İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

‘Ermeni Tarafı, Tüm Çabalarına Rağmen Soykırım Yalanını Dünyaya Benimsetemedi’

Avrasya İncelemeleri Merkezi’nin (AVİM) Direktörü, eski büyükelçi, diplomat Alev Kılıç, Turkishny.com’a Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM)’in faaliyetleri, Ermeni meselesi ve 2015 öncesinde yapılan hazırlıklar, Ermeni lobisinin ABD Kongresi üzerindeki etkisi, Türk – Ermeni ilişkileri, Karabağ sorunu ve Türkiyenin sıfır sorun siyasetine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Turkishny.com: AVİM olarak yaptığınız çalışmalardan ve ileriye dönük hedeflerinizden bahseder misiniz?
Alev Kılıç: Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) çatısı altında 1999-2009 yılları arasında Ermeni Araştırmaları Enstitüsü (ERAREN) olarak kurulan merkezimiz ASAM’ın kapanması üzerine 2009 yılı başından bu yana Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) adıyla Ankara’da Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfı bünyesinde çalışmalarını sürdürmektedir. Merkez’in görevi, Ermeni araştırmaları başta olmak üzere, Kafkaslar, Balkanlar, Doğu Avrupa, Orta Asya (özellikle Türk Cumhuriyetleri) ve Asya ile Avrupa Birliği üzerine çalışmalar yapmaktır. Kurum olarak bu çalışmalarımızı daha da genişletmek ve zaman içinde Türkiye’yi ilgilendiren dış politika meselelerine yönelik toplantılar düzenlemek, yazılar yayınlamak, ilgili toplantılara katılmak, eğitim seminerleri düzenlemek uzun vadede başlıca hedeflerimiz arasındadır. AVİM aynı zamanda her ay “brain-storming sessions” dediğimiz “beyin fırtınası toplantıları/oturumları” düzenlemekte ve ilgili alanda çalışan meslek gruplarını da dahil ederek belirlenen konularda faaliyet göstermektedir. Son iki ayda hem Bosna-Hersek üzerine kitap tanıtımı ve G 20 ve Türkiye’nin 2015 yılında G 20 başkanlığını üstlenmesi üzerine toplantılar düzenledik. Bunların yanısıra AVİM, düzenli olarak üç dergi çıkarmaktadır;  Türkçe olarak yılda üç kere “Ermeni Araştırmaları”, İngilizce olarak “Review of Armenian Studies” (ilk yayın 2002) yılda 2 kere,  “Uluslararası Suçlar ve Tarih” (İlk Yayın 2005) yılda bir kere. Hazırladığımız bültenler, dergiler, yazılar düzenli olarak e-posta grubumuz ile paylaşılmaktadır.
Turkishny.com: Ermeni meselesi ile yakından ilgilendiğinizi biliyoruz. Sözde soykırımın 100. yıl dönümü olan 2015 yılı yaklaşırken bu konuyla ilgili Türkiye’de yapılan çalışmalar hakkında bilginiz var mı?
Alev Kılıç: Türkiye Ermeni propaganda etkinliklerini yakından takip etmekte ve ilgili çalışmalar yapmaktadır. Bildiğiniz üzere 2015 yılı Türkiye açısından birçok alanda önemli bir yıldır. Türkiye 2014 yılında G-20 üçlü eş başkanlık, 2015 yılında da başkanlık görevine hazırlanmaktadır. Gelişmekte olan ve gelişmiş ülkeleri bir araya getiren, diyalog ve işbirliği sağlayan G-20 küresel/ekonomik bir platformdur. Forumun 2015 yılı zirve toplantısı Türkiye’de yapılacaktır. Türkiye’nin yoğun bir şekilde bu alanda da çalışması gerekmektedir. Aynı zamanda 2015 Çanakkale Zaferi’nin de yüzüncü yıl dönümüdür. Kutlamalarda görkemli organizasyonlar gerçekleştirilmesi öngörülmektedir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 2015-2016 adaylığı için de faaliyet göstermektedir. Yani Türkiye, Ermeni propaganda etkinliklerinin ötesinde, yoğun dış gündemi doğrultusunda çalışmalarını sürdürmektedir. AVİM 2015 yılı için bu kapsamlı süreçte yoğun bir çalışma dönemine girmeye hazırlanmaktadır.
Turkishny.com: Ermeni Diasporası Sözde soykırımın 100. yıl dönümüne nasıl hazırlanmakta?
Alev Kılıç: Ermenistan ve Ermeni Diasporası soykırım ve 100. yıl iddialarına yönelik çalışmalarına hız kazandırmış durumdadır. Bu konu ile ilgili hem ulusal hem de uluslararası etkinlikler düzenlemekte, film-belgesel gibi çalışmalarla da görsel propagandalara hazırlanmaktadır.
Ancak görülen, Ermenistan ve Ermeni Diasporasının beklentileri abarttığı, çıtayı yukarda tuttuğu ve bu beklentileri karşılayamayacağının idrakine varmakta olduklarıdır. Bütün çabalarına rağmen Ermeni tarafı soykırım iddialarını dünyaya benimsetememiş, bu iddiaları parlamentolarında onaylayan ülke sayısını yirmi birin ötesine taşıyamamıştır. Bu parlamento kararları da uygulaması olmayan, siyasi görüş niteliğinde olmuştur.
Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan dahi 100. yıl söyleminin bir yüz metre yarışı olmadığını, çizginin burada çekilmediğini, bu sürecin burada sonra ermeyip ileride devam edeceğini belirtmek ihtiyacını duymuştur. Soykırım tezinin çıkmaza girmesi üzerine Ermeni tarafının hukuksal alanda, mülkiyet, mal varlığı gibi yeni taleplerle gelebilecekleri ön görülebilir. Bunun yanı sıra din unsuruna ağırlık verilmesi kilisenin daha aktif rol üstlenmesi de şaşırtıcı olmayacaktır.
Turkishny.com: Sizce 2015 yılında ABD Kongresi’nden Türkiye – ABD ilişkilerini olumsuz etkileyecek bir “Sözde Ermeni Soykırımı” kararı çıkması olasılığı mevcut mu?
Alev Kılıç: Böyle bir konuda yorum yapabilmemiz ve öngörüde bulunabilmemiz için Amerikan iç politikasını ve bu politikalara yön veren etkenleri iyi incelememiz gerekmektedir. Ermeni Diasporası Amerika’daki lobi gruplarından biridir ve bugüne kadar Kongre üzerinde hissedilir bir baskı oluşturmuştur. Önümüzdeki dönemde de Ermeni Diasporasının Türkiye’ye karşı talepleri ve çalışmaları ile Amerikan Kongresi üzerinde baskısını arttıracağına kuşku yoktur.
Turkishny.com: ABD’deki Türk toplumuna Ermeni Diasporası ile mücadele ederken izlemeleri gereken yöntemler konusunda önerileriniz neler?
Alev Kılıç: Türkiye’nin bu konunun açıkça, dengeli ve adil bir şekilde tartışılması noktasında sorunu bulunmamaktadır. Bu yüzden ABD’deki Türk toplumunun bu konuyu takip etmesi ve olayların tarihi yönünün, madalyonun, diğer yüzünün aktarılması konusunda bilgilendirme çalışmaları düzenlemesi önemlidir. Sayın Oya Bain’in de 17 Ekim 2013 tarihinde TurkishNY’da verdiği bir mülakatta da belirttiği üzere Türklerin ve Ermenilerin yüzyıllarca aynı topraklarda barış içinde beraber yaşadıkları konusuna dikkat çekmekte yarar vardır. Türk halkı 1. Dünya savaşında Anadolu’da çekilen karşılıklı acıların bilincindedir ve Ermenilerden farklı olarak bunu tek yanlı, kendine yontmamaktadır.
Turkishny.com: Dağlık Karabağ probleminde Azerbaycan’ın da talebi üzerine Türkiye’nin daha aktif bir rol alması mümkün mü?
Alev Kılıç: Türkiye açısından Azerbaycan topraklarının ve Dağlık Karabağ bölgesinin işgali kabul edilemez. Bu sorunun ikili olmanın ötesinde genel olarak Güney Kafkasya, Karadeniz Havzası ve Orta Asya bölgesindeki iş birliğini etkilemektedir. Bu yüzden bu işgalin bir an önce sonlanması gerekmektedir. Uluslararası düzeyde, bölgesel organizasyonlarda ve en önemlisi AGİT Minsk Grubu içinde Türkiye’ye bölge istikrarını yakından takip eden bir ülke olarak aktif bir rol üstlenebilecek konumdadır. Türkiye bu meselenin ikili olduğu kadar bölgesel bir mesele olmasından da ötürü öncelikle uluslararası işbirliği çerçevesinde ve barışçıl bir çözüm bulunması çerçevesinde yaklaşmaktadır.
Turkishny.com: Önümüzdeki dönemde Türkiye – Ermenistan ilişkilerinde yeni gelişmeler bekleyebilir miyiz? Azerbaycan’daki seçimlerin bu konuya bir etkisi olur mu?
Alev Kılıç: Türkiye Cumhuriyetinin temel dış politika ilkesi olan “Yurtta sulh, cihanda sulh” ve günümüzdeki ifadesiyle komşularla sıfır sorun politikası doğrultusunda komşusu Ermenistan ile de iyi komşuluk ilişkileri kurmayı arzu eder. Ancak bu iradenin tek taraflı gerçekleşebilmesi olanaklı değildir. Ermenistan’ın da uyumlu adımlar atması gerekir. Oysa Ermenistan günümüzde bir komşusunun topraklarını işgal eden, diğer bir komşusunun toprak bütünlüğüne karşı söylemler içinde bulunan bir ülke konumundadır. Azerbaycan seçimleri, Azerbaycan’ın istikrarlı yönetiminin devam edeceğini göstermiştir. Bunun Ermenistan bakımından kendisine çeki-düzen vermesi, bölgede bir çıbanbaşı olmak yerine, istikrara hizmet edecek bir yönelime girmesi için yeni bir fırsat olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceğini zaman gösterecektir.
Turkishny.com: Ermenistan hükümetinin Rusya’nın öncülüğündeki Gümrük Birliği’ne katılarak AB ile ilişkilerini kopma noktasına getirmesini bölge açısından nasıl okumalıyız?
Alev Kılıç: Ermenistan ekonomik yaşamı ve bölgesel dengeler açısından kendi çıkarları doğrultusunda bir karar almıştır. Rusya ile hali hazırda Bağımsız Devletler Topluluğu (Commonwealth of Independent States CIS) ve Ortak Güvenlik Anlaşması Örgütü (CSTO) üyeliği kapsamında yakın ilişiler içinde olan Ermenistan, bölgesel düzen ve güvenlik açısından da Rusya ile yakınlaşma yönünde adımlar atmıştır. Avrupa Birliği açısından bu gelişmeler sürpriz olmuş ve AB’nin itibar ve imajını zedelemiştir. Zira AB Gümrük Birliği Anlaşması bu konumda tercih edilen seçenek olmamıştır. İkili oynamak isteyen Ermenistan yolun sonuna gelmiş ve tercihini Rusya’dan yana kullanmıştır.
Turkishny.com: Bölgede cereyan eden gelişmeler dikkate alındığında Türkiye’nin hem kendi çıkarlarını ve dış politika prensiplerini koruması hem de komşularıyla iyi ilişkiler kurabilmesinin mümkün olduğuna inanıyor musunuz? Komşularla sıfır-sorun politikasının tekrar uygulanabileceği bir ortamın yakında yeniden oluşacağını öngörüyor musunuz?
Alev Kılıç: Küresel ekonomik ve siyasi ağırlık merkezinin Asya-Pasifik’e kaymaya başladığı bir dönemde, Avrasya Coğrafyasının merkezinde yer alan ve doğu ile batının iletişim kavşağında bölgesel bir güç konumuna gelen Türkiye, bölgede aktif bir rol üstlenmek durumundadır. G-20 2015 başkanlığı, Birleşmiş Milletler Güvenlik konseyi üyeliği 2015-2016 dönemi için tekrar adaylığını ilan etmesi, Kuzey Irak Yönetimi ve Azerbaycan ile yapılan enerji koridorları anlaşmalar ve girişimleri bu yönde göstergeler oluşturmaktadır. Bir Balkan ve Kafkas ülkesi olan Türkiye’ye, bölgede istikrar ve barışın sağlanmasında önemli rol düşmektedir. Bölgesel düzeni ve barışı gerçekleştirmek isteyen diğer aktörler açısından da, gerek jeopolitik gerekse jeostratejik konumu dolayısıyla Türkiye’nin sıfır sorun politikası ile böyle bir sonucun sağlanabileceğinin anlaşılması önemlidir.
Turkishny.com: ABD ve NATO’nun Afganistan’dan çekilmesiyle birlikte Türkiye’nin Afganistan ve bölgede daha etkin bir rol üstlenmesi olası mı?
Alev Kılıç: Türkiye ve Afganistan tarih boyunca yakın ilişkiler içinde olagelmiştir. Bugün için de bu ilişkiler sadece devletten devlete değil, halktan halka sıcak ve dostanedir. Türkiye askeri işbirliğinin ötesinde, Afganistan’ın ekonomik bakımdan uluslararası topluma entegre olması için çaba göstermektedir. Tüm Orta Asya Türk Cumhuriyetlerini de kapsayan on üyeli Ekonomik İşbirliği Örgütü içinde ikili ve çok taraflı işbirliğini ABD ve NATO Afganistan’dan çekildikten sonra da sürdürmek kararlılığındadır.

Yorumlar kapatıldı.