İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Süryaniler, gazeteyle seslerini duyuruyor

Evrim Kurdoğlu
Türkiye’nin ilk Süryani gazetesi Sabro, bir yıldan az bir zaman önce yayın hayatına atıldı ancak toplum içinde cemaate taze bir güç kattı… Gazetenin okuyucusu Muzaffer İris, SES Türkiye’ye yaptığı açıklamada “‘Bu gazete bizim Cumhuriyet tarihinde sahip olduğumuz ilk gazete. Bu yüzden de gerçekten ilk Süryanicedeki anlamıyla ilk umudumuz” ifadelerini kullandı. “Bence Sabro tüm Süryaniler için çok önemli, böylece yaşadıklarımızı Süryani belgelerine kaydetmiş oluyoruz ve aynı zamanda görünürlük kazanıyoruz.” dedi.

***

Türkiye’nin ilk Süryani gazetesi Sabro, cemaatin sorunlarını gündeme taşıyor.
Türkiye’nin ilk Süryani gazetesi Sabro, bir yıldan az bir zaman önce yayın hayatına atıldı ancak toplum içinde cemaate taze bir güç kattı.
Türkiye’deki Süryaniler tarafından yayınlanan ilk gazete olan Sabro’nun baskıları. [Evrim Kurdoglu/ SES Türkiye]
Gazetenin okuyucusu Muzaffer İris, SES Türkiye’ye yaptığı açıklamada “‘Bu gazete bizim Cumhuriyet tarihinde sahip olduğumuz ilk gazete. Bu yüzden de gerçekten ilk Süryanicedeki anlamıyla ilk umudumuz” ifadelerini kullandı. “Bence Sabro tüm Süryaniler için çok önemli, böylece yaşadıklarımızı Süryani belgelerine kaydetmiş oluyoruz ve aynı zamanda görünürlük kazanıyoruz.”
Sabro, Mart 2012’de yayın hayatına atıldığından bu yana aylık olarak çıkıyor. Toplumsal konuların yanı sıra Mor Gabriel Manastırı üzerindeki ihtilaf gibi kaygı uyandıran konuları işliyor. Bir süre önce yayınlanan bir sayısında Süryanilerin Türkiye’deki ders kitaplarındaki anlatılış biçimini eleştirdiler.
BDP’nin Süryani Mardin milletvekili Erol Dora da dikkat çekiyor.
Sayfalarından üçü Süryani dilinde, kalanı ise Türkçe olarak çıkıyor. Gazete, tüm Türkiye’de ve yurtdışında da çok sayıda Süryani’nin yaşadığı yerlerde satışa sunuluyor.
İstanbul merkezli Mezopotamya Kültür ve Dayanışma Derneği’nin başkanlığını yürüten Tuma Özdemir, SES Türkiye’ye verdiği beyanatta gazetenin cemaate, kültürlerini ve sorunlarını geniş bir kitleye duyurmak için yeni bir fırsat verdiğini vurguladı.
“Bu sayede biz kendimizi kendi gazetemizle anlatmaya başladık. Biz Sabro ile kim olduğumuzu tam olarak anlatabiliyoruz. Sabro’nun Türkiye’de ve yurtdışında çok önemli etkileri oldu.” değerlendirmesini yaptı.
“Önceden Süryani deyince ‘Suriyeli mi?’ diye sorular geliyordu insanların aklına. Ayrıca yurtdışında yaşayanlar da artık Türkiye’deki Süryanilerin neler yaptığını, neler yaşadığını öğrenebiliyor. Sabro bizim için çok önemli bir gazete.”
Sabro’nun kurucusu Tuma Çelik’in yaşadığı tecrübe, Süryani toplumunun içinden geçtiği ve nihayetinde gazetenin kurulmasının önünü açan yola ışık tutuyor.
Birçok Süryani gibi Çelik de 1980’lerde tutuklanma korkusuyla Avrupa’ya kaçmış. Hıristiyan olmasına rağmen öğretmeni tarafından Müslüman duaları okumaya zorlandığını hatırlıyor.
SES Türkiye’ye “O dönemlerde Türkiye’de yaşayan Süryanilere saldırıyorlardı. Ben fiziksel şiddete uğramadım ama yaşananlar bana tehlike altında olduğumu hissettirdi.” açıklamasını yaptı.
Sürgündeki Süryaniler, kültürlerini korumak ve içinde bulundukları durum hakkında farkındalıklarını artırmak için çalışmışlar. 2000’li yıllarda yaşanan değişim, Çelik’i bu girişimlerine Türkiye’de devam etmeye yöneltmiş.
Çelik’in anlattıklarına göre 2001 yılında Oslo’da o zamanki Başbakan Bülent Ecevit’in yaptığı konuşmada Süryanilere geri dönmeleri çağrısında bulunmasının yanı sıra Kürt siyasi hareketinin etnik haklar konusunda farkındalık uyandırması da etkili olmuş. Ancak 2010 yılında geri döndüğünde Süryaniler’in sorunlarının çözümün çok uzağında olduğunu görerek bir grup meslektaşıyla birlikte Sabro’yu çıkarmaya karar vermiş.
“Ben Türkiye’ye geldiğimde Süryanilerin Mor Gabriel Manastırı sorunu vardı. Biliyorsunuz devlet manastıra el koymak istiyordu. Bir şeyler yapmak gerekiyor diye düşünüyorduk. Sesimizi duyurmanın bir yolunu arıyorduk. Gazete fikri aklımıza geldi.”
Manastırın bulunduğu Midyat’taki köylüler, 2008 yılında dava açarak binanın kendilerine ait araziyi işgal ettiği iddiasında bulunmuşlar. Yargıtay ise kilisenin söz konusu arazinin kendisine ait olduğunu ortaya koyacak belgeler sunamadığına hükmederek mülkün kamulaştırılması gereğini belirtmiş. Süryaniler, bu davanın yeniden görülmesini istiyorlar.
Çelik’in sözlerine göre gazetenin yaşadığı – kısıtlı mali kaynak ve maaşlı eleman eksikliği gibi – zorluklara rağmen Sabro, Süryanilerin bir araya gelmesine katkı yapmış.
“Gazete sayesinde farklı yerlerdeki pek çok Süryani bize ulaşmaya başladı. Hatay’daki, Mardin’deki, Adıyaman’daki Süryanilerin hepsi dayanışmak istiyor. Toplantılar yapıyoruz, sorunlarımızı konuşuyoruz ve hep birlikte çözüm arıyoruz. Bu da hedefimize ulaştığımızı gösteriyor.”
Sabro, Süryanilerin güçlenen kimliklerinin yeni bir örneği. Geçtiğimiz yıllarda ana dilde eğitimin yanı sıra dinsel ve kültürel geleneklerinin korunması için de seslerini yükselttiler.
İstanbul merkezli Anadolu Kültür ve Dayanışma Derneği’nin Başkanı Altan Açık dilli, Sabro’nun ve Süryanilerin yaptığı diğer girişimlerin Türkiye toplumu içinde zamanı çoktan geçmiş birtakım tartışmaların önünü açtığını vurguladı.
“Çok halklı ve çok dilli bu topraklarda Sabro okumak, gerçekten de insanı tarihle yüzleştirmek ve aynı zamanda kendisiyle yüzleştirmektir diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“Cumhuriyet’in kuruluşunun 94 yıl sonrasında Süryanice bir gazete çıkartılması, tarihin yok edilemeyeceği düşüncemin güçlenmesini sağladı bende.”
http://turkey.setimes.com/tr/articles/ses/articles/features/departments/society/2013/01/15/feature-01

Yorumlar kapatıldı.