan Tahliç) adlı heyeti kurdu , kurulun başkanlığına  Zaruhi Kalemkeryan  ve sekreterliğe ise Hayganuş Mark getirildi, böylece bu kurul Ermeni cemiyet, eğitim ve kültür alanlarında  bal veren bir peteğe dönüştü. Değerli yazar ve feminizm öncülerinden Zabel Asadur-Hancıyan, 1934 de İstanbul da  öldü , mezarı Şişli Ermeni  Mezarlığındadır.
Bugün ermeni kadını her alanda çok büyük gelişme ve başarılar elde etmiştir ,sosyal ve siyasal alanlarda  sahip olduğu haklara, bugünün ermeni kadınının büyük annesi sahip değildi, Ermeni kadını, bugün,eskiye kıyasla daha geniş ”Özgürlüğe”,kavuşmuş,” Erkeklere Eşit” düzeye  yaklaşmanın yanında, hatta, bazı sahalarda onun üstüne çıkmıştır:

Dr.med.Sarkis Adam.
Kaynaklar.:Tarih ve Toplum (3/2000,sayı 195)
                   Surp Pıtgiç Dergisi(Mayıs 2000)
                   Normarmara Gazetesi(18/19 Mayıs 2000)
                   Hay Yegeğetzvo Sargavakuhilen(Apel apeğa New.York 1991)
                   Havakatzo  Arewmıdahay Kıroğneru(Verjin Döşemeçiyan)
                   Cahagirner (Yetuard Sımkeşyan)

Yorumlar kapatıldı.