İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Soykırımı tanımak başımızı daha dik yapar

Doğan Tarkan

Türkiye’de Cumhuriyet bir dizi büyük tarihi olay üzerine kuruldu. Kürt kimliğinin ortadan kaldırılmaya çalışılması, Kürtlere dönük asimilasyon politikası bunlardan bir tanesi. Bir de bir dizi azınlığın varlığının silinmesi icraatı var. 1915’de Ermeni soykırımı bu toprakların en eski halklarından birisinin adeta yok edilmesini getirdi. 1915-24 arasında bu toprakların bir başka en eski halkı ve nüfusun Ermenilerle birlikte çok önemli bir kısmını oluşturan Rumlar bir yandan kırıldılar, diğer yandan da ülkeden kovuldular…  Bu süreç yakın zamana kadar sürdü. Ermeniler ve Rumlarla birlikte Müslüman olmayan birçok halk da aynı akıbete uğradı. Cumhuriyet Türkiye’sinin yeni egemen sınıfları Ermeni ve Rum zenginliklerine el konması ile oluştu. Yani Türk egemen sınıfı ve Kürt toprak ağaları katliamların, sürgünlerin üzerinde şekillendiler. İki yıl sonra 1915 Ermeni soykırımının yüzüncü yıldönümü. Dünyanın birçok ülkesi bu soykırımı kabul etmiş durumda. Sadece Türkiye soykırımı reddetmekte ve bin bir dereden su getirmekte. Kürt sorununda önemli adımların atıldığı bugünlerde Ermeni Soykırımı’nın tanınması için de adımlar atmak gerekir. 24 Nisan 2013 böyle bir kampanyanın başlangıcı olacak. Türkiye halkları Ermeni kardeşlerinden özür dileyecek, soykırımı tanıyacak ve başı daha dik olarak, dünya halklarının arasına katılacak…

***
Kürt sorununda çözüm doğrultusunda adımlar atılmaya başlandı. Ortada kaygılar olsa da bu sürecin devam etmesi ve üstelik olumlu devam etmesi olasılığı daha baskın. Hem hükümet, hem de Kürt özgürlük hareketi bu süreçten geri çekildiği takdirde politik olarak ağır kayıplara uğrar.
Türkiye’de Cumhuriyet bir dizi büyük tarihi olay üzerine kuruldu. Kürt kimliğinin ortadan kaldırılmaya çalışılması, Kürtlere dönük asimilasyon politikası bunlardan bir tanesi.
Bir de bir dizi azınlığın varlığının silinmesi icraatı var. 1915’de Ermeni soykırımı bu toprakların en eski halklarından birisinin adeta yok edilmesini getirdi.
1915-24 arasında bu toprakların bir başka en eski halkı ve nüfusun Ermenilerle birlikte çok önemli bir kısmını oluşturan Rumlar bir yandan kırıldılar, diğer yandan da ülkeden kovuldular…
Bu süreç yakın zamana kadar sürdü. Ermeniler ve Rumlarla irlikte Müslüman olmayan birçok halk da aynı akıbete uğradı. Cumhuriyet Türkiyesi’nin yeni egemen sınıfları Ermeni ve Rum zenginliklerine el konması ile oluştu.
Yani Türk egemen sınıfı ve Kürt toprak ağaları katliamların, sürgünlerin üzerinde şekillendiler.
İki yıl sonra 1915 Ermeni soykırımının yüzüncü yıldönümü. Dünyanın birçok ülkesi bu soykırımı kabul etmiş durumda. Sadece Türkiye soykırımı reddetmekte ve binbir dereden su getirmekte.
Kürt sorununda önemli adımların atıldığı bugünlerde Ermeni Soykırımı’nın tanınması için de adımlar atmak gerekir. 24 Nisan 2013 böyle bir kampanyanın başlangıcı olacak. Türkiye halkları Ermeni kardeşlerinden özür dileyecek, soykırımı tanıyacak ve başı daha dik olarak, dünya halklarının arasına katılacak…
Soykırımı tanımak, yalan üzerine kurulu bir tarihle yüzleşmek küçültmez, aksine büyütür, bu ülkede yaşayan insanların başlarının daha dik olmasını sağlar, demokratikleşmeye, özgürlüklerin gelişmesine katkıda bulunur, Kürt sorununda çözümü kolaylaştırır.
Bütün bunları Sevag’ın bir 24 Nisan günü, bir Paskalya bayramı günü asker kışlasında öldürülmesi ile ilgili yargılamanın sonucu üzerine yazıyorum. ( BKNZ. ilgili haber) Sevag, ırkçı bir cinayete kurban gitti ve katili 3 yıl sonra serbest olacak!
Ne Hrant’ı ne de Sevag’ı unutmayacağız, unutturmayacağız!..
Doğan Tarkan
http://www.sesonline.net/php/genel_sayfa_yazar.php?KartNo=57689&Yazar=Do%F0an+Tarkan

Yorumlar kapatıldı.