İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Fransa ve Ermeni Sorunu

Ömer Engin Lütem
İki cumhurbaşkanı düzenledikleri basın toplantısında bu konuya doğrudan temas etmemişler ancak bir gazetecinin sorusu üzerine tutumlarını açıklamışlardır. Hollande geçmişe ilişkin olarak bellek çalışması yapmanın daima acı verdiğini ama yapılması gerektiğini söylemiş, herkesin geçmişte olanları araştırılması ve tanınması yoluyla barışma aramasından bahsetmiş, daha sonra ise Fransa’nın bu sorunu hukuki alanda çözmek isteğine temasla Avrupa Birliği içinde soykırım inkârının cezalandırılmasına dair 2008 yılı çerçeve karara atıf yapmıştır. Bu karara göre Avrupa Birliğine üye ülkeler soykırımın inkârının cezalandırılması için kendi mevzuatlarında gerekli değişiklikleri, ifade özgürlüğünü zedelemeden, yapacaklardır. Ancak, öngörülen süre dolmuş olmakla beraber, Fransa dâhil, birçok ülke mevzuatında henüz değişiklik yapamamıştır.

 *** 
Fransız Cumhurbaşkanı François Hollande’ın bu hafta başında Türkiye’ye yaptığı ziyaret bu ülkenin Ermeni sorunu karşısındaki tutumunu yeniden gündeme getirmiştir.
Bilindiği üzere Fransa, 2001 yılında kabul ettiği bir kanunla Ermeni soykırımını resmen tanımıştır. Daha sonra soykırım iddialarını reddedenlerin cezalandırılması amacıyla bir başka kanun çıkarılması söz konusu olmuş ve uzun süren bir süreç sonunda bu konuda 2012 yılı Ocak ayında bir kanun kabul edilmiş ancak Fransa Anayasa Konseyi (Mahkemesi) söz konusu kanunu iptal etmiştir.
Hatırlanacağı üzere Türkiye Fransa’nın bu tutumuna kesinlikle karşı çıkmış ve bu konu nedeniyle iki ülke ilişkilerinde zaman zaman bunalımlar yaşanmış ve ikili işbirliğinde de gerilemeler olmuştur.
Gerek 2001 gerek 2012 yılları kanunlarının kabul edilmesinde, Fransa Sosyalist Partinin en önde gelen isimlerinden olan François Hollande’ın büyük katkısı olmuştur. Bu nedenle adı geçenin Cumhurbaşkanı seçilmesi Fransa’daki Ermeni cemaati tarafından sevinçle karşılanmış ve soykırım iddialarını reddeden kişilerin cezalandırılmasını sağlayacak bir hukuki düzenlemenin kısa zamanda yapılabileceği ümidini doğurmuştur. Ancak Hollande cumhurbaşkanı seçildikten sonra, Türkiye ile yeniden iyi ilişkiler kurabilmek amacıyla, bu konuda gayet ihtiyatlı davranmış, söz vermesine rağmen 2013 yılı 24 Nisan anma törenine katılmamış, cezalandırma konusunda yeni bir kanunu parlamentoya sunmamış buna karşılık Ermeni cemaati temsilcileriyle temas içinde olmaya özen göstermiştir.
Hollande Türkiye’yi ziyareti sırasında yaptığı konuşmalarda “soykırım” ve “Ermeni” sözcüklerini kullanmayarak Türkiye’nin hassasiyetini dikkate almıştır. Buna karşın bu konuya “geçmişin hatırlanması” ve “bellek çalışması yapılması” gibi  formüllerle değinmiştir. Cumhurbaşkanı Gül ile  yaptığı görüşmelerde de, Ermeni soykırım iddialarının da, birinci sırayı almasa da, gündeme gelmiş olması normaldir. İki cumhurbaşkanı düzenledikleri basın toplantısında bu konuya doğrudan temas etmemişler ancak bir gazetecinin sorusu üzerine tutumlarını açıklamışlardır. Hollande geçmişe ilişkin olarak bellek çalışması yapmanın daima acı verdiğini ama yapılması gerektiğini söylemiş, herkesin geçmişte olanları araştırılması ve tanınması yoluyla barışma aramasından bahsetmiş, daha sonra ise Fransa’nın bu sorunu hukuki alanda çözmek isteğine temasla Avrupa Birliği içinde soykırım inkârının cezalandırılmasına dair 2008 yılı çerçeve karara atıf yapmıştır. Bu karara göre Avrupa Birliğine üye ülkeler soykırımın inkârının cezalandırılması için kendi mevzuatlarında gerekli değişiklikleri, ifade özgürlüğünü zedelemeden, yapacaklardır. Ancak, öngörülen süre dolmuş olmakla beraber, Fransa dâhil, birçok ülke mevzuatında henüz değişiklik yapamamıştır.
Cumhurbaşkanı Gül ise Türkiye’nin bilinen tutumunu tekrarlayarak 100 yıl önceki acıların herkesin ortak acısı olduğunu, bunları nesilden nesle taşımanın doğru olmadığını, Çanakkale savaşları için yapıldığı gibi bu eski acılardan dostluk çıkarmak ve bu gibi konuları tarihçilere bırakmak gerektiğini ifade etmiştir.
Sonuç olarak iki taraf da bu konuda bilinen tutumlarını korumuştur. Fransa’nın soykırımların inkârını cezalandırmak için alacağı herhangi bir önlemin, Ermenileri açıkça zikretmediği takdirde iki ülke ilişkilerine fazla bir zarar vermeyeceğini,  buna karşılık Ermenileri esas kabul ederse, Türkiye’nin tepkisini çekeceğini ve halen yeniden kurulmak istenen yakın işbirliğini zedeleyeceğini söylemek mümkündür.
http://www.turkishny.com/authors/143975-omer-engin-lutem/143975-omer-engin-lutem#.UuxGA_l_uWY

Yorumlar kapatıldı.