İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Patrik, Paskalya’yı köyünde kutlayacak

Bilge Eser

Fener Rum Patriği Bartholomeos, tarihte ilk kez Paskalya’yı İstanbul dışında kutlayacak. Patrik, Gökçeada’daki köyünde ayini yönetecek. (Ortodokslar bu yıl Paskalyayı 5 Mayıs’ta kutlayacak. HYETERT)

Gökçeada’nın merkezinden biraz uzaklaştığınızda karşınıza büyük bir kilise çıkıyor. Yanındaki müştemilat ise Metropolit Krillos’un ikamet yeri. Hem Bozcaada hem de Gökçeada Metropoliti olan Kirillos, doğma büyüme adalı. Okulun açılması konusunda basına konuşmama sözünü SABAH için bozan Metropolit Krillos, geçmişi çok kurcalamadan bardağın dolu taraflarını görmeye çalışan biri. “Yaşananları orada bırakmak gerek” diyen Rum din adamı, “Tek isteğimiz 1960’tan önceki güzel günlere dönmek. Yazın bunu” diyor.
ÖNÜMÜZE BAKALIM
Mütevazi odasında sorularımızı yanıtlayan Metropolit, sözlerine okulun açılmasına onay veren Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı’na teşekkür ederek başladı. “Eylül’de okulun açılmasını son derece sevindirici buluyoruz. İyi yoldayız” diyen Metropolit, adanın geçmişten bugüne çok geliştiğini şu sözlerle anlattı: “Biz 1962’de gençken İstanbul’a gitmek için sabahın köründe kalkar, soğukta sandalın içinde beklerdik. Sonra bizi adaya yanaşmadan açıkta bekleyen büyük gemilere çuval gibi atarlardı. Şimdi rahat rahat gidip geliyoruz. Bunları devletimiz yaptı.” 1964’ten sonra okulların kapandığını hatırlatan Rum din adamı, “Rumlar neden göç etti?” sorumuzu ise biraz da ders vererek şöyle yanıtladı: “Geçmişi geçmişte bırakıp geleceğe umutla bakmak gerek. Yeni bir dönem açıldı. Yaraları deşmek iyi değil. Bak ne güzel gelişmeler var. Bunları görmeyip hep kötü anıları mı göreceğiz?” “Bir okul eksikti onu da verdiler” diyen Metropolit yine de “küçük sorunlar” dediği birkaç noktayı da atlamak istemiyor. Metropolit Krillos’a göre, başta tersine göçün olmazsa olmazı olarak nitelendirdiği mülk edinme sorunu var. Türkiye’den göç eden Rum ailelerin çocukları askerlik yapmadıkları için vatandaşlıktan çıkarılıyor. Bu durumda da gayrimenkullerde miras hakları olamıyor. Mülkler de hazineye kalıyor Köylerin boş kalmasının başlıca nedeni bu. “Bu soruna yasal bir çözüm bulabilirlerse çok memnun oluruz” diyen Metropolit, Yunan uyruklu olanların geri dönmesi için oturma izinlerinin de kolaylaştırılması gerektiğine işaret etti.
“ARAZİMİZ OLDU ÇÖPLÜK”
Geçmişten bugüne birçok mallarına el konulduğunu aktaran Rum din adamı, Vakıflar Kanunu’nun geçici yasasına 350’den fazla başvuru yaptıklarını ancak hiçbir iade olmadığını da söylerken yaşadıklarını şöyle anlattı: “7. maddeden 263 dosya götürdük. Bunların geri verildiği söylendi ancak doğru değil. Vakıflar Müdürlüğü beyannamemiz yok diye reddetti. Ancak biz teamül vakfıyız, yani bir nizamnamemiz yok ki. Çanakkale İdare Mahkemesi, ret kararını iptal etti. Danıştay da 20 gün önce onadı. Büyük bir hukuk kazanımı bu. Bunlar arasında şu anda çöplük denilen Madaros adlı 350 dönümlük bölge var. Burası 1992’de önce çöplük olarak tescil edildi, ardından da imara açıldı. Biz yıllardır vergisini de veriyoruz. İade etmiyorlarsa en azından tazminatı versinler. Çünkü o topraklar bizim.” Ancak Metropolit’in okul dışında yaşadığı bir başka heyecan da nisan ayının sonunda kutlanacak olan Paskalya. Tarihte ilk kez bir Patrik’in İstanbul dışına çıkarak ayin yöneteceğini belirten Krillos, “Hiçbir metropolit bağlı bulunduğu yeri bırakmaz. Ancak Sayın Patrik Bartholomeos memleketini çok sevdiği için 26 Nisan’da adaya gelecek. 6 Mayıs’ta doğduğu köy olan Zeytinliköy’ün Araşya Tepesi’ndeki Meryem Ana Kilisesi’nde ayin yapacak. Patrik’in yurt dışında yaşayan 4 kardeşi de burada olacak” dedi.
BİR CENAZE BİN UMUT
Adayla ilgili umut dolu ve iki toplumlu halkın barış içinde yaşaması yönünde mesajlar veren Metropolit’in söylediklerini bir gün sonraki bir cenazede somut bir şekilde hayat bulduğunu gördük. 80 yaşında yaşamını yitiren Madam Melpomeni’nin Aya Varvara kilisesi’nde yapılan cenaze törenine adım attığımda, elinde mumlarla dua eden Hıristiyanların yanında sessizce Kuran’dan ayetler okuyan Müslümanlar gözümüze çarptı. Törenin ardından aileye taziyelerini bildirenler arasında sıraya giren Müslümanlar, Madam’a omuz verirken son dualarını da mezarlıkta yaptı. Yanımda duran minik kız, “Abla biz Müslümanız ama Madam bizim komşumuzdu. Çok iyi bir teyzeydi. Dua etmek için geldik” derken aslında iki toplumu ayırmak için geçmişte büyük çaba sarf eden “büyüklerin” bu emellerini asla tam olarak gerçekleştiremediklerini de gördüm. Adadan ayrılırken herkesin bir gün Madam’a omuz veren iki halkı görmesini temenni ederim. O zaman insanın içine biraz da olsa umut doluyor…
RUMLAR BİZİM ZENGİNLİĞİMİZ
Gökçeada Belediye Başkanı Yücel Atalay: Kentin yaşamasının asgari unsurlarından biri insanlardır. Adada 4 Rum köyü var, ancak kışın hepsi atıl durumda. Yaz aylarında Rum nüfusu 2 bin 500’e çıkıyor. Hepsinin burada evleri var. Okul vasıtasıyla hepsinin ata evlerine dönmesini umuyoruz. Burası iki toplumlu bir ada. Rumlar da bizim zenginliğimiz. Gelmek isteyen çok fazla ancak iş sahası konusunun ele alınması gerekiyor.
GENÇLER GELMELİ
Gökçeada’nın virane evlerine can katan ise iç mimar Yusuf Büyükoğlu. Zeytinliköy’de bir inşaatta tanıştığımız İstanbullu Büyükoğlu, 30 yıldır adada çalışıyor. Büyükoğlu, “Son yıllarda köylerden ev alıp restore ettirenler arttı. Buraların ‘Rum köyü’ olarak anılması bir çekim yaratıyor. Çünkü sayıları az. Ancak buraya genç gelmez ve yaşlı Rumlar da ölüp gidince Gökçeada’nın ne cazibesi kalacak?” diye sordu.

http://www.sabah.com.tr/Yasam/2013/04/02/patrik-paskalyayi-koyunde-kutlayacak

Yorumlar kapatıldı.