İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Sözde Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’nde ‘Kiralık’ Muhalefetin Doğuşu

Sözde Dağlık Karabağ Cumhuriyeti son yirmi yılda işgal altındaki bölgelerde ‘devlet başkanlığı’ ve ‘parlamento’ seçimleri yaparak kendisini ‘bağımsız’ bir devlet olarak uluslararası kamuoyuna tanıtmaya çalışsa da, ne Ermenistan, ne de diğer devletler ayrılıkçı rejimin bağımsızlığını tanımamıştır…  Ayrılıkçı rejimde 19 Temmuz’da yapılan ‘devlet başkanlığı’ seçimlerinde Bako Saakyan’a alternatif aday bulmakta problemlerle karşılaşan rejim, iki-üç adayı zorla bir araya getirmiş ve trajikomik ‘devlet başkanlığı’ seçimlerinde Saakyan ikinci defa ‘devlet başkanı’ seçilmiştir.

***
Sözde Dağlık Karabağ Cumhuriyeti son yirmi yılda işgal altındaki bölgelerde ‘devlet başkanlığı’ ve ‘parlamento’ seçimleri yaparak kendisini ‘bağımsız’ bir devlet olarak uluslararası kamuoyuna tanıtmaya çalışsa da, ne Ermenistan, ne de diğer devletler ayrılıkçı rejimin bağımsızlığını tanımamıştır.
Dağlık Karabağ ayrılıkçı rejimi ve Ermenistan tanınmayan kurumun ayakta durması için Ermeni diaspora teşkilatlarının ve bazı devletlerin desteğini almaya çalışsalar da, işgal altındaki bölgelerde yaşayan Ermenilerin sosyal, ekonomik ve siyasi sorunları halledilmemiş, aksine bir az daha kemikleşmiştir. Ermenistan ve ayrılıkçı rejim askeri gücünü artırmak için harcadıkları yüz milyonlarca dolar Ermenilerin sosyal refahının yükseltilmesine yönelmediği için yaşam düzeyleri oldukça düşüktür.
Ayrılıkçı rejimde 19 Temmuz’da yapılan ‘devlet başkanlığı’ seçimlerinde Bako Saakyan’a alternatif aday bulmakta problemlerle karşılaşan rejim, iki-üç adayı zorla bir araya getirmiş ve trajikomik ‘devlet başkanlığı’ seçimlerinde Saakyan ikinci defa ‘devlet başkanı’ seçilmiştir. Saakyan’ın ‘devlet başkanı’ olduğu son beş yılda bölgede yaşayan Ermenilerin sosyal, ekonomik problemleri daha da arttığı, yolsuzluk ve rüşvet artış gösterdiği ve yerel yönetim militarize edildiği için Saakyan Ermenilerin ‘itimadını ve güvenini’ kazanarak yeniden ‘devlet başkanı’ koltuğuna oturmuştur.
Ayrılıkçı rejim bu tür başarılarını dikkate alarak dünya kamuoyu nezdinde iktidarını meşrulaştırmak ve kabul ettirmek için son zamanlarda kendisine karşı ‘siyasi muhalefet’ oluşturmaya gayret etmektedir. Elbette, muhalefet iktidara karşı cephede yer alarak onun iç ve dış politikasını eleştirmeli ve doğal olarak iktidara gelmeye çalışmalıdır. Bu normal durumlarda böyle olmalıdır. Ama ayrılıkçı rejimin siyasi baskıları sonucunda siyaset meydanına normal muhalif gücün ortaya çıkmasına fırsat verilmediğimden dolayı kendi kontrollerinde olan ‘muhalefet’ oluşturmaya çalışmaktadır.
Temmuz ayında yapılan ‘devlet başkanlığı seçimleri’ zamanı muhalefeti temsil ettiği iddia edilen milletvekili Vitali Balasanyan, ayrılıkçı rejimin Dış Politika ve Güvenlik Kamu Konseyi Başkanı Masis Mailyan, Hankendi Basın Merkezi Başkanı Gegam Bagdasaryan, milletvekili Vahan Badasyan Şuşa’da düzenledikleri basın toplantısında ‘Anayasalı Artsak’ vatandaş hareketi müteşebbis grubunun oluşturulması hakkında bilgi verdiler.
Basın konferansında Dağlık Karabağ probleminin halledilmesinde sivil toplum kuruluşlarının potansiyelinden yararlanmak, Ermenilerin Anayasal haklarının ihlal edilmesi, sosyal hayata daha fazla entegrasyon olmalarının karşısındaki engelleri kaldırmak, ayrılıkçı rejimde belli zümreye ait insanların diğerlerinin sosyal, ekonomik, siyasi haklarını gasp etmeleri, rejim üzerinde vatandaşların kontrol mekanizmalarının olmaması yolsuzluk ve rüşvetin artması, ekonomik kalkınmanın engellenmesi gibi konular dile getirilmiştir. Bütün bu negatif durumların ayrılıkçı rejimin uluslararası alanda imajını ciddi şekilde zedelediği, gevenliği ve savunma kabiliyetini zayıflattığı ifade edilmiştir.
Bütün bunları dikkate alarak ‘Anayasalı Artsak’ vatandaş hareketi müteşebbis grubu üyeleri kamuoyunun desteği ile aşağıdaki hedefleri hayata geçireceklerini iddia ediyorlar:
-‘Artsak’ın uluslararası alanda bağımsızlığının tanınmasına yardımcı olmak;
-milli ve dini değerler temelinde Ermenilerin sosyal, manevi ve ahlaki ortamının sağlamlaştırılmasına yönelik faaliyet göstermek;
-insanların fikirlerini serbest ifade etmesinin karşısındaki engelleri ortadan kaldırmak;
-ayrılıkçı rejimin şekillenmesine kamuoyunun katılması ve kontrol mekanizmaları kurmaya çalışmak;
-yasal seçimlerin yapılmasına çalışmak;
-sosyal adaletin ve insan haklarının korunmasına çalışmak;
-vatandaş hareketi müteşebbis grubunun faaliyeti hakkında kamuoyuna sürekli bilgi vermek.
Basın konferansında soruları yanıtlarken ayrılıkçı rejimde iktidar uğrunda mücadelenin ‘Anayasalı Artsak’ vatandaş hareketi müteşebbis grubunun hedefleri arasında olmadığının bildirilmesi basın temsilcileri tarafından şaşkınlıkla karşılanmıştır. Görünen şudur ki ‘Anayasalı Artsak’ vatandaş hareketi müteşebbis grubu siyasi teşkilat olarak değil, sivil toplum kuruluşu olarak faaliyet gösterecektir. Bu tür faaliyet ise ayrılıkçı rejimde yaşayan Ermenilerin sosyal, ekonomik ve siyasi problemlerinin halledilmesinde ne kadar etkili olabilir?
Dr. Hatem Cabbarlı, Avrasya Güvenlik ve Strateji Araştırmalar Merkezi Başkanı
F.V

Yorumlar kapatıldı.