İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

“Ermeni”den “Misilmenî”ye…

Eruh Merkez Dıh Mahallesi’nde bulunan Surp Astvadvadzin Meryem Ana Kilise’sinin bulunduğu alan Fethullah Gülen Cemaati bünyesindeki bir okul inşaatı için satın alınmak isteniyor… Botan/ Eruh, özellikle 1915’ten önce Ermenilerin yoğun olarak yaşadığı bir bölge. Ermenilerin buraya Serhat (Kars, Erzurum, Ağrı, Van civarı) bölgesinden göç ettikleri söyleniyor; Süryaniler ise Ermeni ve Süryani aşiretleri arasındaki ‘husumetten’ dolayı oradan göç etmek zorunda kalıyor. O dönemde bölgede Ermenilerin eğitim kurumları ve misyoner okullarının olduğu da anlatılanlar arasında. Tehcirden sonra o bölgede kalan bazı Ermeniler dinlerini ve etnik kimliklerini değiştirmek zorunda kalıyor ve Müslümanlaşıyorlar. Bölge insanı onları Misilmenî olarak adlandırıyor. Misilmenîlerden tanıdıklarımızın önemli bir kesimi kendilerinin Ermeni kökenli olduğunu söylüyor.

****
Eruh Merkez Dıh Mahallesi’nde bulunan Surp Astvadvadzin Meryem Ana Kilise’sinin bulunduğu alan Fethullah Gülen Cemaati bünyesindeki bir okul inşaatı için satın alınmak isteniyor.
“Ermeni”den “Misilmenî”ye…
Botan/Eruh, özellikle 1915’ten önce Ermenilerin yoğun olarak yaşadığı bir bölge. Ermenilerin buraya Serhat (Kars, Erzurum, Ağrı, Van civarı) bölgesinden göç ettikleri söyleniyor; Süryaniler ise Ermeni ve Süryani aşiretleri arasındaki ‘husumetten’ dolayı oradan göç etmek zorunda kalıyor. O dönemde bölgede Ermenilerin eğitim kurumları ve misyoner okullarının olduğu da anlatılanlar arasında. Tehcirden sonra o bölgede kalan bazı Ermeniler dinlerini ve etnik kimliklerini değiştirmek zorunda kalıyor ve Müslümanlaşıyorlar. Bölge insanı onları Misilmenî olarak adlandırıyor. Misilmenîlerden tanıdıklarımızın önemli bir kesimi kendilerinin Ermeni kökenli olduğunu söylüyor. Misilmenîlerin zanaat işleri ve bölge dokumacılığına önemli katkıları olduğu da biliniyor.
Eruh çalışması süresince kendisiyle sık sık görüştüğümüz Tayyar Abi[4], Misilmenîleri şöyle anlatıyor: “Eskiden Eruh’ta ‘şal û şepik’leri Misilmenîler yapardı. Misilmenîler şu an Eruh’ta çok azlar. Eskiden Eruh’ta yaşarlardı, burayı onlar kurmuşlar.”
Tehcir döneminde bölgeyi terk etmek zorunda kalan Ermeni gruplardan birisi de Varto Aşireti. Şırnak civarında yaşamış olan Varto aşiretinin serüveninin bugünkü tanığı Rakel Dink’in anlattığına göre, Cizre’nin en büyük aşiretlerinden olan Ermeni Vartoların da diğerleri gibi tehcirine karar verilir. Aşiretin beş ailesi kendilerini Cudi Dağı’na emanet eder. “Mala Varto” yani Varto’nun Evi diye bilinen aile bunlardan biridir. Cudi’ye saklanır ve tam 25 yıl hiç kimselere gözükmeden, Birinci Dünya Savaşı döneminde dağlarda yaşarlar. Beş aile kendi aralarında çoğalırlar. Sonra Cizre’ye inerler. Aşiretin yaşadığı topraklarda artık Kürt köyleri vardır. Ve giyimleri, yaşam tarzları ile Ermeni Varto Aşireti onlar gibi yaşamaya, onlar gibi konuşmaya başlar. Ermeni aşiretinin dili artık Kürtçedir.Tek kelime Ermenice bilmez, dualarını bile Kürtçeederler. Patrikhaneyi hiç duymamışlardır. Şehirden hangi papaz gelirse Süryani, Keldani, Nasturi olmasına aldırmadan onunla dua eder, bsağ yani düğün törenlerini yaparlar.
Yaptığımız görüşmelerde yakın zamanda vefat etmiş yaşlı kuşağın özellikle Ermenice bildiğinden ve “Filankes Ermenice şarkılar biliyordu…” diye isimler verdiğinden bahsedildi. Kültürün genç kuşaklara aktarılamadığını, hatta bir kimlik olarak yaşatılamadığını görsek de, Ermenilerle ilgili kimi anlatılar bölge insanının belleğinde yer etmeye devam ediyor. “1980’de Irak’a gittiğimde Abo Xoxo isimli bir Süryaninin evine misafir oldum. Eve 80-90 yaşında yaşlı bir amca geldi. Eruh’tan geldiğimi öğrendikten sonra, ‘Egîd’i tanıyor musun?’ diye sordu. ‘Ben Ermeniyim, o zaman çocuktum. Benim gözümün önünde babamı, amcamı, dayımı hepsini bıçakladı, öldürdü. Eğer bir elime geçirseydim, onu dişlerimle boğardım.’”
Günümüzde bölgede bir dönem yoğun olarak yaşayan Ermeni nüfus azalmış ve kalanlar da Kürtleşmiş olmasına rağmen; geçmişteki çokkültürlü ortamın ve sürdürülen ortak yaşamın izlerini anlatılarda, dans ve müziklerde sürmek mümkün. Örneğin bölgede oynanan Papûrê dansının Ermeniler tarafından da oynandığı, Mendo şarkısının bir Ermeniyi anlattığı, yine bölge halkı tarafından çok iyi bilinen ve sevilen Heyran Jaro şarkısının da bir Ermeni gencine yakıldığı yöredeki kimileri tarafından söylenir.
Aykırı Doğrular
http://www.aykiridogrular.com/haber-1176-Ermeniden-Misilmenye.html

Yorumlar kapatıldı.