İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermeni Terörünün Yeniden Doğuşu-ASALA

Dr. Hatem Cabbarlı, Avrasya Güvenlik ve Strateji Araştırmalar Merkezi Başkanı

Suriye’de son zamanlarda yaşanan iç çatışmalar bölge güvenliğini tehdit etmekle beraber, bölgedeki terör gruplaşmalarının yeniden canlılık kazanmasına neden olmuştur. Türkiye’nin Suriye’ye askeri müdahalesi söz konusu olduğu bir zamanda yaklaşık 30 yıldır arka planda kalan Ermeni terör örgütü ASALA (Armenian Secret Army for the Liberation of Armenia-Ermenistan’ın Kurtuluşu için Gizli Ermeni Ordusu) yeniden canlanmaya ve Türkiye’yi tehdit etmeye başladı. Konumuzun güncelliği bakımında ASALA terör örgütünün tarihi geçmişine yeniden dikkat etmekte fayda vardır.

Ermenistan’ın 1920’de Bolşevik Rusya tarafından işgal edilmesinden sonra Taşnaklar ve Hınçaklar ülkeden sürgün edilmiş, Sovyet Ermenistan’ı Türkiye’ye karşı bağımsız politika hayata geçiremediği için Ermeni meselesi ve sözde soykırım iddiaları 1960’lı yıllara kadar gündeme getirilmemiştir. Ancak bununla bile Avrupa ve ABD Ermeni diaspora teşkilatları bu konuda propagandalarına devam etmiştir.
1965’te Ermenistan Hükümeti sözde soykırım kurbanlarını anmak için 24 Nisan’da tören düzenlemiş ve Çiçernakabert kentinde soykırım anıtı inşa etmiştir. Bu tarihten sonra Ermenistan Hükümeti yurtdışında yaşayan Ermenilerin soykırım propagandası faaliyetlerini koordine etmeye başlamış, diaspora Ermenileri Taşnaksutyun Partisi’nin öncülüğünde yeniden teşkilatlanmıştır. İki yıl sonra Taşnaksutyun Partisi’nin 1967’de Beyrut’ta yapılan 19. kurultayında Avrupa devletlerinin sözde Ermeni soykırımına yaklaşımları ciddi şekilde eleştirilmiş ve Türkiye ile beraber Avrupa devletleri de Ermeni ‘soykırımı’ndan sorumlu tutulmuştur.
Aralık 1972’de Viyana’da yapılan 20. kurultayında ise Parti’nin devrim geleneğinin yeniden canlandırılmasına karar verilmiştir. Bu kurultayda ‘Ermeni meselesinin-daha doğrusu Ermeni soykırımının neden manevi ve siyasi sahnede olmadığı’ tartışma konusu olmuştur. Müzakereler iki ayrı problem üzerinde yoğunlaşmıştır:
-Dünya 1915’te Ermenilere karşı yapılmış soykırımı bilmiyor. Dünya kamuoyunun Ermenilere karşı yapılan vahşetten ürpermeleri için arşiv belgelerini aramak, bulmak ve yayımlamak yeterlidir. Bu zaman aydınlar, insan hakları teşkilatları, hükümetler ve parlamentolar Ermenilerin ihlal edilmiş haklarını geri almak için onları savunacaktır;
-Dünya 1915’te neler olduğunu çok iyi biliyor ama siyasi nedenlerden dolayı bu konuda sessiz kalmaya üstünlük veriyor.
Bu sorulara cevap aramak için ‘Ermeni Meselesi Kurumu’ oluşturulmuştur. Kurumun konuyla ilgili geldiği kanaat şu şekilde olmuştur:
-Çeşitli ülkelerinin arşivlerinde çok sayıda Ermeni ‘soykırımı’ hakkında belge vardır. Dünya basını 1915’te bu konuda sayısız haberler vermiştir. Bu haberleri ve arşiv belgelerini toplayarak yayımlamak zor değildir (bu iş sonralar yapılmıştır). Ancak bugün dünya basını Ermeni meselesi ile meşgul değildir ve kimse bu konula ilgilenmiyor. Ermeniler ve Ermeni meselesi çoktan arşivlere kaldırılmış ve müzelere konulmuştur, dolayısıyla çağdaş dünyada hiç bir etkileri yoktur. Avrupa devletleri NATO’da işbirliği içinde bulundukları Türkiye’yi siyasi ve güvenlik nedeniyle rahatsız etmek istemiyor. Dünya basınının dikkatini çekerek Ermenilerin merak edilen bir halk olduklarını, dünya kamuoyuna Ermenilerin uluslararası diplomaside dikkate alınması gerektiğini kanıtlamak ve böylece Türkiye’ye karşı baskı uygulamalarını sağlamak gerekmektedir. ‘Soykırım’ın tanınması için değil, Ermeni meselesinin yeniden uluslararası gündeme gelmesi için Türkiye’ye baskı uygulanmalıdır. Taşnaklar Avrupa ve ABD’de Ermeni meselesini yeniden gündeme getirmek için aynen XIX yüzyılın sonu, XX yüzyılın başlarında olduğu gibi silahlı eylemlere başlamaya karar vermiştir. Böylece, Taşnaksutyun Partisi’nin kurduğu ASALA terör örgütü eylemlerine başlamış ve aşağıda adları belirtilen diplomatlar, aileleri ve görevliler yaralanmış ve şehit edilmiştir:
-27 Ocak 1973 – Los Angeles (ABD) Mehmet Baydar, Bahadır Demir;
-20 Şubat 1975’de Beyrut’taki THY bürosu bombalanmıştır;
-22 Ekim 1975 tarihinde, Viyana Büyükelçisi Daniş Tunalıgil;
-24 Ekim 1975 – Paris (Fransa) İsmail Erez – Talip Yener;
-16 Şubat 1976 – Beyrut (Lübnan) Oktar Cirit;
-9 Haziran 1977 – Roma (İtalya) Taha Carım;
-2 Haziran 1978 – Madrid (İspanya) Necla Kuneralp, Beşir Balcıoğlu;
-12 Ekim 1979 – Lahey (Hollanda) Ahmet Benler (Büyükelçi Özdemir Benler’in oğlu);
-22 Aralık 1979 – Paris (Fransa) Yılmaz Çolpan;
-6 Şubat 1980-İsviçre Büyükelçisi Doğan Türkmen, Bern’de uğradığı saldırıdan yara almadan kurtulmuştur;
-17 Nisan 1980-Türkiye’nin Vatikan Büyükelçisi Vecdi Türel’in makam aracına açılan ateşten Türel ve koruma görevlisi Tahsin Güvenç saldırıdan yaralı olarak kurtulmuştur;
-26 Eylül’de Türkiye’nin Paris Büyükelçiliği Basın Danışmanı Selçuk Bakkalbaşı, uğradığı silahlı saldırıda yaralanmıştır;
-31 Temmuz 1980-Atina (Yunanistan) Galip Özmen, Neslihan Özmen. Galip Özmen’in eşi Sevil Özmen ve oğulları Kaan Özmen olaydan yaralı olarak kurtulmuştur;
-17 Aralık 1980 – Sidney (Avustralya) Şarık Arıyak, Engin Sever;
-4 Mart 1981 – Paris (Fransa) Reşat Moralı, Tecelli Arı;
-9 Haziran 1981 – Cenevre (İsviçre) M. Savaş Yergüz;
-24 Eylül 1981 – Paris (Fransa) Cemal Özen. Başkonsolos Kaya İnal yaralanmıştır;
-2 Nisan 1981-Türkiye’nin Kopenhag Çalışma Ataşesi Cavit Demir, oturduğu apartmanın asansöründe uğradığı silahlı saldırıdan yaralı olarak kurtulmuştur;
-25 Ekim 1981- Türkiye’nin Roma Büyükelçiliği İkinci Katibi Gökberk Ergenekon, hafif yaralarla kurtulmuştur;
-28 Ocak 1982 – Los Angeles (ABD) Kemal Arıkan;
-5 Mayıs 1982 – Boston (ABD) Orhan Gündüz;
-7 Haziran – Lizbon (Portekiz) Erkut Akbay – Nadide Akbay;
-27 Ağustos 1982 – Ottawa (Kanada) Atilla Altıkat;
-9 Eylül 1982 – Burgaz (Bulgaristan) Bora Süelkan;
-8 Nisan 1982-Türkiye’nin Ottawa Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Kani Güngör;
-21 Temmuz 1982-Türkiye’nin Rotterdam Başkonsolosu Kemal Demirer. Demirer, olaydan yara almadan kurtulmuştur;
-7 Ağustos 1982- ASALA’ya bağlı 2 teröristin Ankara Esenboğa Havalimanında düzenlediği silahlı baskında 8 kişi ölmüş, 72 kişi yaralanmıştır. Bu, Ermeni terörizminin Türkiye’deki ilk eylemi olmuştur;
-9 Mart 1983 – Belgrad (Yugoslavya) Galip Balkar. Olayda, bir Yugoslav öğrenci de ölmüştür;
-14 Temmuz 1983 – Brüksel (Belçika) Dursun Aksoy;
-27 Temmuz 1983 – Lizbon (Portekiz) Cahide Mıhçıoğlu;
-16 Haziran1983 – İstanbul Kapalıçarşı’da bir terörist tarafından halkın üzerine ateş açılmıştır. Olayda 2 kişi ölmüş, 21 kişi yaralanmıştır. Olayı bir Ermeni teröristin yaptığı anlaşılmıştır;
-15 Temmuz 1983-THY’nin Paris Orly havalimanındaki bürosu önünde bomba patlatılmıştır. Olayda, 2’si Türk, 4’ü Fransız, 1’i Amerikalı, 1’i de İsveçli olmak üzere 8 kişi ölmüş, 28’i Türk, 63 kişi de yaralanmıştır;
-28 Nisan 1984 – Tahran (İran) Işık Yönder;
-20 Haziran 1984 – Viyana (Avusturya) Erdoğan Özen;
-19 Kasım 1984 – Viyana (Avusturya) Evner Ergun;
-27 Mart 1984-Türkiye’nin Tahran Büyükelçiliği Ticaret Müşavir Yardımcısı Işıl Ünel’in otomobiline bomba yerleştirmeye çalışan bir terörist, bombanın elinde patlaması sonucu ölmüştür;
-28 Mart 1984- Tahran’da Büyükelçilik Başkatibi Hasan Servet Öktem ve Büyükelçilik Ataşe Yardımcısı İsmail Pamukçu evlerinin önünde uğradıkları silahlı saldırıda yaralanmıştır.

Yorumlar kapatıldı.