İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Şirince Ermeni Köyü haline mi geliyor?

Yusuf  İnan

Bize Şirince’yi gezdiren Zeytin Sarayı’nın sahibi Erhan Yaran tam bir Şirince aşığı. Bize Atatürk’ün iki saat konakladığı evi gösterdi. Ev sahipsiz, Kültür Bakanlığı’nın bu olaydan haberi var mı bilmiyoruz. Ancak Kültür Bakanlığı Şirince’de iki tane kilisenin restoransyonuna başlamış. Biri bitmiş, diğeri de bitmek üzere. Her iki kilise de Şirince’ye hakim bir tepeye kurulmuş. Şirinceliler kilisenin çok yakın zamanda hizmete açılacağını düşünüyor. Şirince Halkı kiliselerin görevlilerin hazırmış olduğunu, maaşlarının ödendiğini söylüyor.Şirincelilerin bir de önemli sorunu ve şikayetleri var. O da kendisine alternatif Şirince kurmaya çalıştığı iddia edilen Ermeni asıllı Sevan Nişanyan. Şirince sakinleri Sevan Nişanyan’ın arkasında Ermeni Diasporası’nın olduğuna inanıyor. Sevan Nişanyan’ın Şirince’ye turist rehberi olarak geldiğini ve gizli gizli evler satın aldığını, alternatif Şirince kurmak için de fark edilmemek için dağın arka tarafını tercih ettiği iddia ediliyor. (Sayın Yazar, İnsaf da dinin yarısı derler. Şirince’yi Şirince yapan, Şirince’yi dünyaya ve Türkiye’ye tanıtan Sevan Nışanyan’dır. Eğer Şirinceliler bunu bilmiyorsa bu resmen nankörlük olur. Şirince’de yaşayan tek Ermeni Sevan Nışanyan’dır. Bir kişi ile nasıl Ermeni köyü olacak? Kiliseler de Ermeni kilisesi değildir.)
***
Yerelgundem.com ekibi olarak Şirince’ye gittik. Öncelikle Şirince’nin yönlendirme tabelaları yeniden gözden geçirilmeli. Arayan bulur diyenler olabilir. Ancak aramayanlar da bulsun isteniyorsa bu konuda titiz bir çalışma gerekli.
Şirince denince akla ilk gelen “şarap” oluyor. Halbuki Şirince’de şarap üreten sadece altı aile var. Onların dışındaki yerli halk şarap konusunda biraz tutucu.
Şirince’nin yerli halkı Selanik göçmeni. Çok saf, çok temiz insanlar.
Göçmenler bilindiği gibi Osmanlı’nın seçerek Balkanlar’a gönderdiği ailelerin çocukları. Osmanlı fethettiği ülkelerde kalıcı olabilmek için oralara seçkin aileleri gönderirdi. II.Abdülhamit’in tahttan indirilmesiyle Balkanlar sahipsiz kaldı ve talihsiz bir şekilde elimizden çıktı. Balkanlar’da sahipsiz kalan halk baskı ve zulümlere dayanamayarak Anavatan Türkiye’ye göç etmek zorunda kaldı.
Atatürk’ün konakladığı ev…
*
Şirince sakinleri Balkan göçmenlerinden oluşuyor.
Şirince sokaklarında karşılaştığımız mavi gözlü Emine Nine ile kısa sohbet ettik. Emine Nine’ye “ne yiyip ne içiyorsunuz, geçiminizi neyle sağlıyorsunuz” diye sordum. Emine Nine ve oğullarının geçimi zeytindenmiş. Siz de şarap yok mu Emine Nine dediğimde, “haram oğlum, Şirince’yi şarapçı olarak tanıtıyorlar biz şarap yapmayız, şarabı Alman fabrikası yapıyor” dedi.
Şirince, halkı ve esnafıyla birlikte tam bir Osmanlı köyü izlenimi veriyor.
Bize Şirince’yi gezdiren Zeytin Sarayı’nın sahibi Erhan Yaran tam bir Şirince aşığı. Bize Atatürk’ün iki saat konakladığı evi gösterdi. Ev sahipsiz, Kültür Bakanlığı’nın bu olaydan haberi var mı bilmiyoruz. Ancak Kültür Bakanlığı Şirince’de iki tane kilisenin restoransyonuna başlamış. Biri bitmiş, diğeri de bitmek üzere. Her iki kilise de Şirince’ye hakim bir tepeye kurulmuş. Şirinceliler kilisenin çok yakın zamanda hizmete açılacağını düşünüyor. Şirince Halkı kiliselerin görevlilerin hazırmış olduğunu, maaşlarının ödendiğini söylüyor.
Şirincelilerin bir de önemli sorunu ve şikayetleri var. O da kendisine alternatif Şirince kurmaya çalıştığı iddia edilen Ermeni asıllı Sevan Nişanyan.
Şirince sakinleri Sevan Nişanyan’ın arkasında Ermeni Diasporası’nın olduğuna inanıyor. Sevan Nişanyan’ın Şirince’ye turist rehberi olarak geldiğini ve gizli gizli evler satın aldığını, alternatif Şirince kurmak için de farkedilmemek için dağın arka tarafını tercih ettiği iddia ediliyor.
Sevan Nişanyan’ın evlerini uzaktan gördük. Tarihi Şirince evlerinden farklı.
Ayrıca 2863 sayılı yasaya muhalefet etmesi gerekçesiyle hapis cezası ve yıkım kararları var. Ancak uygulanmıyor. Şirince sakinleri, “Sevan Nişanyan’a devletin gücü yetmiyor” diyor. “Biz evimizin çatısında kiremiti değiştirmek için izin alırız, o izin almadan ev yapar, restore eder ama kimse ona bir şey yapamaz” diyorlar.
Sevan Nişanyan Agos ve Taraf gazetelerinde köşe yazarlığı da yapmış.
Bir dönem İzmir Valisi ile de tartıştığı ileri sürülen Sevan Nişanyan hakkında köylüler hiç de iyi konuşmuyor. Bu konuda Aziz Nesin’in oğlu Ahmet Nesin’e suç buluyorlar.
“Şirince Halkı Aziz Nesin’in oğlu Ahmet Nesin ile Sevan Nişanyan arasında bir bağ kurmuş. Sevan Nişanyan’ı Şirince’nin başına Aziz Nesin’in oğlu Ahmet Nesin’in musallat ettiğine inanıyor.”
Kaçak olduğu iddia edilen evlerin yıkılmaması için Ahmet Nesin’in Matematik Köyü’ndeki vakfa devredildiği iddia ediliyor.
Sevan Nişanyan’ın kaçak evlerini yıkmak için gelen ekiplerin her seferinde başarısız olduğunu anlatan köylüler, “bir dafasında dozerin önüne atladı, yaygara çıkardı, ekipler yıkamadan gitti” diyorlar.
Sevan Nişanyan’ın Şirince’de yaşayan Müjde Tönbekici ile evlenerek, Şirince’de kalıcı olmak istediği, iddia ediliyor.
Sevan Nişanyan’ın Müjde Tönbekici’nin üzerine bir kavanoz dıştı attığı ve bu nedenle de Agos gazetesindeki görevinin tartışma konusu olduğu iddia ediliyor.
Sevan Nişanyan’ın eski eşi Müjde Tönbekici’den üç, toplam beş çocuğu var. Sevan, bu performansla Başbakan Erdoğan’ın aradığı beş çocuklu aile kategorisine de uyuyor!
Sevan Nişanyan olayını daha farklı zamanlarda daha detaylı olarak ele alacağız. Şimdilik Şirince’ye geri dönelim.
Şirince’nin önceki adının Çirkince olduğu köye atanan bir öğretmen tarafından adının değiştirilerek Şirince yapıldığı söyleniyor.

 Şirince’nin 21 Aralık 2012 kıyamet gündemine gelince, Selçuk Belediyesi ve İzmir Valiliği bölgede bir dizi çalışma yapmış. Şuan Şrince’de tamamen basın mensupları var. Basın mensuplarının dışında bir kaç kişi de gezmeye gelmiş. Nereye baksanız elinde fotoğraf makinası ve kamera olan insanlar var. Televizyonlar canlı yayın araçlarını kurmuş hazır bekliyor. Eğer kıyamet koparsa Şirince batmayacağı için onlar olmayan dünyaya yayın yapacaklar!
 Şirince’de yeme içme fiyatları pahalı değil. Oteller de dolu değil. Sadece 21 Aralık için daha özel fiyata kiralanabilir düşüncesiyle kaçamak cevaplar veriliyor.
Halk işinde gücünde, esnaf eski günlerden bir farkı yok, hiç satış olmadı, herkes gazeteci diyor.
Şirince bir dönem efeler tarafından da zaptiyeden kaçmak, gizlenmek için kullanılmış. Çakırcalı Mehmet Efe’nin kaldığı evi de gördük şimdilerde restoran olarak hizmet veriyor.
Şirince’den akşam saatlerinde ayrıldık. Cuma selası Şirince semalarından yükselip tüm ovaya yayılıyordu. Cuma selası okunurken bir esnaf “şaraplarımızdan tatmak istermisiniz” diye bizi içeri davet etti. Biz de sela okunuyor, yarında cuma deyince, mahcup oldu, biraz üzüldü ve boynunu büktü ve “eyvallah” dedi…
Şirince gezip görülmeli, Kültür Bakanlığı tarafından daha yakından ilgilenilmeli özellikle “Ermeni Köyü” haline getirilmesine izin verilmemelidir. Şirince sakinlerinin en fazla tedirgin oldukları konu bu.
“Kiliseler açılsın, isterlerse ayin de yapsınlar ama biz burada ikinci sınıf vatandaş haline gelmeyelim, Şirince’yi Ermeni Köyü olarak görmeyelim” diyorlar.
Şirince’de yiyecek içecek pahalı değil. İzmir gibi…Çok güzel havası var.
Bu arada Semra Özal da Şirince’de. Kaldığı evi gördük. Hoş güzel bir mekan.
Şirince’de dört jandarma personeli görev yaparken şimdi 50 kişi takviye gelmiş. Her sokakta, her köşe başında jandarma var. Güvenlik konusunda titiz bir çalışma var. Halk maya takvimine ve kıyamet senaryolarına inanmıyor. Kime sorsak gülüp geçti.
Selçuk’ta da halkla görüştük. Herkes “ne büyük abartı ama turist gelsin, halk para kazansın ellemeyin” dedi…
Kültür ve Turizm Bakanlığı nereye yetişecek bilmiyoruz ama Selçuk bölgesi tam bir cevher. Türkiye’nin turizm polikası yeniden masaya yatırılmalı ve daha geniş çaplı projeler hazırlanmalı. Turizm konusunda halkın kafası karışık. Bölgeye yerleşen Ermeni’lerden halk tedirgin oluyor. Özellikle Sevan Nişanyan’ın kanun tanımaz tavrı halkı fazlasıyla tedirgin etmiş.
Şirince izlenimlerimiz devam edecek…
Hiçbir yerde yok…
http://www.yerelgundem.com/yazarlar/yusuf_inan/5096/sirince_ermeni_koyu_haline_mi_geliyor.html

Yorumlar kapatıldı.