İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye’de Ermeni, Ermenistan’da Kürdüm

Vahap Işık  / bawernezan@gmail.com
Her iki halkın arasında da, Pîr Sultana karşı durmuş Hızır Paşalardan, Mem û Zîn’e karşı durmuş Bekoyê Ewanlardan olmasaydı, şayet olmasalardı bugün Kürdler ile Ermeniler karşı karşıya değil de yan yana olurdu. Bir gün en büyük sorun olan, hatta sorunların da sorunu olan EMPATİ SORUNUNU çözdükten sonra aynı sofrada çoğalacağız, umudum hala var ve tehditler, karalamalara rağmen yolumdan vazgeçmeyeceğim.

Sayın Sarkis, bundan sadece birkaç gün önce değerli bir dostunun ilettiği bir link ile yazımı okuduğunu söylemiş. Sayın Sarkis’e o yazıyı bizzat ben gönderdim, mesaj çekip bu konuda ne düşündüğünü yazdım, baktım ki yanıt gelmedi, ben de duvarında bir de değil, tam iki defa paylaştım, neden bunu da açıklamadı… Günlerce cevap vermesini bekledim, bu konu hakkında bildiklerini bana söylemesini bekledim. Peki siz ne yaptınız sayın Sarkis, siz ise beni hedef etmek için çabalamışsınız. Yaptığınız bu davranışı kınıyorum.
Sayın Sarkis yaş olarak benden hayli büyüktür, kendisinin üslubu kendisini ilgilendirir, ona ve bütün herkese karşı saygıyı elden bırakmadan yazmaya çalışacağım. Doktor için demiş ki:
‘Şunlar öldürmüşlerdir, ya da akrabaları.. Ermeni halkı ve onun günümüzde sahip olduğu Ermenistan devletine karşı bu denli düşmanca, kin dolu ve akla-vicdana sığmaz YALAN’la harmanlanarak sunulmuş UYDURMA bilgilerin birarada olmasından bir insan olarak bayağı ürperdim diyebilirim’ Sonra düşmanlık değil de dostluk kurulsun diye, karşılıklı el uzatmalar oluşsun diye uzattığım elimi hedef göstermiş. Siz Barış ve Empatiden neden korkuyorsunuz Sayın Sarkis.. Beni bir anda Ermeni Halkının düşmanı etmişsiniz. Yazımda her halkın olduğu gibi Ermenilerin de Faşisti vardır demişim, nasıl ki Hitleri Alman Halkının sözcüsü kabul etmiyorsam o faşistleri de Ermeni Halkı için kabul etmiyorum diyorum. Neden bu kadar tahammülsüzsünüz, bir siyahiden de polis olamaz mı, ya da bir Ermeni asla ve katiyen faşist olamaz mı… Kendinize ayna almanızı rica edip kırıcı davranmayacağım.. Ortak bir yaşamı kurmak varken intikam tugayı kurduğunuzun artık farkına varın ve eğer bunu bilerek de yapıyorsanız vay sizi ciddiye alan Ermeni ve Kürdlerin haline..
Sayın Sarkis, Hrant sağken onunla ne kadar uzlaşıyordunuz, hani siz Doktor cinayeti hakkında halk arasındaki söylentileri delil olarak gösteriyordunuz ya, ha işte ben de kimi söylentiler duyuyorum, dediklerine göre çok eski yıllardan bu yana arkadaşmışsınız ancak birçok konuda suyunuz ayrıymış, söylenti işte… Bu söylentilerin tamamı da yalan olabilir, bu okuyucuların kararıdır. Ve yine diyorlar ki Hrant Dink öldükten sonra Sayın Sarkis gibi birkaç kişi Hrant’ı iyi bir politik malzeme haline getirmiş. Bu kadarla da kalmıyorlar, dediklerine göre Hrant’ın canını pek değerli görmeyenler, ölüsü üstünden prim kazanıyormuş. Bu söylenilenlerin bir çoğu asparagas da olabilir. Buna ben ya da siz değil, halk karar verir. Ermenistan’daki ya da Türkiye’deki herhangi bir iktidar değil, dediğim gibi Halk..
Zira Hrant’ın dünyaya baktığı yerin merkezinde; bir Ermeni’den-Kürdden-Eşcinselden.. önce ‘Empati’ vardı.. Yüzde yüz doğru olan bir şey olmayacağı gibi yüzde yüz yalan bir şey de olamaz, evet Ermenistan Devletini 91’den sonra, özellikle Sovyet Bloğu dağıldıktan sonra yer yer eleştiriyorum, eleştirmek de hakkım, kimse ve hiçbir şey dokunulmaz değildir.
Sayın Sarkis, yazınızı worde aktarıp içinden hakaret vari birçok sözcük seçtim, bu şekilde verilen bir cevap gibi bir cevap vermeyeceğim. Zira bizleri okuyan insanlar var, biraz sorumluluk sahibi olmalıyız. Halkları bir araya kavga ettirmeden getirmeye çalışmalıyız, siz onları sürekli karşı karşıya getiriyorsunuz.
Sayın Sarkis, Sehîdê îbo konusunda eksik bilginiz var. Sehîdê îbo şair ve doktor olmasının yanında, roman yazarı, Kürd Halk Araştırmaları yapan biriydi, Êrîvan radyosuna da uzak olan biri değildir. Doktor îbo’nun devlet organlarıyla sorunun olmadığını, Doktorun sessiz-sedasız ve baş ağrısız bir hayat yaşadığını söylediğinizi okuduğumda çok şaşırdım, Ermenistan’da yaşıyor olmanıza rağmen, yakın tarih konusunda bana ve bazı kesimlere alttan alta hakaret etmekten fırsat bulup da bilgileri ver(e)memişsiniz… Dertsiz ve baş ağrısız bir insan, yani Doktor, neden derdi ve baş ağrısını yazardı Sayın Sarkis.. (KüRTLERİN BİRLİK VE BERABERLİK İÇİNDE OLMALARINI ÖĞÜTLEYEN BİRÇOK ŞİİRİ VARDIR) Madem bu adamın hiçbir bağ ağrısı yoktu, peki neden başı ağrıyordu… Siz Doktoru anlatınca aklıma Yaşar Kemal’in İnce Memed Romanı geldi, oradaki İnce Memed’in babası geldi. Onun için Etliye sütlüye karışmayan biriydi denilir roman içinde, o etliye sütlüye karışmamak nedir diye muhabbet uzar ve Memed’in babasının etliye sütlüye karışmayan sefil biri olduğu net bir şekilde söylenir. Sayın Sarkis, doktor gerçekten de etliye sütlüye karışmayan sefil biri miydi, yani dünyadan ve de dertten elini ayağını çekmiş, etkisiz bir insan mıydı… Hayatı boyunca hiçbir konuda tek bir sıkıntı yaşamamıştır demişsiniz. Doktor bir roman yazarıdır da, Kürdçe olarak yazdığı tıp kitaplarının yazarıdır da. Doktorun yazdığı Kurda Rewî Romanı hakkında da bilginiz yok sanırım. Acaba Doktorun Kürdçe kitaplarının Ermenice çevirisi yok mu, eğer Kürdçe öğrenirseniz size hediye olarak romanını ve Kürdçe yazılmış öteki çalışmalarını gönderebilirim. Kürdçe ve Kürd sözücüğü denildiğinde içinizdeki velveleyi duyar gibiyim, ben şahsen Ermenice’yi bir şekilde öğrenmek istiyorum, Ermenice’ye ve Demokrat Ermeniler’e karşı bir sempatim var, bunun için de beni yargılamazsınız herhalde.. Doktor cinayeti hakkında halkın ağzında dolaşan söylentileri kanıt göstermeniz de beni şaşırttı. ( Madem söylentilerden bahsedeceğiz, ben de duyduğum bazı “ söylentileri” paylaşayım. Doktor öldürülmeden çok önce, kendisi hakkında bazı faşist kesimlerin, Doktorun, Ermeni çocukların tedavisinde kullandığı bazı iğneleri, aslında onları kısırlaştırma amaçlı kullandığı ve Sehîdê îbo’nun böylece Ermeni soyunu kurutmayı amaçladığı gibi kafatası saman dolu insan iftirası yayılmış )Sizin gibi belgelerden bahseden bir insan neden Mahkeme Kayıtlarına ulaşamadı, sanırım bu yazım bir süredir gündeminizde ve siz de Ermenistan’da, Erivan’da yaşıyorsunuz. Zor olmasaydı gerek, hakaret dolusu bir yazı yazacağınıza başka yollar da deneyebilirdiniz. (Bir başka soru; madem bu kadar eminsiniz, bildiklerinizi neden Ermenistan güvenliği ve adaleti bilmiyor, ya da biliyorsa neden suçluları yakalamıyor..)
Doktorun köyünün ismini yanlış mı edinmişim diye Ermenistan’daki birkaç arkadaşıma ulaştım. Bana halen cevap gelmedi, yanlış yazmış olabilirim. Ancak buradaki sorun köyün isminin Delal, ya da Baş olması değil, asıl sorun Kürdler’in Ermenilerle yaşadıkları herhangi bir yerde, en ufak bir köye bile isim koyup koymadıklarıdır, bunun olmadığını söyleyenler var, bu yaklaşım çok fazla Tekçilik değil midir acaba… Jirîn ile Jêrîn kelimeleri farklıdır efendim, bana yine hakaret edip karıştırdığımı söylemişsiniz, ancak ne yazık ki karıştıran siz olmuşsunuz. Neyse sizin gibi mevzuyu alakasız yerlere çekip de insanları birbirine kışkırtmayacağım.
1915 merkezli zamanda, Türk ve Kürt başıbozuklarının olduğu doğrudur, ama genelleme yapmamız doğru değildir, peki bu başı bozukluk durumunun, yani kanlı dönemde Rus ve Ermeni başı bozukların da olduğunu inkâr etmemiz anlamına gelmez dersem büyük bir günah mı işlemiş olurum.. Sayın Sarkis, Besê Hozat olayında sizin bu yazınız ve öteki yazılarınızın linki burada, bu yazılarınızın haklı olduğu kimi yerler var, ama aklı selim yazmamışsınız. Yazılarınızda çok fazla Kibir, Kin var. Ermeni olmayan ve Ermenilere karşı sempatisi olan birçok insan tanıyorum, bunların çoğu sizin yazılarınızı okuduktan sonra değişmiş, bir Halkı kendi içinde boğup, dışarıya karşı da yanlızlaştırıyorsunuz, sizi okudukça Hrant’ın eksikliğini hissediyorum, size değil, 2015’e doğru ilerlerken ona ihtiyacımız var. :
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=624873454214468&set=a.444362452265570.91861.100000754584617&type=1&theater
Bu dönemde ‘bir iki eksikliği ve düzeltilesi yerleri mutlaka olan’ ve olsa da sizlere cevap verdiğim, sizlerle karşılıklı konuşmak için yazdığım yazım ise bu linktedir: http://jiyan.org/2014/01/13/1915te-kurdler-ve-ermeniler-sanikin-kirvelerine-arzu-halidir/ O cephenin farklı kanatlarından da (KCK-BDP-HDP) yanlış anlaşılmalar için birçok açıklama geldi. Ve bunların hiçbiri sizi ikna etmedi, ne yapsalar hoşunuza gider, kendilerini kurşunlasınlar mı…
 “Onlar bizlerin konuşulmazları.. Onlar bizlerin bahsetmedikleri.. Onlar diasporasızlardır. Onlar parasızlar ve de sofradaki yerleri haram sayılanlardır, onlar bırakın Lobi’yi evlerinde doğru düzgün bir odası bile zor olanlardır” Êzîler için söylediğim bu sözleri neden kendiniz için bir hakaretmiş gibi algıladınız anlayamadım… Êzîdî Kürdler ile ilgili kurduğum 4 cümleden sonra yine kriz dolu cümlelerinizden kurmuşsunuz, Ermeni Halkının 1915 acısıyla dalga geçtiğimi söylemeniz bir zulümdür. Madem bir yazımdan dolayı beni bu şekilde itham ediyorsunuz, işte o zaman da size yine kısa bir süre önce yayınlanmış başka bir yazımın linkini veriyorum. Burada ise Ermenileri değil, tam tersine Kürd ve Müslümanları eleştirmişim, şimdi ben Kürd Düşmanı mıyım, yoksa Ermeni Düşmanı mı oluyorum… Ya da insanları düşman görmekten vazgeçseniz, yeni bir dil kazansanız daha iyi olmaz mı..
http://jiyan.org/2013/12/26/noel-bayrami-ile-kurulmus-koyleri-ezan-seslerine-bogulmusken/
Sayın Sarkis. Bir devlet adına yazmıyorum, siz bir devlet adına yazıp okuduğunuz için beni de o şekilde görüyorsunuz. Lütfen biraz daha sağ duyulu yaşayın. Bu kışkırtıcı diliniz çok tehlikeli.
Êzîdî Kürdlerin de Serhadı, yurtlarını özlediklerini söylemem sizde Ermenilere karşı bir hakaret olarak algılanmış. Peki Kürdler Jupiter’den ya da Mars’tan mı geldi; yoksa siz de Milliyetçi Türkler gibi düşünüp Kürdlerin aslen Türk olduğunu ve Kürd kelimesinin de Türklerin dağda yürürken çıkardıklar Kard-Kurd kelimesinden geldiğini mi iddia ediyorsunuz… Sizin yazılarınızın linklerini üstte vermiştim, diğer yazılarınızın da okunmasını tavsiye ediyorum. O yazılarınızdan birinde Kürdleri çadırlarda yaşayan hırsızlara benzetmiştiniz sanırım, bu çok art niyetli, yapıcı olmayan bir dil. Sayın Sarkis siz çok ateşlisiniz, en azından 1915’i daha rahat konuşabilmemiz için siz biraz dinlenseniz de daha uygun cümleler kuran Ermeni arkadaşlarla konuşsak daha iyi olur. Zira yazılarınızda sağ duyu yok, bütün cümlelerinizde ‘İntikam’ var. Sayın Sarkis, Êzîdîler’in ezici çoğunluğunun okuma ve yazmayı Ermenistan Devleti ve Ermenilerin öğrettiğini söylemişsiniz. Yani siz Ermenistanlı Kürdlerin Öğretmenisiniz, Peygamber gibi yani. Velev ki bu doğrudur, velev ki sizin kendiniz de Sarkis olarak bir Peygamberdir, ama bunu komşusuna sadaka verdiğini sürekli söyleyen bir Sofu gibi, bana yazdığınız hakaretler arasında söylediğiniz gibi, birçok yerde dillendirmeniz doğru mudur… Demek ki Rusya Matbaaları kontrol etmiyordu, yani öyle demişsiniz, oysa en basit bir araştırmanın bile yapılması bu tezinizi çürütecektir, Rus olanlara karşı bile böyle bir ambargo vardı. Sadece matbaa konusunda mı peki, hayır, Tarkovski bile son filmini sürgünde tamamlamıştır, birçok şey devletin izni ve kontrolündeydi. Ermenistan’daki Kürdler hakkında Sayın Sarkis birçok şey yazmış, biraz daha kendisini zorlasa kütüphanesine 10 santim çapında bir kitap bile yerleştirebilirdi. Ancak bu durumu daha farklı yerlerden de sorup soruşturmanızı isterim. Prof. Dr. Jan İlhan Kızılhan’dan bir şeyler öğrenilebilir. Ya da yine bir Ermenistanlı Kürd olan Ehmedê Mirazî araştırılabilir. Onları da geçelim, Sarı Hocanın, İsmail Beşikçi’nin bu durumla ilgili kimi çalışmaları mutlaka vardır değil mi.. Onlara bakabiliriz. Birçok farklı kaynaktan da zamanı okuyabiliriz. Zaman tek bir gözden bakıldığında eksik görülür, sakat kalır. Sarı Hocadan bahsettim de aklıma “Ermenistan-Azerbaycan Çatışmasında Kızıl Kürdistan ” adlı makalesi geldi, bence dünyaya her yerden bakmaya çalışalım.. Azerbeycan ve Ermenistan Devleti arasındaki durum konusunda da Sayın Sarkis bana epey saydırmış, bu makale gündeme getirilip tartışılmalıdır derim.
Bir sürü şey bağırmışsınız, bunlardan biri de Bütün Êzîdiler iki defa Kürddür deyişim üstüne. Bunu ben hep söylerim ki, yani.. Êzîdî ve Kürd kelimesi bir aradayken sizde alerji yaratabilir diye kusura bakmayın ama kendimi Ermenistan Cumhuriyetine göre şekillendiremem. Aynen Kürd ve Aleviler konusunda Türkiye Cumhuriyetinin dayatmasıyla bu görüş bire bir tutuyor.
Sayın Sarkis size ait bir cümle daha: ‘SSCB tarihinin resmi son nüfus sayımında S.S.Ermenistan Cumhuriyeti’nde 51 bin 900 Ezîdî, 3 bin 25 Kürt yaşadığı kayıtlara geçer.’ Neden Êzîdî ve Kürdleri sayarken bile ayrı sayıyorsunuz, ya da neden özellikle ayrı saymış… (YAZINIZIN BAŞINDAN SONUNA KADAR BİRÇOK YERDE ÊZÎDÎ VE KÜRD AYRIMI YAPMIŞSINIZ…) Bence, ”’şayet bu nüfus sayımı doğruysa”’ Ermenistan’dan sürekli göç etmeleri bir yana bırakırsam, yaklaşık 54.925 Kürd yaşıyor. (Ayrıca Ermenistan’da kaç tane ”Müslüman” sıfatlı Kürt var acaba… O Müslüman sözcüğünü neden yazmamışsınız acaba…) Ya da ülkede bulunan yüzlerce aydın, yazar, gazeteci, şair ve bilim insanı neden eski Sovyet cumhuriyetlerinde, anlatabilir misiniz bizlere… Keyiflerinden gitmediler heralde, biliyorsanız siz açıklayın Sayın Sarkis….
Türkiye Cumhuriyetinin bugün Kürd Dilini az da olsa kabul etmesi, tam olarak beğenmesek de TRT-6 adındaki kanalı açması nasıl ki devletin gökten düşen elması değilse, işte gerek Ezidilerin Sesi adındaki dergi ve gerekse de Êrîvan Radyosu Bir Lütuf değil, Bir Haktır. Özellikle Sovyetler döneminde azınlıklara verilmiş, Sovyet Sosyalist politikalar gereği tüm halklara verilen haklardır. Sovyetler dönemiyle Ermenistan Cumhuriyeti dönemini karşılaştırmanızı tavsiye etmem, zira eminim ki kendi tezlerinizi çürütmüş olursunuz. İnsanların hakları olan bir şeyleri yaşamasıyla sadaka kültürüyle lütuf verilmiş gibi davranılmasını ayırt etmek gerekir. Uzayda su arama çalışmaları, hayat arama çalışmaları sürerken KİBİR de neyin nesi… İnsanın insana, haklarını yaşamaya başladığında lütufta bulunduğunu söylemesi FAŞİZMİN herhangi bir çocuğu değil midir.. Siz Mazlum bir Halkın Çocuğusunuz ve biz, beyaz zulmüne karşı siyahileri polis olsunlar diye savunmuyoruz…
Sürekli Ermeni Halkına kustuğum kinden bahsetmiş, oysa ben Halklardan herhangi birine kin kusmadım, Halkların birbirine ”empati” ile yakınlaşması için kin kusanların üstündeki örtüyü kaldırdım. Bu durumdan neden rahatsız oldunuz..
Peki Empati nedir, diye size sorsam klaşe uzun uzadıya bir yazıda etkileyiciliğiniz artsın diye Empatinin sözlük anlamlarını yazacak, küfür ve karalamalarınızı süsleyeceksiniz… Bunu bütün saldırılarınızda yapıyorsunuz, zira bütün yazılarını incelendiğinde birçok yerde böylesi Öğretmenlikleriniz görülecektir.. Sizin kadar etkileyici olamayacağım sayın Sarkis, Empatiyi daha farklı tanımlayacağım:
 Empati, 1915’te katliamlar yaşamış Ermeni Halkıdır! Empati, 1870’lerde Rus askerlerinin potinlerinin altında inleyen Kürd Halkıdır! Empati, İstanbul’da milliyetçilerce galeyana getirilen bir çocuk tarafından öldürülmüş Hrant Dink’tir! Empati,Diyarbakır sokaklarında öldürülen Musa Anter’dir! Empati, bugün faili meçhul cinayetler arasında bulunan ve herhangi bir devletin alnındaki kara leke olan Sehîdê îbo’dur.. Empati, sürekli öldürülen en büyük mazlumun ta kendisidir. Empati, herkesi ve her şeyi anlamaktır. Empati; Kürdü, Türkü, Ermeniyi, Eşcinseli, Bütün İnançları, Ateisti, Kirlettiğimiz Havayı, Erittiğimiz Kutupları, Nesli Tükenmek Üzere Olan Hayvan ve Bitkileri… anlayabilmektir. Ve Empatinin katili, İttihat ve Terraki Partisidir.. Ve Empatinin katili, bazı Kürdlerin de içinde olduğu çıkarcı ve katil işbirlikçilerdir. Ve Empatinin Katili, Hrant’ı öldürmüş olan Ogün Samast’ı galeyana getirmiş Türk Milliyetçiliğidir.. Ve Empatinin Katili, Musa Anter’i öldüren JİTEM’dir.
Ve siz Bu kadar hakaret dolu bir kampanyayı hangi vicdanınızla başlattınız… Size sizin gibi konuşmak istemiyorum. Bir faili meçhul cinayetini gündeme getirdim diye, edepsiz ve fitursuzca bir sürü kelimeyi bir trenin vagonları gibi ard arda dizmişsiniz, bana karşı başlattığınız kampanyayla, Nisan 1915’te Haydarpaşa’dan yola çıkan ve de Ermeni soykırımlarına doğru yol alan meşhur treni anımsadım. Neden bu kadar kendinizi kaybettiniz, ya da kendinizi neden kaybediyorsunuz, yoksa katilleri tanıyor musunuz, onların gündeme gelmesi için bugüne kadar kendi şahsınız adına ne yaptınız… Sayın Sarkis diyor ki: ‘Ermenistan Bilim ve Eğitim Bakanlığı’nca kimi okullarda Ezîdî çocuklar için hazırlanan ders kitaplarında Doktor Sehîde Îbo var’ Olacaktır tabi Sayın Sarkis. Ve böyle bir şey var diye Ermenistan Cumhuriyetinin verdiği lütuf karşısında eğilmek mi gerekiyor… Bugün Türkiye Cumhuriyetine baktığımızda Van’da Feqiyê Teyran Parkı vardır, bugün Mardin Artuklu Üniversitesinde Kürdoloji Bölümü vardır. Halkın kendi değerlerini yaşama ve yaşatma hakkı vardır, bugün kalkıp da bu değerleri bir Devletin sağladığını söylersek, değerlerinden vazgeçmemiş ve bu konuda ısrarlı durmuş olan Halklara karşı inkârda bulunuruz, sadece devlete ve iktidara karşı yalakalanmış oluruz.
A.Hitler’in baş propagandisti Goebels, bilirsiniz bunu. Lütfen onun yaptıklarını yapmayın, yoksa bir mazlumdan bir canavar yaratırsınız ve tarih sizi de öncekiler gibi anar.. Bu cinayetin ardından, Doktorun ölümünden sonra kayınçosu eniştesinin davasını takip etmek için ta Moskova’dan kalkıp gelmiştir, kendisinin bu soruşturmanın nerede olduğu, dışarıdan mı takip ettiği yoksa bizzat soruşturmayı yapan memurlar arasında mı olduğunu bilmiyoruz. Memurlardan biri de olabilir, ama diğer seçenek daha mantıklı sanki. Dostlar, sizce de Sayın Sarkis’in iddia ettiği gibi kan davalısını bulmak için ta Moskova’dan gelmiş olan bu akraba, bu cinayet için Devletin görevlendirdiği Şef olabilir mi… Bu konuda Ermeni Milliyetçilerinden değil de, cevabı Ermenistan Kürdlerinden ve de Demokrat Ermenilerden alacağız, bakalım ne düşünüyorlar… Velev ki kayınço da Şef oldu, ama yine de bu cinayet aydınlatılamamıştır. Bu cinayetin mahkeme kayıtlarını istiyoruz, Ermenistan Cumhuriyetinin bütün iyi niyetlerine rağmen Doktor cinayeti nasıl saklı kalabilir ki… Eğer durum Sayın Sarkis’in de ifade ettiği gibi ise, işte o zaman devletin istifa etmesi lazım ve onun yerine yeni bir Ermeni Devleti kurulsun, zira kafamdaki soru işaretleri Sayın Sarkis’in çarpıtmaları ve de hakaretleri arasında cevabını bulmuş değil.
Dostlar, bir Türk Milliyetçisi ile Hrant Dink cinayetini konuşmaya çalışmıştım. Ben ona Hrant’ın katilini istiyorum derken, o ise Hrant’ın doğduğu Malatya’daki mahallenin adını yanlış yazdığımı ve o mahallenin ezelden beridir Türk olduğunu ve Türk kalacağını söylüyordu. Ben diyordum ki Hrant’ın katilini istiyorum, o ise bambaşka yerlere dikkatimi çekerek olayı bulanıklaştırıyordu, ben diyordum ki katil devlet neden dosyayı dondurup rafa kaldırdı, bir katili bile bulmaktan aciz olamaz herhalde, bir devlet istese farenin yuvasına TV bile kurabilir, eğer saklıyorsa biz de haklı olarak gözlerimizi o devlete dikeriz. Bu dediklerime karşılık Türk Milliyetçisi şöyle diyordu: ‘Hrant’ın eniştesi Türkiye Cumhuriyeti Mitinde Nitinde bilmem hangi memurluğu yapmıştır..’ Şimdi Ermeni Milliyetçilerden biri kalkıp da Profesörün yakın bir arkadaşı olduğunu ve onu akrabalarının öldürdüğünü ve bu cinayeti gözleriyle gördüğünü söyleyebilir, yani bir milliyetçi her an her şeyi söyleyebilir. Milliyetçi; aşırı kıyafetçi insandır.. Allah’tan Doktordan günümüze kalmış eserleri var, o dönemin şartları var.. Mesela Erivan Radyosu, Erivan Radyosu devletin baskısıyla ikiye ayrılacaktı. O dönem Alevi ve Sunni Kürdler arasında nasıl politikalar yapılıyorsa, orada da Ezidi ve Müslüman Kürdler arasında aynı politika mevcuttu. Sayın Sarkis demiş ki: “İnce elenip çok sık dokunan” bu kriminel dosyanın hiçbir bulguya ulaşılmaması nedeniyle dondurulup arşive yollanmasından haberi bile olmadığından emin olduğum Vahap Işık’ın…” diye cümleleri… Dizdiğiniz bu cümlelerden sonra da yine bitirdiğiniz bir hakaretten sonra hoş olmayan, ruhu düşmanca olan bir başka cümleye başlamışsınız. Ancak birçok şeyde olduğu gibi bunda da yanılıyorsun. Biraz nefes almamız ve kendimize şunu sormamız lazımdır: ‘Şayet Vahap Işık denilen genç ve cahil insan, bu dosyanın ortadan kaldırılıp incelenmediğini bilmeseydi , evet o zaman bu cinayeti gündeme getirir miydi..’ Ayrıca bu dosya neden dondurulup arşive kaldırılmış açıklamanız gerekmez mi… Yazdığınız sebepler inandırıcı değil, inandırıcı sebepleri görmemiz gerekmez mi sizce de…
Vahap Işık hakkında maşallah söylemediğini hiçbir şey kalmamışız. Daha önce birkaç bölümünü izlediğim bir dizi vardı, Kurtlar Vadisi isminde, Sayın Sarkis Kurtlar Vadisinin senaristi gibi. Sürekli komplo kuruyor ve sürekli insanlar ölüyor, her yer kan ve barut kokuyor. Senarist tek bir bölümde bile acaba insan öldürmeden kinsiz bir şekilde bölümü tamamlamış mıdır, diye sordum, diziyi takip eden bir arkadaşımdan ‘Hayır’ cevabını aldım.. Ermenistan Düşmanlığı yapıyormuşum. T.C. Devleti Özel Harp Dairesiyle ilişkim varmış.. Ankara’nın oyuncularından birisiymişim.. Ve Sayın Sarkis hızını alamayıp yine genellemelere (Tanrı ve Tiran ruh hali) başlayıp bütün Kürdleri Hamidiyeci yapıp benim de dedelerimi onlar arasına kattı. Ogün Samast örneğinde olduğu gibi derin devletin maşasıyım he.. Canın sağ olsun be Sayın Sarkis, ben sadece cinayeti, katılırsın ya da katılmazsın hakaret etmeden gündeme taşıdım, daha birkaç hafta önce yazdığım başka bir yazımdan hemen sonra bana bir cümle kurmuştun, hatırlarsın, cümle aynen şuydu:
Sarkis Hatspanian • Bak sen gibi bu denli namuslu ve dürüst insanla tanışma onurunu yaşadığım için çok mutluyum. 10 Ocak, 01:41 (Yazı budur: http://jiyan.org/2013/12/26/noel-bayrami-ile-kurulmus-koyleri-ezan-seslerine-bogulmusken/)
• Şimdide kalkıp bir başka yazımdan dolayı tam tersini söylüyorsun.
Sayın Sarkis, siz bipolar- duygu durum bozukluğu mu yaşıyorsunuz, mani depresif misiniz, böylesi klinik bir durumunuz olduğunu düşünüyorum. Beni hiç kimse harekete geçirmedi Sayın Sarkis, bir sürü komplo teorisi kurmuşsunuz, bazı yazılarım sizi oldukça rahatsız edebilir, ama birçok Ermeni arkadaşımla yakınlaşmamı sağlıyor. Ve benim de her insan gibi özümde birçok eksikliğim vardır, ama hiçbir zaman savaşa asker çağırmayacağım Sayın Sarkis. İyi bir asker olacağıma, kanatlarına sapan yese de bir Barış güvercini olmak istiyorum, bu topraklarda çok kan döküldü, artık EMPATİ’nin vakti geldi de geçiyor. Bugün Milliyetçi Hareket Partisi neden Ankara Meclisinde 3. sırada biliyor musunuz? Çünkü Alpaslan Türkeş ve Muhsin Yazıcıoğlu’ndan sonra kitleleri savaşa çağırtacak bir evlat yetiştirmedikleri için… Kitleleri savaşa çağırtmayın Sayın Sarkis, gücünüz yetiyorsa Barıştırın, yok eğer güçsüzseniz de lütfen susun ve biraz da olsa izleyin.
Birçok yerde iletişim bilgilerimden tutun da resmime kadar, birçok küfür ve hakaret adı altında linç ettirilmem için meydana sürdünüz.. Ben Pîr’in kapısındaki odunu bile olamam, ama ben Pir Sultan Dergahından seslendim, çünkü ben kavgayı, boğuşmayı değil, ben sevgi dilini, ben KARŞILIKLI EMPATİYİ yarım yamalak bir şekilde de olsa dile getirmeye çalıştım. Bugün birçok insan 1915’in aleyhinde atıp tutuyor, onlara neden saldırmıyorsunuz, onlar Milliyetçi oldukları ve ben de EMPATİ kurduğum için mi… EMPATİDEN neden korkuyorsunuz Sayın Sarkis, Milliyetçiliğe Milliyetçilikle karşılık verildiğinde olmasını istediğiniz olaylar varsa, lütfen benden uzak durun, çünkü savaşamayacak kadar güçlüyüm, SAVAŞA VİCDAN-İ RED!
Birçok yazara seslenmişsiniz, birçok siteye haber uçurtmuşsunuz. Fotoğrafımı, ismimi ve iletişim bilgilerimi yayınlayarak hedef göstermeniz neticesinde, sizin paylaştığınız, kimlik bilgim ve altında hakaretleriniz olan fotoğrafımın altında bir çok hakaret söz konusu, bana gelen birçok tehdit mailleri söz konusu. İşyerime kadar telefon edildiğini de bu bilgilere eklemeliyim. Özeleştiri ve özür gerektiren bu hedef gösterme davranışına bakarak, tartışma değil sindirme kültüründen beslendiğinizi, iktidar dilinden oldukça hoşlandığınızı anlıyorum. Yanlışlar üzerine tartışılan konudan bağımsız, bu hedef gösterme davranışınız için özeleştiri ve özrünüz söz konusu olmadığı durumda, sizinle bu dakikadan sonra konuşacak, tartışacak tek bir şeyim yoktur.
Son olarak; sözüm meclisten dışarı, Klasik Edebiyatımız hakkında bir çıkarımda bulunmak istiyorum. Mem û Zîn eserinde bir Bekoyê Ewan vardır, fesattır, kindardır.. Beko nasıl ki Kürdlerin selameti için özel anlamlar taşıyan Mem île Zîn’i bir araya getirmediyse, işte Milliyetçiler de tarihin kendilerine yüklediği Bekoluklarını şahane yapıp Kürd ve Ermeniler’in bir araya gelip sarılmaması için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu Milliyetçiler ister Kürd olsun, ister Türk olsun ve de ister Ermeni olsun fark etmez, ulusal sınırlar bir zaman gelecek ve anlamsızlaşacaktır, Ulusalcılık geleceğin daha da kötü olmasından başka hiçbir işe yaramayacaktır. Ulusalcılık yapmak kör sokakta gök kuşağı olduğunu iddia etmektir, ben; ORTAK BİR YAŞAM için kavga etmeyi seçtim. Sayın Sarkisin’in sosyal medyanın feysbuk ayağında yaydığı fotoğraf:

Not: Başta Ermeni arkadaşlarım olmak üzere, Kürd, Türk, Laz, Çerkez, Alman, Arap, eşcinsel, dindar ateist .. birçok arkadaşıma bu karalama kampanyası sırasında bana destek oldukları için teşekkür ederim. Evet çok kırgınım, çok kırıldım, ama her şeye rağmen hiç kimseye en ufak bir kin tutmam söz konusu dahi olamaz. Bugün aldığım bir haberden sonra şehir dışına çıkmak zorundayım, Ablamın eşi sevgili eniştemi kaybettik, çok üzücü bir zaman yaşıyorum, bir süre aranızda olamayacağım. Bu yazıyı art niyetli ya da art niyetsiz okuyan herkese sevgi ve selam ile..

http://www.demokrathaber.net/turkiyede-ermeni-ermenistanda-kurdum-makale,7495.html

Yorumlar kapatıldı.