İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Hocalı Havaalanı Sorunu

Yaklaşık bir yıldır Azerbaycan topraklarının Ermenistan tarafından işgal edilmesi problemine işgal altında olan Hocalı kentinde hava limanı açılması problemi de eklenmiştir… Azerbaycan Hava Yolları (AZAL) Şirketi’nin Basın Danışmanlığı’ndan verilen açıklamada Ermenistan’ın askeri kontrolü altında olan bölgelerin hava sahasının savaş alanı olduğu ve buna göre yolcu uçaklarının bu hava sahasını kullanmasının yasal olmadığını, sadece AZAL’ın bu hava sahasını kullanma yetkisine sahip olduğu vurgulanmıştır… Ermeni yanlısı ABD Kongre üyesi Berd Sherman bu konuyla ilgili yaptığı açıklamada Azerbaycan’ın bu sert tutumunu devam ettirmesi halinde ABD’nin Azerbaycan’a askeri yardımlar da dahil olmak üzere bütün yardımlarının durdurulması konusunu Kongre’de gündeme getireceğini bildirmiştir.

***
Yaklaşık bir yıldır Azerbaycan topraklarının Ermenistan tarafından işgal edilmesi problemine işgal altında olan Hocalı kentinde hava limanı açılması problemi de eklenmiştir.
Azerbaycan haklı olarak bu problemi topraklarının işgal edilmesi çerçevesinde değerlendirmektedir. Hava limanı 1974’te inşa edilmiştir.
Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ Özerk Vilayeti’nde yaşayan Ermenilerin ayrılıkçı taleplerinin gündeme gelmesi ve 1991-1994 yılları arasında yaşanan savaştan sonra hava limanı kullanılamaz duruma gelmişti. Ayrılıkçı rejim Ermenistan’ın da yardımları ile dört yıl önce hava limanını tamir etmeye başladı ve bu yılın ikinci yarısında işleri tamamladı. Verilen bilgilere göre hava limanının işletmesini ‘Air Artshakh’ hava yolu şirketi üstlenmiştir. Hava limanının resmi açılışı yapılsa da, Azerbaycan Hükümeti’nin konuyla ilgili sert açıklamalarından sonra halen kullanıma açılmamıştır. Hava limanının resmi açılışı olmadan önce Ermeni kökenli Arjantinli işadamı Eduardo Erenkyan ‘Air Artshakh’ hava yolu şirketine uçak hediye edeceğini bildirmişti.
Azerbaycan Hava Yolları (AZAL) Şirketi’nin Basın Danışmanlığı’ndan verilen açıklamada Ermenistan’ın askeri kontrolü altında olan bölgelerin hava sahasının savaş alanı olduğu ve buna göre yolcu uçaklarının bu hava sahasını kullanmasının yasal olmadığını, sadece AZAL’ın bu hava sahasını kullanma yetkisine sahip olduğu vurgulanmıştır. Ayrılıkçı rejimin Azerbaycan hava sahasını kullanması 1944’te imzalanmış Chicago Konvansiyonu’nun şartlarının kabaca ihlal edilmesidir. Hava sahası hukuken Azerbaycan’ın egemenliğine ait olduğu için hiç bir kurum, Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı (ICAO) olsa bile, hava sahasının kullanılması için Azerbaycan’ın izni olmadan ayrılıkçı rejime hava limanını işletmesi için sertifika veremez.
Ayrılıkçı rejim resmileri İCAO’dan böyle bir sertifika aldıklarını bildirseler de, İCAO böyle bir sertifika vermediğini bildirdiği için Azerbaycan bu iddiayı ciddiye almamaktadır. İCAO’nun kendi tüzüğünü ve Chicago Konvansiyonu’nun şartlarını bu kadar kabaca ve sorumsuzca ihlal edeceği ihtimali oldukça düşüktür.
Azerbaycan hava limanının işletmeye verilmesi halinde gerekli bütün önlemleri alacağını bildirmesinden sonra Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan ilk sefer yapan uçağın yolcusu olacağını bildirmişti.
Ermeni yanlısı ABD Kongre üyesi Berd Sherman bu konuyla ilgili yaptığı açıklamada Azerbaycan’ın bu sert tutumunu devam ettirmesi halinde ABD’nin Azerbaycan’a askeri yardımlar da dahil olmak üzere bütün yardımlarının durdurulması konusunu Kongre’de gündeme getireceğini bildirmiştir.
Bu tartışmaların yaşandığı günlerde ‘Sobesednik Armenii’ gazetesi ‘güvenilir’ kaynaklara istinaden verdiği haberde ayrılıkçı rejimin Hava Savunma Kuvvetlerinin envanterinde hava limanına olası saldırıları önleyecek ve hatta Bakü hava limanını vurabilecek silahlar olduğunu bildirmiştir.
Hava limanının kullanıma açılması konusu son zamanlarda yeniden gündeme gelmektedir. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı Basın Sözcüsü Elman Abdullayev resmi Bakü’nün ayrılıkçı rejimin Chicago Konvansiyonu şartlarını ve Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı tüzüğünü ihlal etmesini uluslararası kamuoyunun dikkatine sunulması gerektiğini bildirmiştir.
Ayrılıkçı rejim ve Ermenistan bu konuda hukuki olarak zayıf konumda olduklarını bildikleri için Ermeni diaspora teşkilatlarının yardımına ve desteğine ihtiyaç duymaktadır. Onların argümanı Azerbaycan’ın insanların ‘seyahat özgürlüğünü’ engellediğine istinat etmektedir. ABD Kongresi’nin Ermeni yanlısı üyeleri ve Avrupa devletlerinin bazı siyasetçileri de bu argümanı desteklemektedirler.
Sivil Havacılık taşımacılığı 1944 Chicago Konvansiyonu ve Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatının tüzüğü çerçevesinde düzenlenmektedir. Her hangi bir devlet sivil havacılık taşımacılığına başlamak için Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı’na müracaat etmektedir.
Chicago Konvansiyonu ve Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı’nın teknik ve hukuki talepleri yerine getirilmişse, müracaat eden devlete sivil havacılık taşımacılığına izin verilmektedir. Ayrılıkçı rejim ne Chicago Konvensiyonu’na taraftır, ne de Uluslararası Sivil Havacılık Teşkiltı’nın üyesidir. Bu durumda ayrılıkçı rejimin problemin hukuki boyutu ile yaptığı açıklamalar dezenformasyondan başka bir şey değildir.
Uluslararası hukuka göre, bu hava sahası Azerbaycan’ın egemenliğine aittir. Ayrılıkçı rejimin ‘bağımsızlığını’ hiç bir devlet tanımadığı için dolayısıyla bu rejimin hava sahası da yoktur.
Eğer Ermenistan konuyla ilgili Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı’na müracaat etmişse, bu zaman onun ayrılıkçı rejimin ‘bağımsızlığını’ şüphe atında bıraktığı gerçeği ortaya çıkmaktadır ve Ermenistan hukuken bu tür müracaatta bulunamaz.
Azerbaycan hava limanının işletilmesini engellemek için zaten bölgenin silah, narkotik kaçakçılığı, terör kamplarının olduğunu dünya kamuoyunun dikkatine sunarak hava limanını roketle vurabilir. Uluslararası hukukta önleyici darbe anlayışı vardır ve Azerbaycan bu hukukunu kullanması için gerekli delilleri sunabilirse, konumunu daha da güçlendirebilir. Zaten bu tür olayların örneği yaşanmıştır.
Ermenistan ve destekçileri ‘seyahat özgürlüğü’ argümanını ön plana çıkarıyorsa, ABD ve Avrupa devletlerinin 90’lı yılların başlarında Irak problemi yaşandığı zaman bu ülkenin kuzeyinde ‘uçuşa yasak bölge’ oluşturarak Irak vatandaşlarının seyahat özgürlüğünü neden sınırlandırmıştı? Neden İran, Suriye ve Belarus örneğinde olduğu gibi resmi devlet temsilcilerinin Avrupa devletlerine ziyaretlerini yasaklayarak, onların resmi devlet kimliği taşımasına rağmen seyahat özgürlüklerine engel çıkarmaktadırlar? Hem de bu kararlar her hangi bir uluslararası mahkeme tarafından değil, devletlerin siyasi görüşleri çerçevesinde alınmaktadır. Azerbaycan’da aynı ABD ve Avrupa devletlerinin gösterdikleri gerekçelerle gayet rahat bir şekilde kendi hava sahasında ‘seyahat özgürlüğünü’ sınırlandırabilir.
Dr. Hatem Cabbarlı, Avrasya Güvenlik ve Strateji Araştırmalar Merkezi Başkanı
F.V
http://www.1news.com.tr/yazarlar/20121008125757374.html

Yorumlar kapatıldı.