İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

KİLİSELER KORUNMALI

Nihat Ekinci / nihat.ekinci@hotmail.com

Her toplumun kendine has özellikleri bulunmaktadır. Din, Gelenek ve görenekler, yapıtlar bir toplumun kimliği gibi kendisini tanıtan unsurlardır. Bu nedenle toplumlar bu konulardaki miraslarına sahip çıkar ve başkalarından da kendilerine saygı duymayı beklerler… Sason Mereto dağı zirvesindeki Ermenilere ait tarihi kilisenin 20 gün içinde yıktırılmasına tepki gösteren merkezi İstanbul’daki Sason Ermeniler Derneği Başkanı Aziz Dağcı; “Bu bir provokasyondur. Bu definecilerin işi değildir. Tahminen kazma, balyoz ve küreklerle yıktırılan Surp Asvadazin Meryem ana kiliseni bu hale getirenlerin bulunmasını istiyoruz. Sason C. Savcılığına suç duyurusunda bulunduk. Bu olayın takipçisiyiz” dedi.

***
Her toplumun kendine has özellikleri bulunmaktadır. Din, Gelenek ve görenekler, yapıtlar bir toplumun kimliği gibi kendisini tanıtan unsurlardır. Bu nedenle toplumlar bu konulardaki miraslarına sahip çıkar ve başkalarından da kendilerine saygı duymayı beklerler.
Anadolu ve Mezopotamya toprakları birçok kavme ve uygarlığa ev sahipliği yapmış dünyanın medeniyet merkezlerindendirler. Bu köklü geçmiş nedeniyle birçok uygarlığa ait eserleri bu topraklarda bulmak mümkündür.
Onbinlerce yıllık tarihi kalıntılar yanında son dönemdeki yaşamlarla ilgili de birçok eseri bulmak mümkündür.
Önemli olan ise bu kutsal topraklarda yaşayan uygarlıkların kalıntılarını ve miraslarını bu toprakların zenginliği olarak kabul etmek ve korumaktır.
Şu tarihi gerçekliği unutmamak gerekir ki bu topraklara sahip olmak isteyen kavimler, milletler, uygarlıklar bu toprakları güç kullanarak elde etmişlerdir. Yani bu topraklar birçok kavmin kanı ile sulanarak bugünlere gelmiştir. Bu toprakların üzerinde egemenlik sürdürenlerin olduğu gibi bu topraklarda egemenlik yitirmiş ulusların da hakları ve mirasları bulunmaktadır.
Bu gerçekliliği kabul edip bu topraklara sahip çıktığımızda hem kendimize hem de bu topraklarda geçmişte yaşamış olan uluslara ve uygarlıklara saygınlık kazandırmış oluruz. Geçmişten kalan her çakıl taşı geçmişin bize armağanı bizim ise gelecek nesillere aktarmamız gereken kutsal bir emanettir. Bu miraslar Anadolu ve Mezopotamya topraklarının ve uygarlıklarının zenginliği ve mirasıdır. Bu eserlere verdiğimiz zarar aynı zamanda kendimize verdiğimiz zarardır.
Bu yazıyı yazmamızdaki amaç Batman Çağdaş gazetesinde aşağıda yayınlanan haberdir. Haber Batman Sason ilçesi Mereto dağının zirvesinde bulunan kilise kalıntılarının yerle bir edilmesinden söz edilmektedir. Haber şöyle;
KİLİSE YERLE BİR!
Sason Mereto dağı zirvesindeki Ermenilere ait tarihi kilisenin 20 gün içinde yıktırılmasına tepki gösteren merkezi İstanbul’daki Sason Ermeniler Derneği Başkanı Aziz Dağcı; “Bu bir provokasyondur. Bu definecilerin işi değildir. Tahminen kazma, balyoz ve küreklerle yıktırılan Surp Asvadazin Meryem ana kiliseni bu hale getirenlerin bulunmasını istiyoruz. Sason C. Savcılığına suç duyurusunda bulunduk. Bu olayın takipçisiyiz” dedi.
TARİHİ KİLİSENİN YARISI YIKTIRILDI
Batman’ın Sason ilçesine bağlı Puşeng köyü yakınlarındaki 2 bin 977 metre yükseklikteki Mereto dağı zirvesindeki bin 500 yıllık tarihi kilisenin yarısının kimliği meçhul kişi ve kişilerce yıktırılmasına merkezi İstanbul’daki Sason Ermeniler Derneği’nden sert tepki geldi. Dernek Başkanı Aziz Dağcı, önceki gün Müze Müdürlüğü ve Sason ilçesinden Jandarma ve bazı görevlilerin de aralarında bulunduğu 10 kişilik bir ekiple yıkımın yapıldığı tarihi kilisede tutanak tuttu.”
Şimdi bu eylemi yapıp kilise kalıntılarını yerle bir edenler kendilerince kutsal bir görev gerçekleştirmiş olabilirler. Hatta son yıllarda Ermenilerin gelip burayı ziyaret etmelerinden de rahatsız olmuş olabilirler ancak şunu çok iyi bilmeleri gerekir ki yaptıkları iş ile korktuklarından daha büyük bir tahribat yaratmış bulunmaktadırlar. Bir an empati kuralım. Eğer birileri bizim camimizi bu şekilde yıksa ve tahrip etse memnun kalır mıydık?
Cevabın hayır olduğu açık. Evet, bizler memnun olmaz hatta dilimiz döndüğünce beddua ederdik. Mademki böyle düşünüyoruz o zaman başkalarına aynı haksızlığı neden yapıyoruz. Başkasının ibadet yerini neden yıkıyoruz. Yıkınca oradaki her şeyi yok ettiğinizi mi düşünüyorsunuz? Emin olun bu topraklara ve güçlü mirasına haksızlık ediyorsunuz. Eğer birileri sizi din adına yanlış yönlendirmiş ve size bu işe yaptırmışsa tıpkı tarihi geçmişte insanları birbirine öldürtenler gibi yine yanlış yapmışlar. Nasıl ki yedi ermeni öldüren cennete gitmeyi garanti etmeyecekse onların ibadet yerlerini yerle bir edenler de aynı garantiyi elde etmiş sayılmazlar.
Önemli olan kiliseleri yıkmak değil camilerin kiliselerden daha çok rahmet ve şefkat yerleri olduğunu somut haliyle ispatlamaktır. Camii sahiplerinin herkesten çok kucaklayıcı olduklarını ortaya koymaktır.

Yorumlar kapatıldı.