İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Suriyeli Ermeniler Karabağ’a yerleştirilirse ne olur?

Mehmet Fatih Öztarsu

Ermenistan ve Karabağ’a yerleşen Ermenilerin yaşadığı sosyal adaptasyon ve işsizlik gibi sıkıntıların bu defa göz önünde bulundurulmaması için çeşitli sebepler var.
Birincisi, Suriye’den gelip vatandaşlık hakkını elde ederek bu bölgeye yerleştirilecek olan Ermenilerin sermaye akışını buraya çekmek son derece önemlidir. Buna ek olarak diasporanın bu insanlara yardım eli uzatması için de ayrı bir imkân oluşacak, dolayısıyla diasporanın daha fazla ilgisini çekmek için yeni bir ortam meydana gelecektir… İkincisi, Ermenistan ile diaspora arasındaki bağların geliştirilmesi yönünde oluşturulan yeni siyaset konsepti Ermenistan-Diaspora-Karabağ üçlüsünün, aradaki bazı anlaşmazlıklara rağmen, bir arada tutulması ve ilişkilerin geliştirilmesini hedefliyor… Üçüncü ve üzerinde tartışılması gereken bir diğer husus ise, Karabağ’ın demografik yapısının değiştirilmesi konusudur. Yani Karabağ’daki çeşitli bölgelere dışarıdan yerleştirilecek olan Ermeni nüfus ile ileriki süreçte barış görüşmelerinde daha farklı bir pozisyonu elde tutma avantajını sağlama amacı var.

***
Suriye’de artan çatışmalar ülkedeki tüm etnik ve dinî unsurlarda büyük sarsıntılara sebep olmaya devam ediyor.
Mehmet Fatih Öztarsu*
Bu gerilim ülkede yaşayan Ermeniler arasında da büyük tedirginliklere yol açıyor ve bu yüzden Ermeni nüfusun belli bir kesimi Ermenistan’a sığınmaya çalışıyor. Ermenistan Diaspora Bakanlığı, 2012 yılı içerisinde Ermenistan vatandaşlığı için başvuruda bulunan Suriyeli Ermenilerin sayısında büyük artış olduğunu, şu anda dört bin civarında Suriyeli Ermeni’nin ise başvurusunun netleştiğini bildirmekte. Çoğunluğu Halep’te yaşayan Ermeni nüfusun durumu Ermenistan yetkililerinin en önemli gündem maddelerinden biri olmuş durumda. Şu ana kadar Suriye’deki mevcut yönetim lehine hareket eden belli başlı Ermeni gruplarının oluşturduğu handikap da son derece önemlidir. Çünkü Ermeni toplumunun Esed sonrası yaşayacağı sıkıntıların ilk işaretleri, yaşanan çatışmalarla kendisini göstermekte ve muhalif grupların saldırılarına maruz kalmaktadırlar.
Şu anda Suriye ve Lübnan Ermenileri için vatandaşlık ve vize alma sürecinin kolaylaştırılması, buradan gelecek Ermeniler için eğitim konusunda gerekli altyapının hazırlanması, hatta Batı Ermenice ile eğitim verecek öğretmenlerin tahsis edilmesi ve karşılıklı uçuşların son derece ucuz maliyetle sağlanması gibi konular halledilmektedir. Suriyeli Ermenilerin vatandaşlık edinmesi ve ülkeye yerleştirilmesi konularında devletin tüm imkânlarının hazır olduğunu belirten Ermenistan’dan farklı çözüm önerileri de dile getirilmektedir. Erivan’da Kafkasya Enstitüsü uzmanı Sergey Minasyan, bölgede Esed sonrası oluşacak yeni dengelerin İran’ın aleyhinde olacağını, dolayısıyla Ermenistan’a menfi şekilde tesir edecek siyasi gelişmelerin yaşanacağını belirterek Suriyeli Ermenilerin Karabağ’a yerleştirilebileceğini dile getirdi. Karabağ’a yerleştirilecek olan mültecilerin Karabağ’ın kalkınmasına olumlu etki göstereceklerini belirten Minasyan’ın aslında vurgulamak istediği farklı noktalar olduğu çok açık. Daha önce de, çeşitli ülkelerden gelip Ermenistan ve Karabağ’a yerleşen Ermenilerin yaşadığı sosyal adaptasyon ve işsizlik gibi sıkıntıların bu defa göz önünde bulundurulmaması için çeşitli sebepler var.
Birincisi, Suriye’den gelip vatandaşlık hakkını elde ederek bu bölgeye yerleştirilecek olan Ermenilerin sermaye akışını buraya çekmek son derece önemlidir. Buna ek olarak diasporanın bu insanlara yardım eli uzatması için de ayrı bir imkân oluşacak, dolayısıyla diasporanın daha fazla ilgisini çekmek için yeni bir ortam meydana gelecektir. Şimdiden bu konuda yardım fonları oluşturulmuş durumda. O yüzden Suriye’deki Ermenilerin farklı alternatiflere yönlendirilmesi yerine, Karabağ’a nakledilmesi Erivan için makul bir seçenek.
İkincisi, Ermenistan ile diaspora arasındaki bağların geliştirilmesi yönünde oluşturulan yeni siyaset konsepti Ermenistan-Diaspora-Karabağ üçlüsünün, aradaki bazı anlaşmazlıklara rağmen, bir arada tutulması ve ilişkilerin geliştirilmesini hedefliyor. Bunun için Suriye’den gelen soydaşların durumu ve bu bölgeye yerleştirilmesi, en azından Erivan’ın bu işe çok önem verdiğini göstermesi de önemli bir fırsattır. Zaten bu da, bütünlüğü sağlama misyonuyla oluşturulan Panarmenian kongresi ile belirlenmişti. Karabağ’ın dünyaya açılımı konusunda son bir yıl boyunca çeşitli atılımlar yapılmış ve Karabağ’ın kalkındırılması yönünde önemli adımlar atılmıştır. Sözde Karabağ yönetimi lideri Bako Sahakyan ABD’deki İran Ermenileri toplumu, Karabağ ABD temsilcilikleri, Arjantin Ermeni toplulukları, Taşnak Partisi’nin Amerika kıtasındaki temsilcilikleri ve Avrupa’daki çeşitli Ermeni işadamlarıyla Karabağ’a ekonomik ve siyasi destek konularını görüşmüştür. Bu görüşmelerin olumlu neticeleri olarak Karabağ’a tarım, madencilik, enerji konuları başta olmak üzere pek çok alanda yatırım yapılmış ve çeşitli ülkelerden siyasi destekler temin edilmiştir. Hatta Slovakya ve Çek Cumhuriyeti, Karabağ’da geniş ölçekli hidroelektrik santrali işine dahi girişmiştir. Zaten Ermenistan’da iktidar ve Taşnak Partisi’nin öncü olduğu muhalefet partileri Karabağ’ın yeni dönemde mutlaka bağımsız bir devlet olarak tanıtılması ve Azerbaycan agresifliğinin dünyaya anlatılması gerektiğini belirtmişti. Bu yönde de, Karabağ’a ziyaretler düzenleyen çeşitli ülkelerin milletvekilleri ve akademisyenlerin Azerbaycan tarafından kara listeye alınışı önemli bir propaganda aracı haline getirilmiştir.
Üçüncü ve üzerinde tartışılması gereken bir diğer husus ise, Karabağ’ın demografik yapısının değiştirilmesi konusudur. Yani Karabağ’daki çeşitli bölgelere dışarıdan yerleştirilecek olan Ermeni nüfus ile ileriki süreçte barış görüşmelerinde daha farklı bir pozisyonu elde tutma avantajını sağlama amacı var. Bir açıdan ise bu, yine çözümsüzlüğü sürdürecek olan bir girişimdir. Her ne kadar Kafkasya’da iki tane Ermeni devletinin varlığını kabul etmeyip, buranın farklı bir statüyle Ermenistan’a bağlı kalmasını savunan kesimler de olsa ve Erivan ve Karabağ siyasileri arasında farklı söylemler de bulunsa, bu husus uzun vadede dikkatle takip edilmesi gereken önemdedir. Erivan bu konuda başarılı olursa hem Ermeniler arasındaki dayanışmanın güçlü bir şekilde sağlanmasını temin etmiş olur hem de Karabağ konusunda farklı bir pozisyon elde edebilir. Bazı uzmanlara göre, bunun gerçekleştirilmesi zor görünse de, Ermenistan gündeminin bu işle meşgul olması da önemli bir olaydır. Çünkü Karabağ’ın ne olduğunu ve nerede bulunduğunu bilmeyen diaspora Ermenilerine yönelik özeleştirilerin büyük oranda çoğaldığı bir zaman dilimindeyiz.
Bu faaliyetleri sürdüren Ermeni yetkililer bir anlamda Türkiye’yi örnek aldıklarını söyleyerek ekonomik kalkınmanın askerî güçten daha önemli olduğunu belirtmekteler. Karabağ topraklarını özgürleştirdiğini ifade eden Ermenistan sürekli olarak Türkiye’nin Karabağ meselesi yerine Kıbrıs’la ilgilenmesi gerektiğini dile getirmekte. Geçtiğimiz haftalarda Karabağ’da yapılan seçimleri kınayıp, seçimleri tanımadığını ilan eden Türkiye’nin bu yaklaşımına tepki gösteren Ermenistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Şavarş Koçaryan Türkiye’nin Karabağ’dan evvel Kıbrıs’taki işgal güçlerine bakıp Ermenistan’a ders vermekten vazgeçmesi çağrısında bulundu. Aslında bu yaklaşım ilk değil ve son da olmayacak. Çünkü Türkiye’nin Karabağ’la ilgili yaklaşımlarında Kıbrıs kartı tüm Ermeni siyasileri ve uzmanları tarafından kullanılmaktadır. Bu aynı, soykırım konusunda Balkanlar’da yaşanan insanlık dramını uluslararası arenada gündeme getirdiği zaman 1915 kartıyla susturulan ve konuşma hakkı verilmeyen Türkiye’nin, bölgesel çatışmalarla ilgili yaklaşımlarında yine benzeri bir konuyla susturulması anlamına geliyor. Bu durumdan, uluslararası toplantılarda susturulan siyasetçilerimiz ve uzmanlarımız fazlasıyla muzdaripler. Dolayısıyla Türkiye zaten resmî olarak tanımadığı bir yönetim bölgesinde gerçekleştirilen seçimleri tanımadığını yeniden ifade etmek yerine farklı siyasî, ekonomik ve kültürel hamleler gerçekleştirebilmelidir. Bunun yolu da, bölgedeki hareketlilikleri çok iyi şekilde takip edip dış politikaya yeni bir şekil katmaktan geçiyor. Zira çeşitli konularla eli kolu bağlı hale getirilen bir Türkiye, dünya kamuoyuna haklı davalarını dahi kabul ettirememe riskiyle karşı karşıya gelir.
*Strategic Outlook Analisti, Ermenistan

Yorumlar kapatıldı.