İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Cemevlerine ‘tekke ve zaviye’ içtihadı

Yargıtay, “Cemevi ibadethanedir” diyen mahkeme kararını bozarken, laikliği korumak için çıkarılan ‘İnkılap Kanunları’nı dayanak yaptı. Cemevlerinin ibadet sayılıp sayılamayacağı yıllardır tartışma konusu.

ANKARA – Danıştay’ın din dersine ilişkin içtihadını değiştirmesi ve yerel mahkemelerin bu değişikliği kararlarında uygulamasındaki tartışmalar sürerken, Yargıtay’dan sürpriz karar geldi. Yargıtay, “Cemevi ibadethanedir” diyen yerel mahkemenin kararını bozdu. Yargıtay 7. hukuk Dairesi, cami ve mescit dışında bir yerin ibadethane sayılamayacağını savunurken, karar gerekçesinde ‘tekke ve zaviye’ler ile Diyanet’in kuruluş ve görevlerini düzenleyen yasaları hatırlattı.
Ankara ’da yaşayan bir grup Alevi vatandaş, 2004 yılında ‘Çankaya Cemevi Yaptırma Derneği’ kurdu. Dernek tüzüğünün ikinci maddesinde, “Çankaya’da yaşayan Alevi inançlı yurttaşların inanç ve ibadetlerini yerine getirme merkezleri olan cemevlerini yapmak ve yaptırmaktır” ibaresi yer aldı. Tüzüğün 4. maddesinde derneğin yapacağı işler “ Alevi inanç ve ibadet merkezi olan cemevlerini yapmak ve yaptırmak, imar planlarında ibadet merkezi olarak ayrılan alanlarda Alevi yurttaşların yaşadığı yerlerde cemevi inşası için girişimde bulunmak” olarak sıralandı.
İçişleri Bakanlığı, dernek tüzüğünün, Diyanet’in ‘Cemevi ve benzeri yerlerin ibadet yeri kapsamında değerlendirilmesine imkan bulunmadığı yönündeki görüşünü de alarak Ankara Valiliği’ne yazı gönderdi ve “cemevlerini ibadet yeri olarak” niteleyen maddenin tüzük metninden çıkarılmasının uygun olacağını bildirdi.
Valilik: Dernek kapatılsın
Ankara Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü de 10 Kasım 2010 günü Ankara Başsavcılığı’na başvurarak, dernek yönetiminin uyarılara rağmen yasal sürede tüzüğünü değiştirmediğini hatırlattı ve yetkili asliye hukuk mahkemesinde derneğin feshi için dava açılmasını istedi.
Başsavcılık da 24 Kasım 2010 günü, Ankara 16. Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak derneğin kapatılmasını istedi. Yargılama sürerken savcı da sunduğu mütalaasında, “Alevilik bir din değildir. Cemevi de bir ibadethane değildir, toplantının adıdır. Davada ve konuda kamu yararı yoktur, aksine kamuoyunu kaos ortamına sürükleme çabası ve amacı görülmektedir” diyerek, derneğin kapatılmasını istedi. Davaya bakan mahkeme ise cemevlerinin yüzyıllardır ibaret yeri olarak kabul edildiğini belirterek Ankara Valiliği’nin açtığı davayı reddetti.
Kararın temyiz incelemesi Yargıtay 7. Hukuk Dairesi tarafından yapıldı. Daire yerel mahkemenin verdiği kararı bozdu. Oyçokluğuyla alınan kararda cami ve mescit dışında bir yerin ibadethane olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı savunularak, derneğin kapatılması gerektiği vurgulandı.
‘Dernek kur ama’
‘İnkilap kanunları’na atıfta bulununan kararda dernek kurma hakkına ilişkin de şöyle denildi:
“Kişilerin sivil toplum örgütü olarak yasal mevzuatı sınırları içinde serbestçe dernek kurarak dernek çatısı altında faaliyetlerine devam ettirmelerinin mümkün olduğu kuşkusuzdur. Davalı derneğin tüzüğünde kanuna aykırılık teşkil eden maddelerindeki değişiklikleri yapmaması nedeniyle tüzüğün kanuna aykırı hale geldiği dikkate alınarak davanın kabulü gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz, savcının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün bozulmasına oyçokluğu ile karar verildi” denildi.
Yine yerel mahkemeye gitti
Dairenin bozma kararı yerel mahkemeye gönderildi. Mahkeme kararında direnirse dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na gelecek ve cemevleri konusunda son sözü Kurul söyleyecek.
Yerel mahkeme: İbadet yeri
Derneğin kapatılması için açılan davayı reddeden yerel mahkeme kararında şöyle denilmişti: “Cemevleri yüzyıllardır Alevilerin ibadet yeri olarak toplumca bilinmiş ve kabul görmüştür. Derneğin tüzüğünde yazılı ‘Cemevleri ibadethanedir’ hükmü Anayasa ’nın 2. maddesine aykırılık taşımadığı gibi kanunlarla da yasaklanmamıştır.”
İşte Yargıtay’ın karara dayanak yaptığı yasalar
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, cami ve mescit dışında bir yerin ibadethane sayılamayacağına ilişkin kararında şu gerekçeleri gösterdi:
LAİKLİK:
Anayasa ’nın 174. maddesinde, Anayasa ’nın hiçbir hükmünün, Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyeti ’nin laiklik niteliğini koruma amacını güden inkılap kanunlarının, Anayasa ’nın halkoyuyla kabul edildiği tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin, Anayasa ’ya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamayacağı ve yorumlanamayacağının belirtildiği kaydedildi.
TEKKE VE ZAVİYELER:
677 sayılı Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbedarlıklar ile Bir Takım Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun’da da tekke ve zaviyelerin kapatılmasına karar verildiği ancak cami ve mescitlerin açık kalmasının belirtildiği vurgulandı.
DİYANET’İN KURULUŞU VE GÖREVLERİ:
633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’da da İslam ’la ilgili toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek üzere Başbakanlığa bağlı Diyanet İşleri Başkanlığı kurulduğu hatırlatıldı. Cami ve mescitlerin Diyanet izniyle ibadete açılıp yönetileceği, hakiki ve hükmü şahıslar tarafından yapıldığı takdirde yönetiminin üç ay içinde Diyanet’e devredileceğinin ifade edildiği vurgulandı.
SONUÇ:
Gerekçede, “Hukuki ve maddi olgular dikkate alındığında 677 sayılı Yasa ile getirilen sınırlandırmaların Anayasal güvenceyle sürdürüldüğünün anlaşıldığı, bu nedenle 633 sayılı Yasa ve düzenlemeler karşısında cami ve mescit dışında bir yerin ibadethane olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı kuşkusuzdur” ifadeleri kullanıldı.
Dernek Başkanı: Emevi rejimi başladı
Okullarda din derslerinden muafiyet konusunda son günlerde mahkemelerden çıkan ‘aleyhte’ kararlara eklenen cemevi içtihadına Çankaya Cemevi Yaptırma Derneği’nden sert tepki geldi. Dernek Başkanı Gülağ Öz, Yargıtay’ın bozma kararını şöyle yorumladı:
‘Hukuk taraf oldu’
“Yargıtay’ın kararına rağmen yerel mahkemenin ilk kararında direneceğini düşünüyoruz. Çıkan kararın yargının değişmesiyle ilgili olduğunu düşünüyorum. Yargıdaki değişimle birlikte art arda benzer kararlar çıkmaya başladı. Hukuk bile taraf olmaya başladı. Bu dava tüm Alevilerin davasıydı. Biz bu kararlara ve uygulamalara karşı mücadele edeceğiz. Kelimenin tam anlamıyla bir Emevi rejimi yaşanmaya başlandı. Bu duruma karşı mücadele edeceğiz.” ( RADİKAL -AA)

Yorumlar kapatıldı.