İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

“Ben kahramanlarla yaşadım; ağlamak için hiç vaktim olmadı”

Romanya Ermenileri Derneği Başkanı da olan Voskanyan, Ermeni kimliği, kaderi ve Osmanlı Devleti tarafından gerçekleştirilen en büyük suç olan Ermeni Soykırımı konulu bu kitabı zamanın bir diliminde değil, bütün ömrü boyunca yazmış olduğunu söylemektedir.İnsanlık, hem Ermeni halkının ıstıraplarından haberdar olmalı, hem de yaşadıklarımıza karşı saygı duymalı. “Fısıldamalar Defteri” kitabının yazarı Varujan Voskanyan, Ermeni halkının anılarının geçmişte kalmayıp, günümüzde de bizimle birlikte yaşadığından emindir. Armenpress haber ajansı muhabirine konuşan Voskanyan “Ölülerimiz bizimle yaşıyor. Özellikle bir çoğunun mezarı dahi olmadığından dolayı. Geçmiş bizim için unutulan bir şey değildir. Unutmak intihar etmektir!” şeklinde konuşmaktadır.

***
“Fısıldamalar Defteri” kitabının yazarı Varujan Voskanyan, Armenpress haber ajansı muhabiri Arusik Zakharyan’a konuştu.
Romanya Ermenileri Derneği Başkanı da olan Voskanyan, Ermeni kimliği, kaderi ve Osmanlı Devleti tarafından gerçekleştirilen en büyük suç olan Ermeni Soykırımı konulu bu kitabı zamanın bir diliminde değil, bütün ömrü boyunca yazmış olduğunu söylemektedir.
Voskanyan “Bu öyküleri daha küçükken öğrendim. Bunların ayrı bir hayatı olmalı diye düşündüm. Anlatmayı, bir görev ve ihtiyaç olarak kabul ettim, zira bu kitapta öyle olaylar belirtilmektedir ki, bu eserim olmazsaydı dünya bunları bilemezdi” diye vurgulamaktadır.
“Fısıldamalar Defteri” kitabında 20. yüzyılın başında yaşanan tüm önemli olaylar konu edilmektedir. Kitap, 1890’lı yıllarda başlanmaktadır. O yıllarda kitabın iki baş karakteri olan yazarın büyük babası Karapet Voskanyan ve “Nemesis” grubu üyelerinden Misak Torlakyan dünyaya gelir. Bu karakterler, Ermeni halkının kaderiyle ilgili olarak iki birbirinden farklı tutum benimsemişlerdir. Büyük babası, yaraları tedavi etmek için yeniden kan dökmeme gerektiğine inanırken, Misak Torlakyan sadece kanla ödenebilecek kan borcumuz olduğu görüşündeydi.
Varujan Voskanyan “Büyük babamın yada Torlakyan’ın görüşünün daha iyi olduğunu söylemek istemiyorum. Bana göre, kültür bir sonuca varmamalı. Bu okurun işi olmalıdır” diye konuşmaktadır.
Yazarın ailesi 1915’te Osmanlı İmparatorluğu’nda bulunmaktaydı. En çok, yazarın annebabası Sedrak Melikyan’ın ailesi ıztırap çekmiş, yalnız kendisi ve küçük kız kardeşi kurtulmuştur. Bu kitap sadece insan belleğine dayanmayıp, bilimsel belgeler de içermektedir. Yazar “Ben gerçeği, okur daha çok etkilensin diye değiştirmeye çalışmadım. Zaten gerçek o denli etkili ve vicdansızdır ki, bir şey katmama gerek yoktur” diye belirtmektedir.
Kitabın neden “Fısıldamalar Defteri” diye adlandırıldığını da anlatan yazar “Bir papaza gittiğinizde bağırmazsınız, içten konuşursunuz, en derin hislerinizi itiraf edersiniz. Böylece fısıldama samimiyet demektir. Fısıldama, kalplerin birbirine yakın olduğunu göstermektedir. Yüreklerimiz birbirinden uzak olduğunda bağırırız. Birbirine yakın olduğundaysa  bir fısıldama yetiyor. Sevgi, samimiyet ve başkaların çektiği ıztırapları anlayabilme simgesi bu!” diye vurgulamaktadır.
Birçok okur, bu kitabı okuduğunda ağlamaya başladığını belirtirken yazarın ağlamaya vakti olmamıştır. Varujan Voskanyan “Ben kahramanlarla yaşadım; ağlamak için hiç vaktim olmadı” demektedir.
Voskanyan, Romanya Yazarlar Birliği Başkanı birinci yardımcısı ve senatördür. Rumence kaleme alınmış olan bu kitap Ermenice, İtalyanca, İspanyolca, Yahudiceye tercüme edilmiştir. Önümüzdeki sene ise Fransızcası, Almancası, İsveççesi, Bulgarcası, Rusçası ve Arapçası da olacaktır. Voskanyan “Türkçesi de olmalıdır” diye vurgulamaktadır.
Bu roman, Romanya’nın en iyi kitabı olarak kabul edilip, Romanya Akademisi’nin edebiyat büyük ödülünü kazanmıştır. Bu eser, uluslararası kitap fuarlarında tanıtılmış, Avrupa edebiyat dünyası, basını ve okurlarının dikkatini çekmiştir. Avrupalı okurların yaptığı değerlendirmeye göre, bu kitap modern Avrupa edebiyatında önemli bir yer tutmaktadır.
Türkçeye çeviren: Meline Anumyan
Akunq.net

Yorumlar kapatıldı.