İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

2015 öncesi en kritik şartlı tahliye davası

Bir hafta sonra California’daki San Quentin Hapishanesi’nde, Amerika’da yaşayan Türkler ve Ermeniler için çok önemli bir oturum düzenlenecek. Çünkü o gün, hapishanenin Şartlı Tahliye Kurulu, 1982’de Türk Konsolos Kemal Arıkan’ı öldüren Hampig Sasunyan’ın serbest bırakılıp bırakılmayacağına karar verecek.

Kemal Arıkan, California’da aracının içinde kırmızı ışıkta beklerken yakalandı Ermeni şiddetine.
28 Ocak 1982.
Saldırganlardan birinin adı Hampig Sasunyan (19), diğeri de Krikor Saliba’ydı (20).
Amerika’ya Lübnan’dan göç eden iki ailenin Ermeni asıllı oğulları.
Silahla vurdular Arıkan’ı.
Olayın hemen sonrasında da Los Angeles’taki Birleşik Uluslararası Basın (UIP) ajansına bir telefon geldi.
Ermeni Soykırımı’na Karşı Adalet Komandoları (JCAG) cinayeti üstlendiğini söylüyordu.
Saliba Lübnan’a kaçtı.
Ama Los Angeles polisi Sasunyan’ı birkaç saat sonra evinde yakaladı.
Aramada da otomobilinde .357 kalibrelik bir mermi ve Los Angeles’tan Beyrut’a tek yön bir uçak bileti çıktı.
Evindeki aramada da bir silah faturası, atış hedefleri ve o dönem ASALA, JCAG gibi örgütlere insan kaynağı sağladığı anlaşılan Ermeni Gençlik Federasyonu’nun bir manifestosu.
“Suçsuzum” dedi mahkemede Sasunyan.
Arıkan’ın öldürmediğini iddia etti.
Ama yargılama sonunda jüri Sasunyan’ı suçlu buldu.
Ve Arıkan’ı sırf etnik aidiyetinden dolayı öldürdüğüne hükmedip bu yüzden şartlı tahliye imkânını da elinden aldı.
Ömür boyu hapis cezası verdiler Sasunyan’a. Sene 1984.
 Olayın başından beri Amerika’daki Ermeni örgütler tarafından sahiplenilen ve “kahraman” muamelesi gören Sasunyan vakasındaki kritik değişiklik ise 2002’de yaşandı.
Bir anlaşma yaptı yargıyla Sasunyan.
Ve 20 yıl sonra Arıkan’ı öldürdüğünü kabul edip özür diledi.
Mahkeme de bunun karşılığında Sasunyan’a şartlı tahliye hakkı verdi.
Arıkan’ı sırf etnik kökeni nedeniyle öldürdüğü yönündeki hükmü iptal edip Sasunyan’a her dört yılda bir Şartlı Tahliye Kurulu’nun karşısına geçme olanağı tanıdı.
Olmadı.
Kararın ardından 2006’daki ilk oturumda, topluma yönelik oluşturduğu tehlike ve halk güvenliği açısından Sasunyan’ın tahliye edilmemesine karar verildi.
2010’da ikinci şartlı tahliye duruşması oldu.
Ama aynı sebeplerle yine içeride tutulması istendi.
İşte Sasunyan’ın 3 Temmuz’daki duruşması da önceki iki oturumun devamı özelliği kazandı.
Ve Arıkan cinayetinin ardından hapiste geçirdiği 31 yılın ardından, o gün kurukldan artık şartlı biçimde salıverilmesini isteyeceğini açıkladı.
Amerika’daki Türk Derneği ATAA ve Türk gönüllüler, duruşma öncesi Sasunyan’ın neden bırakılmaması gerektiğini anlatan kapsamlı bir dosya hazırlayıp kararı verecek olan kurula sundular.
Ermeniler de Sasunyan’ın çıkacağı beklentisiyle şimdiden hazırlıklara başladı.
Karar ne olur, kim kazanır bilmiyorum.
Ama bildiğim ve artık emin olduğum, bitmeyen, bu haliyle bitecek gibi de durmayan bir mücadele bu.
1915 Olayları’nın 100. yıldönümüne hazırlanan bir taraf için kendi geçmişindeki şiddetin hukuk önünde cezasını doldurduğunu göstermek için bir fırsat.
Ermeni grupların lobi faaliyetlerine karşı çalışan diğer taraf için de kaybedilmemesi gereken bir cephe.
Bir tarafın geçmişinde bir milyonun üzerinde insanın hayatını kaybettiği bir trajedi.
Diğer tarafın geçmişinde ise 1973’den günümüze 524 masum insanın canını alan kör bir şiddet.
Dediğim gibi kim kazanır, kimin istediği olur bilmiyorum.
Ama 2002’de Sasunyan’ın şartlı tahliyeden yararlanmak için yazdığı mektubun bazı bölümlerini okudum.
Bir yerde şöyle diyordu:
“Kemal Arıkan’ın öldürülmesine katıldım. Siyasi bir hedefe ulaşmak için terörist taktikleri kullanmaktan vazgeçiyorum. Arıkan Ailesi’nin yaşadığı acıdan üzüntü duyuyorum.”
Eğer Sasunyan o satırlarında samimiyse…
Demek istediğim… Çıkmak için değil de gerçekten o ailenin acısını hissederek yazdıysa bunları…
İyi bir şey değil mi…
Ve hapisten kurtulmak için illa bir mektup gerekiyorsa, herkes için bir mektup yazma vakti gelmedi mi?..
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/ShowNew.aspx?id=23596353

Yorumlar kapatıldı.