İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

“Türk Dostu Temsilcilerin Sayısı Ermeni ve Yunan Gruplarından Yüksek”

ABD’de ATAA ve çeşitli Türk derneklerinde görev alan, Türk Amerikan toplumunun aktif isimlerinden Oya Bain, “En önemli bir gelişme Türk PAC’larının (Political Action Committee) kurulması oldu. Bugün Kongre’de 140’dan fazla Temsilci Türk dostluk grubundadır. Bu sayı Ermeni ve Yunan dostluk gruplarından daha yüksektir. İsrail dostluk grubundan sonra ikinci gelir. Lincoln McCurdy liderliğinde TC-US-PAC hakikaten olağan üstü çalışmaktadır. Gönüllü Türklerin liderliğinde Texas’da, New Jersey’de, California’da, Indiana’da bölgesel PAC’lar da kuruldu. Fakat Türk PAC’larına toplumdan ilgi çok az ve kifayetsiz. Türk toplumu maddi olarak başarılı ve zengin bir toplum, fakat PAC için yardım almak son derece güçtür. Toplum Amerikan sistemine tam entegre olmadığı için PAC’in önemini anlamamıştır. Burada hakikaten hala çok zayıfız.

***

ABD’de ATAA ve çeşitli Türk derneklerinde görev alan, Türk Amerikan toplumunun aktif isimlerinden Oya Bain, Turkishny.com’a 60’lı yıllardan bugüne Türk Amerikan toplumunun gelişimi, sosyal yapısı, siyasi eğilimleri, ATAA’nın faaliyetleri, Amerikan halkının Türkiye ve Türk toplumuna bakışı ve ABD’de Türkiye’yi ilgilendiren siyasi gelişmelere ilişkin detaylı açıklamalarda bulundu.

Türk Toplumunun Demografisi Değişti
1960’lı yıllardan bu yana Türk Amerikan toplumunun önemli aşama kaydettiğine dikkat çeken Bain, “1960’larda Türk toplumu dağınıktı, insanlar bireylerin bir iş başaracağına inanmıyorlardı. Türkiye’de içinde büyüdüğümüz kültür, devlete yani merkezi bir kuvvete inanan, şahısların, grupların rol oynamadığı bir kültürdü. 1960’larda hepimizde “kadere boyun eğme” havası vardı.

Amerika’da bazı kimseler Türklüklerinden utanır, bazıları da “aman beni karıştırma” mesajı verirdi. Ermeni meselesi ortaya çıkınca daima Türk hükümeti, Elçilik ne yapıyor sualleriyle karşılaşırdık. Kimse “ben ne yapabilirim” demezdi.

Türkler aleyhinde arka arkaya oluşan hadiseler yavaş yavaş toplumu birleştirmeye ve çok daha faal olmaya sürükledi.

1980’lerde başlayarak Amerika’ya gelen Türklerin demografisi değişti. Değişik mesleklerden ve Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden insanlar gelmeye başladı. Kuaförler, lokanta sahipleri, araba mekanikleri, küçük iş sahipleri çoğaldılar. Bu kimselerin kendilerine güveni 60’lardaki profesyonel gruplardan daha çoktu. İngilizceleri belki çok iyi değildi ama sesleri daha çok çıkmaya başladı.

Dernekler çoğaldı, çeşitli gruplar değişik misyonlar için toplandılar organize oldular. ATAA’nın dışında başka çatı dernekleri kuruldu. Türki gruplarla büyük yaklaşmalar oluştu” diye konuştu.

‘Türk Dostu Temsilcilerin Sayısı Ermeni ve Yunan Gruplarından Yüksek’

Siyasi eylem komitelerinin kurulmasının Türk Amerikan toplumu açısından önemine dikkat çeken Bain, “En önemli bir gelişme Türk PAC’larının (Political Action Committee) kurulması oldu. Bugün Kongre’de 140’dan fazla Temsilci Türk dostluk grubundadır. Bu sayı Ermeni ve Yunan dostluk gruplarından daha yüksektir. İsrail dostluk grubundan sonra ikinci gelir. Lincoln McCurdy liderliğinde TC-US-PAC hakikaten olağan üstü çalışmaktadır. Gönüllü Türklerin liderliğinde Texas’da, New Jersey’de, California’da, Indiana’da bölgesel PAC’lar da kuruldu. Fakat Türk PAC’larına toplumdan ilgi çok az ve kifayetsiz. Türk toplumu maddi olarak başarılı ve zengin bir toplum, fakat PAC için yardım almak son derece güçtür. Toplum Amerikan sistemine tam entegre olmadığı için PAC’in önemini anlamamıştır. Burada hakikaten hala çok zayıfız.
‘PAC’lar İçin Para Yardımı Toplamak Diş Çekmek Gibi Zor’
Bir politikacıya destek kampanyası yapıldığı zaman hep ümitsizliğe kapılırım. Mesajlar yollarım, rica ederim. Büyük bir sessizlikle karşılaşırım. PAC’lara Türklerden para yardımı almak diş çekmek gibidir. Acılı ve zor.
10,000 Türk kampanyası bir kaç sene evvel kuruldu. Amerika’da 500,000 civarı Türk olduğu tahmin ediliyor. 10,000 Türk Kampanyasına katılım 1000’i geçmez. Açıkçası ağlanacak sayılar…
Diğer faaliyetler çok ümit verici: ATAA’nın düzenlediği 2013’deki Liderlik Konferansına 12 Çatı derneği katıldı. Her biri konferansa başka bir boyut getirdi, zenginleştirdi. Bugün internette çeşitli dernek haberlerini okurken inanılmaz bir gurur duyuyorum ve artık kimse bizi yenemez diyorum.
‘ATAA’nın Farklılıklar İçinde Birlik Yaklaşımı Çok Ehemmiyetli’
Özet olarak 1960’larla bugün arasında Türk toplumunda çok büyük fark var. Büyük bir bilinç, güven, gururlu bir birlik oluştu. Bireyler kuvvetlerini anladılar ve büyük bir enerji ile çalışmaya başladılar. Mesela benim çok geniş ATAA ve benzer mesajları yolladığım bir e mail grubum var. Artık kimse “beni listeden çıkar bu konu ile ilgim yok” demiyor. Bilakis müspet mesajlar alıyorum. Türk toplumunda tolerans ve hoşgörü arttı. ATAA’nın “farklılıklar içinde birlik” yaklaşımı çok önemli bir gelişmedir. Diğer önemli bir nokta da ATAA Türkiye’nin iç politikasında tavır almaz ve taraf tutmaz. Eğer ATAA böyle bir politik konuma girerse zaten kısıtlı olan zamanımız ve enerjimiz verimsiz kavgalara ve polemiklere harcanır. ATAA kurulduğundan beri her Türk hükümetinin liderlerini ağırlamış ve görüşmüştür. Ankara’ya gittiğimizde her politik partinin liderleriyle görüşmeyi hassasiyetle takip ederiz. ATAA hiç bir zaman bir Türk veya Amerikan politik partinin sözcüsü olmamıştır. Şahıs olarak hepimizin politik inançları bağları vardır-ama bu yalnız şahsi kalır, derneğe aksetmez.
‘Artık Türk Toplumunun Çok Dostu Var’
Türk toplumunun şimdi çok dostu var: Azeri kardeşlerimiz, Orta Asya Türkî toplumlar, Uygur Türkleri, Bosnalılar, Makedonyalılar, Kosovalılar, Somaliler.. “Türkün Türkten başka dostu yoktur” lâfı çok geride kaldı. Tabii ki üç kıtaya yayılmış Osmanlı imparatorluğunun dostlukları bugün devam ediyor. Yahudilerle asırlar boyunca olan dostluğumuz da devam etmekte. Politik durumlar gelip geçer ama sağlam dostluklar devam eder. Kongre’de Yahudi asıllı bir çok Kongre üyesi dostumuz var” dedi.
‘Toplumda Hala Merkezci Bakış Etkin’
Türk Amerikan toplumunun eksik kaldığı hususlara ilişkin bir suale cevabında Bain, “Toplumda hala merkezci bir bakış var. “Başkası halletsin” yaklaşımı var. Mesela Türkler aleyhinde bir program, bir yazı, bir kitap çıktığı zaman toplumda herkes birbirine haber verir ama kimse kalkıp yazara veya program yapımcısına erişmeye protesto etmeye çalışmaz. Bu alanda çok çekingeniz. Dikkat ederseniz gazetelerde İsrail aleyhinde yazı çıktığı zaman gazeteye kaç tane protesto mektubu gelir. Amerika’da Yahudi sayısı 5-6 milyon civarındadır. Arap sayısı 6-7 milyon denir. Araplardan binde bir cevap çıkar.
Capwiz diye toplu mektup yazma sistemimiz var. Türkler aleyhinde olan önemli durumlarda kullanıyoruz. Mektup hazır-yollaması 60 saniye alıyor. Maalesef bu sistemi kullanan Türkler çok az.
2010 Aralığında Temsilciler Meclisinin son gününde HRes 252 numaralı Ermeni tasarısı çok tehlikeli bir şekilde Meclisten geçme durumuna yaklaştı. Ermenilerin her zaman yaptığı gibi “son dakika ve arka kapıdan girerek yutturma” politikasının destekçisi Nancy Pelosi’nin Meclis Başkanlığının son günüydü. Durum hakikaten çok tehlikeliydi. Gece gündüz Capwiz ile kullanarak her eyaletten toplumu kendi Kongre üyelerine mektup yazmaya davet ettik. Mektup yazan Türklerin sayısı çok azdı. Tasarı geçmedi ama toplumun ilgisizliği çok üzücü oldu” dedi.
‘Amerikan Sistemine Entegre Olmalıyız’
Türk Amerikan toplumu üyesi çocuk ve gençlerinin Türk kültürü ve Türklük gururunu kaybetmemeleri ve aynı zamanda Amerikan sistemine entegre olarak faal rol oynamaları gerektiğini söyleyen Bain, “ATAA geçmişte “Gençlik Konferansları” yapmıştı. Son senelerin Liderlik Konferanslarında gençlere hitap eden programlar sunulmuş ve programın son günü “Gençlik Günü” olarak düzenlenmiştir.
Birthright Israel tipi programlar kanalıyla her bölgede Türk okulları, internette Türk kültürünü yayan programların çoğalması çok önemlidir.
Türk toplumu üyesi fertler için tavsiyem Amerikan politik sistemini öğrenmeleri, oy kullanmaları, Kongre’deki Temsilcilerini ve Senatörlerini tanımaları, temas kurmaları,kampanyalarına destek vermeleri. Her bireyin bir Temsilcisi ve İki Senatörü var. Toplumun çoğu Amerikan Kongresi’nin yapısını, nasıl çalıştığını bilmez. ATAA’nın TABAN (Turkish American Broad Advocacy Network) diye bir projesi vardır. Türk toplumu için çeşitli şehirlerde politik sistem üzerine seminerler düzenler, yerel politikacılar ve medya ile görüşmeler ayarlar” diye konuştu.
Türk Amerikan toplumunun ABD’den çok Türkiye’deki siyasi gelişmelere dönük olduğuna dikkat çeken Bain, Amerika’daki politik hayata entegre değiliz. Çok az sayıda Türk Amerika’daki politik sistemde faal, politik gelişimleri takip ediyorlar ve heyecanlanıyorlar. Toplum daha fazla Türkiye politikasını takip ediyor, Türk televizyonu seyrediyor. Türklerin olduğu sosyal bir toplantıda Amerikan iç politikasını konuşmak imkânsız gibi. Kimsenin ilgisi yok, bilgisi de yok gibi.
Tabii bu hepimizin Türkiye’ye olan bağlarından, Türkiye’nin inanılmaz çekiciliginden ve gittikçe güçlenmesinden de kaynaklanan bir durum. Yunan ve Ermeni göçmenler Amerika’ya gelince eski memleketlerine kapıyı kapıyorlar ve tamamıyla Amerika’ya entegre olabiliyorlar. Hangi Ermeni Ermenistan’a yaz tatiline gidiyor? Diğer göçmenleri de düşünürseniz aynı. Hangi Alman asıllı her sene Almanya’ya gider? Buna karşılık hangi Türk her sene Türkiye’ye gitmez? Biz Türkiye’ye gitmeden yapamıyoruz çünkü Türkiye hakikaten olağanüstü bir memleket. Bağlarımız diğer gruplar gibi değil. Belki bu Türklerin 1000 sene evvel Anadolu’ya yerleştikten sonra bir daha başka bir yerlere göç etmeyip, imparatorluklar kurup, göç edeceklerine başka göçmenleri içlerine almalarından kaynaklanan bir bağ… Anadolu’ya 1000 senelik bir bağımız var. Kuvvetli bir imparatorluktan kuvvetli bir Cumhuriyete geçmişiz. Halkımız büyük felaketlere karşı savaş vermiş ve kazanmış. Türklerde “mağdur”luk mevhumu yoktur. Geçmişte çektiğimiz acıları hatırlamak ve hatırlatmak istemeyiz. Halbuki Amerika’da bazı etnik gruplar “mağdur” rolünü adeta ticarete dökmüşler, bu alandaki aşırılıkları,yalanları ayyuka çıkmıştır.” dedi.
‘ATAA’nın En Önemli Rolü Eğitim’
ATAA’nın Amerikalıların Türkiye ve Türk toplumu hakkında eğitilmesi alanında önemli hizmetlere imza attığını söyleyen Bain, “ATAA dernek yapısı bakımından Amerika’nın iç politikasına karışmaz ve faal olamaz. ATAA’nın en önemli rolü eğitim’dir. ATAA nasıl Türk toplumunu Amerikan sisteminde eğitmeye çalışıyorsa, Amerikan toplumunu, politikacılarını ve medyasını Türkler hakkında bilgilendirmeye çalışır. Kongre’de Türkler aleyhine geçirilmeye çalışılan ve Türk tarihini çarpıtan tasarılar ortaya çıkınca hepimizin vazifesi bu kimseleri bilgilendirmektir. Amerikan toplumu Avrupalılara nazaran çok daha açık kafalıdır. Önyargıları azdır.
Yıllar önce Türkler aleyhinde yazılar, tasarılar çıkınca kendi aramızda ateşli yazılar yazardık, sızlanırdık, üzülürdük. Kimse de çıkıp niçin bu Amerikalı politikacılara, gazetecilere biz erişmiyoruz, onlarla konuşmuyoruz demezdi.. Diyen ve yapan varsa da sayısı azdı.
Onun için bilhassa Kongre üyelerine daha seçilmeden veya seçilir seçilmez gidip kendimizi tanıtmak, anlatmak ve bir bağ kurmak ve bu bağı devam ettirmek inanılmaz önemlidir. Şimdi bunu yapıyoruz ama kâfi değil. Bunu Amerika’nın her eyaletinde her seçim bölgesinde yapmalıyız” dedi.
 Ermeni Yalanlarına Karşı “Uzman Konuşmacılar” Projesi
Sözde Ermeni soykırımının 100. yıldönümü yaklaşırken ATAA’nın Amerikan kamuoyunu Ermeni iddialarının mahiyetine ilişkin olarak bilgilendirmek amacıyla “Uzman Konuşmacılar” adlı bir projeyi çok yakında hayata geçireceğini söyleyen Bain, “Bu proje bilhassa Ermeni sorunu üzerinde uzman olan yabancı ve Türk akademisyenleri Amerika’nın bir çok yerlerinde, üniversite ortamlarında konferans vermelerini sağlayacak. Bir kaç sene evvel FTAA ve ATAA Sayın Türkkaya Ataöv’ün Amerika’da uzun iki tur yapmasını sağlamıştı ve bu konuşmalar hem Türk hem Amerikan toplumunda çok rağbet görmüştü. Çeşitli derneklerden gelen istekler bize toplumun bu tip programlara ne kadar hazır olduğunu gösterdi. Bu konuşmacıların politikacılara ve medya’ya da bilgi vermeleri sağlanacak.
Önemli olan programların çok kez olması, Amerikan toplumunun Ermeni olaylarının gerçeklerini tekrar tekrar işitmeleri. Bir iki kere yapılan programların pek etkisi olmuyor. Ermeni iddiaları ne kadar yalan ve aşırı da olsa tekrarlama sayesinde yıllardır halkın şuuruna iyice geçmiş.
İkinci bir alan ise Ermenilerle kültürel programlar. Aralıkta Ara Güler’in sergisi Smithsonian müzesinde açılıyor. Fotoğraflar Türk Ermeni toplumunun bin senelik yaşamını dini anıtlar yoluyla gösteriyor. Bu serginin çok iyi tanıtılması gerek. Daha sonra konserler, belki başka sergiler olmalı ki Amerikan halkı Türklerle Ermenilerin asırlarca birbirlerine ne kadar yakın bir toplum olduğunu öğrensinler.
Kısacası Ermeni meselesine hem tarihi hem de kültürel yönden yaklaşmalıyız.
Size iki küçük anımı anlatayım. Her sene 24 Nisan ve 24 Temmuz’da aşırı etnik gruplar Elçiliğimizin önünde gösteri yaparlar, erken gelip Elçilik tarafındaki kaldırımı tutmaya çalışırlar. Biz de bir kaç gün evvel Elçilik tarafında gece gündüz nöbet tutarız ve karşıt gruplara izin vermeyiz. Bir sene 24 Temmuz Kıbrıs Barış Çıkartması yıldönümünde büyük bir Yunanlı grubun gelip gösteri yapacağını öğrendik ona göre hazırlandık. Gele gele dört kişi geldi bir tanesi de Çinliydi! Dört kişi olmalarına rağmen çığırtkan bir gruptu. Orta yaşlı bir Rum çok saldırgandı. Fakat arada bir bizim taraftaki çok güzel bir kız arkadaşa “sen ne kadar güzelsin” diye laflar atıyordu. Kendisine yaklaştım bakın dedim siz güzellik Tanrıçası Venüs’ün memleketinden geliyorsunuz, güzelliğin hemen farkına varıyorsunuz, şimdi yaptığınız çirkinlikler sizin gibi parlak bir geçmişi, muazzam mitolojisi olan bir millete yakışmıyor dedim. Adam duraladı-bağrışmasını azalttı. Bir kaç ay sonra New York’da yine bir gösteride gördüm daha sakindi-beni tanıdı, dostane konuştuk, hatta birbirimize sarıldık. İkinci anımda son 24 Nisan’da Elçiliğin önündeki Ermeni gösterisinde Sarı Gelinin Ermenicesini çaldık. Ermeniler bağırışlarını durdurdular- müzikle sallanmaya başladılar. Gösteri bitince ilk defa içimde sakin bir hisle ayrıldım (bu gösteriler insan da sınır bırakmaz genel olarak).
Ermeni iddialarının 100’üncü senesi gelirken bizde bu dostluğun üzerinde çalışalım diye düşünüyorum. Bildiğiniz gibi Amerika devamlı negatif ve olumsuz tavırları tutmaz. Onların da Ermenilerin aşırı çığırtkanlığından bıkmış halleri var” dedi.
Oya Bain’le gerçekleştirdiğimiz detaylı mülakatın tam metnine ulaşmak için buraya tıklayınız! http://www.turkishny.com/interview/40-interview/135790-kongredeki-temsilcilerimizi-turkiye-ve-turkler-hakkinda-egitelim#.UmjY_vkTCE1
http://www.turkishny.com/special-news/56-special-news/136376-turk-dostu-temsilcilerin-sayisi-ermeni-ve-yunan-gruplarindan-yuksek#.UmjZGfkTCE1

Yorumlar kapatıldı.