İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

24 Nisan’ı Paylaşmak

Defne Gürsoy

Bir 24 Nisan’da daha Taksim’deyim. Her yıl elimden geldiğince de burada olmaya gayret edeceğim. Çünkü Ermeni Soykırımını anmak için olunacak en anlamlı yer burası. Ve bir kez daha Fransa’dan can dostlarım bana, bize eşlik ediyor. Bu kez daha da kalabalıklar. Kendi ülkelerindeki anmalar yerine tarihimizin belki de en kara lekesini reddetmekten utanç duyan bir avuç Türkiyeli ile yan yana İstanbul’da durmayı tercih edenlerin sayısı giderek artıyor.

1915’in o karanlık gecesiyle sınırlı kalmayan, hatta 2007’de Hrant’ın, 2011’de Sevag’ın   katli ile bugüne kadar süren insanlık suçunun acısını hiçbir anma gideremez elbette. Ancak soykırım gerçeğiyle yüzleşmek, inkar söylemleriyle mücadele etmek, yaşadığımız toplumun içine kapatıldığı cehaletin zincirlerini kırmak, Ermenilerin bir asırdır küllendiremedikleri yasına bir anlık da olsa merhem olabilir.
Birkaç yıldır kendi imkanlarıyla gelen Ermeni dostların yanı sıra, bu yılki anmada ilk kez önemli bir diyaspora örgütü ve ırkçılığa karşı mücadele eden bir uluslararası kuruluş da bizlerle olacak. Dört yıldır “Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe!” girişiminin başını çektiği, İnsan Hakları Derneği’nin desteklediği anmaya katılmak için dünyadaki en büyük Ermeni diyasporası örgütü olan UGAB-Ermeni Hayır Kurumları Genel Birliği ve EGAM-Avrupa Irkçılık Karşıtı Taban Örgütleri Hareketi’nden sivil toplum temsilcileri katılacak. DurDe’cilerin davetiyle İstanbul’a gelen çeşitli ülkelerden yirmiyi aşkın aktivist, üç gündür Türkiyeli sivil toplum temsilcileriyle, gençlerle, basınla ve azınlık dernek ve temsilcileriyle görüştüler. UGAB ve EGAM temsilcileri, ırkçılık, ayrımcılık ve inkar söylemleriyle mücadele etmek isteyen Türkiyeli sivil toplum kuruluşlarına yardım eli uzatmaya hazır olduklarını tekrar tekrar belirttiler.
UGAB ve EGAM ortak bildirilerinde (http://egam-eu.blogspot.com), İstanbul’daki anmaya katılmalarını bir dayanışma, adalet ve demokrasi girişimi niteliyor. Yani amaç, tarihi gerçekler ve bellek çalışması için mücadele edenlerle dayanışmak, inkar söylemine karşı birlikte mücadele ederek adalet aramak ve sivil toplumu destekleyerek ırkçılıkla mücadelede, insan haklarının güçlendirilmesinde Türkiye’nin demokratikleşme sürecine destek olmak olarak özetlenebilir.
Bugün İstanbul dışında da soykırım acısını paylaşmak isteyenler üç ayrı kentte daha toplanacak. Buluşmalar Ankara’da Sakarya Meydanında 19.15’de, İzmir’de Fuar Basmahane Meydanında 18.00’de ve ilk kez Adana’da Merkez Bankası önünde 13.00’de gerçekleştirilecek. İstanbul’da ise önce İHD İstanbul Şubesinin Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon’un anması 12.30’da Sultanahmet’te Türk-İslam Eserleri Müzesi önünde yapılacak. 19.15’deki Taksim Meydanı’nda yapılacak esas anma toplantısı için 18.30’dan itibaren yerlerimizi alacağız.
2015’e iki yıl kaldı. Bir asırdır süregelen inkar politikalarının en acı sonucu Ermenilerin yaralarının kapanmamasıdır. Yüzüncü yılda 24 Nisan’da neler olacak, ne tür eylem ve etkinlikler yapılacak henüz bilmiyoruz ama Çanakkale zaferinin yüzüncü yıl kutlamalarını şimdiden her fırsatta duyurulduğuna göre, ses getirecek, birkaç aydın ve aktivistin iyi niyetli buluşmasının ötesine giden, Türkiye toplumunun tümüne erişebilen bir süreç hazırlamak elzem. İki yıl göz açıp kapatıncaya kadar geçecek. Benim gönlümde, 24 Nisan 2015’de Türkiye’nin dört bir yanında kendilerini hala “hemşerilerimiz” olarak gören Ermeni dostlarımızı atalarının doğduğu topraklarda ağırlamak, dedelerinden, ninelerinden geriye çok az şey kalmış olsa da, değişmeyen tek şey olan gökyüzünü paylaşmak geçiyor. Ben Claire’imi Tokat’a götüreceğim. Onunla birlikte aynı topraktan kökleri sökülen diğer Ermeni dostları da. Ya siz ne yapacaksınız?

Yorumlar kapatıldı.