İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Çanakkale’deki gayrimüslim şehitlerimiz

Onların mezar taşlarında Agop, Artin, Bedros, Jojen, Panayot, Yorgi, Nikola, Konstantin, Mihail, Dimitri gibi pek de alışık olmadığımız isimler yer alıyor. Doğum yılları bir miktar farklı olsa da ölüm tarihleri aynı: 1915. Onlar Çanakkale’da kahramanca savaşan gayrimüslim şehitlerimiz. Genelkurmay Başkanlığı tarafından yayımlanan 6 ciltlik, “Şehitlerimiz” kitabında hepsinin künyelerini bulabilirsiniz. Çanakkale’ye giderseniz de ay-yıldızlı mezar taşlarını… Hiç kuşkusuz en etkileyici olan, Alay Tabibi Yüzbaşı Dimitroyati’nin, omuz omuza savaştığı Ali Çavuş’a söylediği sözler… “Bak Ali Çavuş, öldüğümde gavur-mavur deyip başka yere gömmeye kalkarlar. Sakın, beni sizden ayırmalarına müsaade etme.”

 ***
Çanakkale Savaşı’nın ölüm-kalım günlerinde Yüzbaşı Dimitroyati vurulmuştur. Doktor olduğu için de yarasının ölümcül olduğunu fark etmesi uzun sürmeyecektir. Bunun üzerine, kendisi için çırpınan Ali Çavuş’a dönerek şunları söyler Alay Tabibi Yüzbaşı Dimitroyati:
“Bak Ali Çavuş, öldüğümde gávur-mavur deyip başka yere gömmeye kalkarlar. Sakın, beni sizden ayırmalarına müsaade etme.”
KUTSAL VASİYET
Ne var ki, bir süre sonra Ali Çavuş da vurulmuş ve hastane çadırına kaldırılmıştır. Yarasını ve çektiği acıyı unutan Ali Çavuş, kucağında can veren komutanının vasiyetini yerine getirebilme telaşına düşmüştür hastane çadırında. Başında duran sıhhıye erine Yüzbaşı Dimitroyati’nin vasiyetini aktaracak, bu vasiyetin komutanlığa mutlaka iletileceği ve gereğinin yerine getirileceği sözünü alınca da huzur içinde son nefesini verecektir.
Bu çarpıcı ayrıntı, Kemal Demirel’in, “Anafartalar’ın Beş Günü” adlı kitabında anlatılıyor. Yüzbaşı Dimitroyati, Çanakkale’de vatan için can veren gayrimüslim askerlerin ne ilki, ne de sonuncusu. Genelkurmay Başkanlığı tarafından yayımlanan 6 ciltlik “Şehitlerimiz” adlı kitapta, Çanakkale Savaşı sırasında kaybettiğimiz 105 gayrimüslim asker ve subayın künyeleri mevcut.
YÜZBAŞI SOKRAT
“Çanakkale, Gelibolu, Kanlısırt, Arıburnu, Kitre, Seddülbahir ve I. Dünya Savaşı’na sahne olan Çanakkale harp sahalarını gezmek ve binlerce isimsiz vatan şehidinin yattığı bu mübarek toprakları ziyaret ederek ruhlarına bir Fatiha okumak her Türk’ün bir vecibesi ve yurt vazifesi olmalıdır. Bu harp sahalarını ziyarette bulunan her yurttaşın Hac’ca gitmiş kadar sevap işleyeceğine imanım vardır.”
Bu satırlar ise Çanakkale Savaşları sırasında Makineli Bölük Komutanı olan Sokrat İncesu’ya ait.
Yüzbaşı Sokrat İncesu, savaştan sağ kurtulabilenlerden. 1964 yılında yayımlanan, “Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale-Arıburnu Hatıralarım” isimli kitabında neler yaşadıklarını son derece çarpıcı bir üslupla anlatıyor.
Bağrımızda yatıyor
“Gavur-mavur deyip başka yere gömmeye kalkarlar, beni sizden ayırmalarına müsaade etme” diyen ve son arzusuna kavuşan Alay Tabibi Yüzbaşı Dimitroyati’nin ay-yıldızlı mezarı, Çanakkale Şehitliği’nin restorasyon ekibi tarafından temizlendi ve yeniden boyandı.
Yılların emeği
YILLARDIR bütün emeğini Çanakkale Savaşı’na harcayan gazeteci Gürsel Göncü ile emekli asker Şahin Aldoğan tarafından hazırlanan “Siperin Ardı Vatan” adlı kitap, bu konuda yapılmış birkaç orijinal çalışmadan biri olma niteliğini taşıyor. Kitaba yazdığı önsözde, “Toprak demeyip geçtiğimiz yerleri tanımaya çalışıyoruz” diyen Gürsel Göncü, Çanakkale savaş tarihinin hálá yazılmayı beklediğini de özellikle vurguluyor.
Onlar vatan şehidi
Peki, I. Dünya Savaşı’nda Çanakkale dahil muhtelif cephelerde Osmanlı ordusu saflarında çarpışıp can veren gayri müslim askerlerimiz şehit olarak kabul edilebilir mi? Prof. Hayrettin Karaman şöyle dedi: “Dini bakımdan şehit diyemeyiz ama yüz yıldan fazla bir süredir literatüre ’vatan şehidi’ kavramı da girmiştir. Bu açıdan baktığımız zaman, Çanakkale’de savaşan gayrı müslim vatandaşlarımız elbette ki vatan şehididir.”
Diyanet: Namazları kılınır
Çanakkale Savaşı konusunda yaptığı çalışmalarla tanınan emekli Albay İsmail Özdilek’in, “Çanakkale’de can veren gayrimüslim askerlerimiz şehit midir” sorusuna Diyanet İşleri Başkanlığı internet sitesinden verilen cevapta Müslümanların yanında savaşırken ölen gayrimüslimlerin, “dünya hükümleri bakımından şehit kabul edileceği, cenaze namazları kılındıktan sonra kanlı elbiseleri ile defnedileceği” belirtiliyor.
Şehit diyemeyiz
Eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz: “Şehitlik İslami bir kavramdır. Bu itibarla, Çanakkale’de ölen gayrimüslim vatandaşlarımıza şehit diyemeyiz. Vatanlarını müdafaa maksadıyla can verdikleri için Allah onların mükafatını ayrıca verecektir

Yorumlar kapatıldı.