İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Dünya tarihinde ilk kez bir darbe, darbe değil!

Yazısında Mısır’da ordunun müdahalesinden darbe olarak bahsetmediği için ABD yönetimini eleştiriyor Robert Fisk. Fisk özetle şunları söylüyor: “ Dünya tarihinde ilk kez bir darbe, darbe değil. Ordu yönetimi ele geçiriyor, demokratik bir şekilde seçilmiş devlet başkanını görevden alıp tutukluyor, anayasayı askıya alıyor, olağan şüphelileri gözaltına alıyor, televizyon kanallarını kapatıyor ve zırhını başkent sokaklarına yığıyor. Ama Kutsal Barack Obama’nın iki dudağı arasından darbe kelimesi çıkmıyor ve çıkamıyor. Umutsuz Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Mun da böylesine saldırgan bir kelimeyi dillendirmeye cüret etmiyor. Bu, Obama olan biteni bilmiyor olduğundan değil.”


***
Independent gazetesinin deneyimli Orta Doğu muhabiri Robert Fisk’in yazısı, ‘Bir darbe ne zaman darbe değildir? ABD onu öyle anmamaya karar verdiği zaman’ başlığını taşıyor.
Yazısında Mısır’da ordunun müdahalesinden darbe olarak bahsetmediği için ABD yönetimini eleştiriyor Robert Fisk.
Fisk özetle şunları söylüyor: “ Dünya tarihinde ilk kez bir darbe, darbe değil. Ordu yönetimi ele geçiriyor, demokratik bir şekilde seçilmiş devlet başkanını görevden alıp tutukluyor, anayasayı askıya alıyor, olağan şüphelileri gözaltına alıyor, televizyon kanallarını kapatıyor ve zırhını başkent sokaklarına yığıyor. Ama Kutsal Barack Obama’nın iki dudağı arasından darbe kelimesi çıkmıyor ve çıkamıyor. Umutsuz Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Mun da böylesine saldırgan bir kelimeyi dillendirmeye cüret etmiyor. Bu, Obama olan biteni bilmiyor olduğundan değil.”
Obama’nın darbe kelimesi kullanmamasının olası nedenleriyle ilgili şu yorumda bulunuyor Fisk: “Bu ağız sıkılığının nedeni, milyonlarca Mısırlının böyle bir darbe istemesinden mi kaynaklanıyor? Acaba Obama, bunun bir darbe olduğunu kabul etmenin ABD’yi, İsrail ’le barış içindeki en önemli Arap ulusuna yaptırımlar uygulamak zorunda bırakacağından mı korktu? Ya da darbeyi yapanlara darbe yaptıkları söylendiğinde, ABD’den 1.5 milyar dolarlık desteği sonsuza kadar kaybederler diye mi?”
Fisk, Mursi’nin demokratik seçimlerle iktidara geldiğini, bugün ülkelerini yöneten bazı Batılı liderlere kıyasla daha fazla oy aldığını, popülerliği düşse dahi bunun bir darbe gerekçesi olamayacağını belirtiyor: “Bu, ‘Avrupa orduları, Avrupalı Başbakanlar, kamuoyu yoklamalarında yüzde 50’nın altına düştüklerinde iktidara el koymaları gerekir’ anlamına mı geliyor?”
Sorularına şöyle devam ediyor Fisk: “Bu arada Müslüman Kardeşler’in Mısır’daki bir sonraki devlet başkanlığı seçimlerine girmesine izin verilecek mi? Yoksa men mi edilecek? Eğer katılırsa ve adayı yeniden kazanırsa ne olacak?”
Fisk ortadaki durumdan ‘şu an kimse ondan daha mutlu değildir’ dediği Suriye lideri Beşar Esad ve İsrail’in son derece memnun olduğunu yazıyor. (BBC Türkçe)


Yorumlar kapatıldı.