İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Mısır’daki ‘dini’ çatışmalar

İlyas Coşkun

Mısır’da hafta sonu yaşanan Müslüman-Hıristiyan çatışması, uzun bir süredir rejime karşı sokağı tutan, demokrasi ve özgürlük isteyen muhalefetin önüne aşması gereken yeni sınavlar koyuyor. Bu son çatışma, Kahire’nin kuzeyindeki Kalyubiye kentinde bir grup Kıpti Hıristiyan gencin iddialara göre, İslami eğitim veren El-Ezher’in duvarına, Müslümanlara hakaret içeren ifadeler yazmasıyla başladı. Resmi raporda belirtilen bu olay sonrası kentteki Hıristiyanlara ait bazı dükkanlar yağmalandı. Farklı dinlere mensup kişilere ait bir kısım mülkler yakıldı. Pazar günü ise olaylar Kahire’ye sıçradı.

Çatışmalarda ölenlerin cenazelerinin bulunduğu St. Mark Katedrali taş yağmuruna tutuldu ve silah sesleri duyuldu. Çatışmalar sonucu 5’i Hıristiyan, 1’i Müslüman 6 Mısırlı yaşamını yitirdi ve 90 kişi de yaralandı.
PROVOKASYON OLASILIĞI YÜKSEK
Ancak gazetecilere görüş veren Kalyubiye sakinleri, olayların adli bir vakadan din çatışmasına evrildiğini, sonrasında Hoda Al-Nabwi cami imamının cemaatine ‘Hıristiyanlara karşı Müslüman kardeşlerini desteklemeleri’ çağrısı yaparak çatışmayı kışkırttığını söyledi. Polise büyük öfke duyan şehir sakinleri, polisin yaşananlara ‘seyirci kaldığını’ belirtti.
Çarşamba günü Kahire’de düzenlenen bir gösteride ise mezhep çatışmalarına karşı Müslüman ve Hıristiyanlar arasında birlik çağrısı yapıldı. Öfkenin adresi ise Müslüman Kardeşler (MK) ve İçişleri Bakanlığıydı. Olaylardan sonra ancak pazartesi açıklama yapan ve soruşturma açılması talimatı verdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi de tepkilerden nasibini aldı.
Rejime karşı yapılan sokak gösterilerinde bir arada görmeye alıştığımız politik örgüt ve partilerin yanı sıra çok sayıda muhafazakar Müslüman da gösteriye katılarak dini çatışmalara tepkilerini gösterdi. Ellerinde çarmıh ve Kuran tutan kimi göstericiler, Mısır halkının birliğine vurgu yapan sloganlar attı. Ulusal Kurtuluş Cephesi (UKC) üyeleri ise çatışmalar karşısında MK hükümetinin sessiz kalarak toplumsal ayrışmadan yararlanmak istediğini, Müslüman halka yönelik kontrolünü sürdürmek istediğini ifade etti.
PATRİK: TOPLUM BÖLÜNÜYOR
Salı günü özel bir televizyona açıklamalar yapan Mısır Kıpti Ortodoks Kilisesi Patriği 2. Tovadros, Kahire’deki Katedrale saldırılmadan önce Cumhurbaşkanı Mursi ile telefonda görüştüğünü ve Mısırlı Hıristiyanlar için önemli olan bu mekanın korunması için her şeyin yapılacağı sözünü aldıklarını söyledi. 2. Tovadros, ‘Ancak bunun yapılmadığını gördük. Yasalar acilen uygulanmalı. Toplum halihazırda bölünüyor’ diyerek rahatsızlığını dile getirdi.
Ayrıca Mısır Kiliseleri Birleşik Konseyi ve Mısır Protestan Cemaati de yaptıkları açıklamalarla, güvenlik önlemlerinin ve siyasetçilerin açıklamalarının çatışmalar karşısında yetersiz kaldığını ifade etti.
MK ve İslami örgütler içindeki kimi figürlerin açıklamaları ise diğer tepki çeken nokta. MK’nın resmi açıklamasında “Tüm Mısırlıları toplumdaki komplolara ve devrimlerine yönelik olan dini çatışmalara karşı uyarıyoruz” denildi. Halk tarafından istifası istenen İçişleri Bakanına veya emniyet teşkilatına yönelik ise bir eleştiri yapılmadı. İslami örgütlerin içinde yer aldığı Vicdan Cephesi üyesi Ayman Nur ise çatışmaları ‘dış mihraklara’ bağlamakla yetindi.
ÜÇ ÖNEMLİ NOKTA
Tüm bu gelişmeler ışığında kimi noktaları belirtmekte fayda var. İlk olarak devrime neden olan sosyal ve ekonomik sorunların hala çözülememiş olması, toplumsal gerginliğin sürmesine ve bu da en ufak bir kıvılcımın tüm ülkeyi etkileyecek şekilde büyümesine neden olmaktadır. Bu son çatışmalar bunun örneğidir.
İkinci olarak MK iktidarı ve güçlü İslami örgütler yaptıkları açıklamalar ve uyguladıkları politikalarla özellikle Hıristiyan halkın tepkisini çekmekte ve endişelere neden olmaktadır. Son olarak, özellikle muhalifler arasında ekonomik ve demokratik (sosyal adalet, vb.) hak istemlerinin arasında tutarlı bir program halinde laiklik talebinin halka sunulmamış olmamasıdır. Elbette gerçek laisizm, Mısır’da İslami örgütlerin toplumsal nüfuzunu ve bu tür çatışmaların olasılığını zayıflayacaktır.
‘Dinler’ arası çatışmalar, rejim için halkı bölmenin bir yolu olarak kullanılmaya devam edilirken, Mısır muhalefetinin bunu önlemek amacıyla daha köklü ne gibi adımlar atacağını ise zaman gösterecek.
SALDIRILAR YENİ DEĞİL
MISIR’da azınlık durumundaki Hıristiyanlara yönelik saldırılar yeni değil. Kıpti bir politikacı ve aynı zamanda Mısır Sosyal Demokrat Partisi Başkan Yardımcısı olan Hanna Greis’in açıkladığı rakamlara göre ülkedeki mezhep kavgaları oldukça eskiye dayanıyor:
Enver Sedat ve Hüsnü Mübarek’in iktidarda olduğu 1970-2011 yılları arası 200 mezhep çatışması meydana geldi. Nisan 2011’den bu yana ise 24 kiliseye saldırı (birisi yakıldı ve bir diğeri ise yıkıldı) oldu. Sonucunda 24 Kıpti Hıristiyan yaşamını yitirdi ve aynı mezhepten 700 Mısırlı yaralandı.

Yorumlar kapatıldı.