İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Misis, Aslantaş-Karatepe, Anavarza Gezisi

Nurettin Değirmenci
Aktif Felsefe Derneği üyeleri ile birlikte bazı eski yerleşim yerleri gezildi. Misis antik kenti (Mopsuestia, sonra Mamistra), Ceyhan Nehri kenarında, tarihi İpek Yolu üzerinde kurulmuştur. Bütün antik kentlerde olduğu gibi, Misis’in kuruluşu efsanelere dayandırılır. Truva savaşlarından önce yaşamış Mopsus tarafından kurulduğuna inanılır. Yaşlı Pliny şehri, “Serbest şehir Mopsos” diye adlandırır. 

Misis, Hitit, Asur, Makedonya ve Selevkosların eline geçmiş, önemli bir yerleşim yeri olması nedeniyle Roma ve Bizans devirlerinde önemini korumuştur.
Misis’te Roma köprüsü 11-11-2012
Köprünün hemen yanında bulunan kervansaray yıkık ve harap haldedir.
Roma İmparatoru Hadrian zamanında şehir Hadriana, Decius zamanında Decia adını alır. M.S. 8. Yüzyıldan itibaren Abbasilerin eline geçer ve kalesi imar edilir. 965’te yeniden Bizans’a geçen kent, 1082’de Anadolu Selçuklularının eline geçer. Daha sonra  Antakya Prensliği, Bizans ve Kilikya Ermeni Krallığı arasında el değiştirir. 12. Yüzyılın  sonunda Kilikya Ermeni Krallığına bağlanır. 14. Yüzyılın başlarında Memlukların yönetimine geçer. Memluklara bağlı Ramazanoğlu Beyliğince yönetilir. 1517 yılından sonra Osmanlı hâkimiyetine girer ama 1602’ye kadar Ramazanoğullarınca yönetimi sürer.
Misis Mozaik Müzesinde Nuh’un Gemisini temsil eden mozaik 11-11-2012
Misis Mozaik Müzesi sahasında bulunan tarihi kalıntılar. 11-11-2012
Misis’te bugün ayakta kalan eserler M.S. 4. Yüzyıla aittir. Bir bazilikanın mozaik taban döşemeleri, dokuz gözlü bir taş köprü, akrapol’daki surlar, su kemerleri ve hamam kalıntılarıdır. Selçuklu döneminden ayakta kalan Havraniye Kervansarayı ile tek kubbeli mescittir. Beldenin bugünkü adı Yakapınar’’dır.
Aslantaş-Karatepe Açık Hava Müzesi Ziyareti
Misis’ten sonra Aslantaş-Karatepe Açık Hava Müzesine hareket ettik. Burası orman içinde, oldukça güzel ve etkileyici bir yerdir. Çevresinde Aslantaş Barajı vardır. Bazı kalıntıların baraj gölü içinde kaldığı bilinmektedir.
 
Açık hava müzesinde Hititlere ait bir lider heykeli 11-11-2012
Hititlere ait şehir, kale ve kalıntıların olduğu saha görülmeye ve gezilmeye değer yerdir.
Eski uygarlıklardan geriye bazı değerli eşyalar kalır. Hititlerden geriye hem değerli eserler, hem de onların yazıları kalır. Bu yazıların çoğunluğu Batılı bilgeler tarafından çözülmüştür. Yazılardan anlaşıldığı kadarı ile Hititli yöneticiler yazılı kurallara sahipler.  
Hititlerden kalan ve Karatepe’de sergilenen eserler. 11-11-2012
Karatepe gezisinden sonra geziyi tertipleyen arkadaşların hazırladığı sandviçleri yedik.
Sonra gezi yolculuğumuza devam ettik.
Anavarza Kilikya bölgesinde, artık olmayan antik bir kenttir.
MÖ. 19 yılında İmparator Augustus tarafından ziyaret edilir. Kent, “Anazarbus yanındaki Caesarea” diye anılır. Çukurova düzlüğünün çarpıcı fiziki oluşumlarından biri olan 200 metre yüksekliğindeki kaya kütlesindeki kalesi ile ilgili kalıntılar vardır.
MS 260 yılında Anavarza dahil Kilikya kentleri Sasani Kralı Şapur tarafından fethedilir. Kent MS 4.Yüzyılda İsaurialı Balbinos tarafından tahrip edilir. Anavarza, İmparator II. Theodosius  zamanında M.S. 408 yılında kurulan Cilicia secunda’nın ve eyaletin başkenti olur.
525 yılındaki büyük depremden zarar gören kent İmparator Justinianus tarafından onartılarak, “Jusriiopoşis” adıyla onurlandırır. 561 yılında ikinci kez deprem felaketine ve izleyen yıllarda veba salgınına uğrar.
11. Yüzyıl ortalarında kent, Bizans Devleti’nin, Kars-Van bölgesinde yeni fethettiği Ermeni topraklarından göç ettirilen Ermenilerle iskân edilir.
Kars’ın son Ermeni kralının torunu olduğu iddia edilen Rupen adlı Ermeni baronu 1080 yılında Sis (Kozan) ve çevresinde bir dizi Bizans kalesini ele geçirerek beyliğini ilan eder. Rupen sülalesi 1097’den sonra bölgeye gelen Haçlıların ve 1277’den sonra Moğolların desteğiyle bölgede egemenliğini 1375 yılına kadar korumayı başarır. Rupen soyundan gelen II. Levon (1189-1219) Anamur’dan İskenderun Beleni’ne uzanan alanda egemenliğini pekiştirerek 1199 yılında Papa’nın tevdi ettiği, “Ermenistan Kralı” tacını giyer.
Rupen oğulları döneminde yeniden inşa edilen Anavarza Kalesi, hanedanın (Sis Kalesi ile birlikte) iki ana ikametgâhından biri ve hanedan mensuplarının gömüldüğü mahal olarak önem kazanır. 1950’li yıllara kadar kale içinde görülebilen anıt-mezarlar tahrip edilmiş olup yazıtları kayıptır.
 
Anavarza Kalesi (Uzaktan)11-11-2012
Kale yakınından Anavarza yerleşim yeri 11-11-2012
    
Kale alanında Kale’den bir kesit 11-11-2012
Konu açılmışken Sis (Kozan) hakkında bazı bilgiler verelim.
Kilikya Ermeni Krallığının başkentidir.
Şehir, Issos ismi ile bilinir. Sisan ya da Sisia ilk defa 5. Ve 6. Asırlarda Yunan ve Latin kaynaklarında anılır. MS 703’de şehir Araplar tarafından zapt edilir. 8. Asır Arap kaynaklarına göre, şehir çoğunlukla Ermenilerden oluşuyordu.
Ermeni Prensi I.Toros, şehri, yerli halkın yardımıyla zapt eder. I. Toros aynı zamanda Drazark manastırını kurar, bu manastır sonradan Rubenid sülalesinin mozolesi haline gelir. 1173’de Mleh, Sis’i, Kilikya Ermeni Krallığının başkenti yapar. II. Leo ve II. Hetum zamanlarında şehir yeniden inşa edilir ve güzelleştirilir.    
Sis’te onlarca kilise ve manastır olduğu yazılır. Rum Kale (Hromkla) Memluklar tarafından işgal edildikten sonra, Ermeni Katolikos’un merkezi Sis’e taşınır.
1266’da Memluklar şehri işgal eder ve yağmalar. 1275’de Memluklar tekrar şehri kuşatır ama Ermeni güçleri tarafından püskürtülürler. Bir asır sonra 1369’da Memluklar tekrar şehri zapt eder ve yakarlar, Ermeni kral ile lortlar ele geçirilir. Sis’in düşmesi ile Kilikya Ermeni Krallığı son bulur.  
Ermeniler için beş kutsal mekân vardır:
Eçmiadzin (Erivan-Ermenistan)
Ahtamar (Van-Türkiye)
Sis (Adana-Türkiye)
Kudüs Patrikliği
İstanbul Patrikliği
Harita: www. Wikipedia.org.
Geziyi tertip edenlere teşekkür ederim.
11-11-2012
degirmencinurettin@gmail.com
Nurettin Değirmenci
  Elk. Yük. Müh.

Yorumlar kapatıldı.