İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

‘Aynkef’ten Ayvert’e’ Adlı Belgesel Filmde Süryaniler Anlatılıyor

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşayan Süryanilerin tarihlerini, diğer unsurlarla ilişkilerini ve Süryanileri koruması altına alan Müslüman şeyhleri konu edinen ‘Aynkef’ten Ayvert’e’ adlı belgesel filmde, Mezopotamya’nın temel unsurlarından Süryanilerin tarihi anlatılıyor.Prof. Dr. Sedat Cereci tarafından yönetilen, Yrd. Doç. Dr. Ersoy Soydan’ın koordinatörlüğünü üstlendiği, Yrd. Doç. Dr. Funda Masdar ve Yrd. Doç Dr. Rohat Cebe’nin Yönetmen yardımcısı olarak görev aldığı filmde, Mardin ve Batman’ın bir kısmını kapsayan Turabdin Bölgesi’nin Süryanilerce anayurt olarak kabul edildiği vurgulanıyor. Filmde, Süryanice’de ‘Hizmetkarlar Dağı’ anlamına gelen Turabdin adının, bölgeye Romalılarca, manastırlarda yaşayan keşişler nedeniyle verildiği belirtiliyor.

Turabdin Bölgesi’nde ilk kurulan Süryani manastırların 4. yüzyılın sonunda inşa edilmiş olan Mor Gabriel (Yayvantepe), Mor Abrohom (Midyat) ve Mor Samuel (Anıtlı) manastırları olduğu, Turabdin bölgesinde gün geçtikçe azalan Süryani nüfusa ve terk edilen yerleşimlere rağmen, kilise ve manastırların büyük bölümünün günümüze ulaşmayı başardığının anlatıldığı bildirildi. 20. yüzyılın başında, Anadolu’da büyük acılar ve savaşlar yaşandığından söz eden belgesel filmde, hemen herkes gibi Süryanilerin de bu süreçten nasibini aldığı, Süryanilerin Seyfo olarak adlandırdığı bu dönemin sonunda pek çok yöreyi terk etmek zorunda kaldığı anlatılıyor.
Mardin ve köylerinde, 1872 yılına ait bir elyazmasına göre 30 bin, Beşiri ve çevresinde 30 bin 800, Nusaybin çevresinde 16 bin 500, İdil çevresinde 10 bin 200, Savur çevresinde 8 bin, Midyat’taki dört Süryani metropolitliğinin sınırları içinde de (Mor Malke Manastırı, Mor Gabriel Manastırı, Mor Yakup Manastırı ve Mor Abrohom Manastırı) 52 bin 80 Süryani Ortodoks yaşadığını anlatan filmde, 1980’li yıllarda Güneydoğu’da yaşanan çatışmalarda yaklaşık 25 Süryani köyünün terk edildiği, Midyat’ın Karagöl (Derkube), Nusaybin’in Günyurdu (Marbobo) ve Silopi’nin Kösrali (Hassana) köylerinin de güvenlik nedeniyle boşaltıldığından söz edildiği bildirildi.
Aynı dönemde, aralarında Anıtlı (Hah), Bülbül (Bnebil), Dereiçi (Kıllıt) ve Yemişli (Anhıl) köylerinin muhtarlarıyla, İdil Belediye Başkanı Şükrü Tutuş’un da bulunduğu 40’a yakın Süryaninin faili meçhul cinayetlerde öldürüldüğü, son yıllarda terk edilen köylerden bazılarına (Elbeğendi, Sarı ve Taşköy gibi) Süryanilerin geri döndüğünün anlatıldığı belirtildi.
Önceki tarihlerde nüfusunun çoğunluğunu Süryanilerin oluşturduğu Kıllit, Hapsinas, Aynvert köylerinde çekimleri yapılan belgesel filmin bazı bölümlerinin, 1914 yılındaki çatışmalarda, Süryanileri koruması altına alarak mağaralarda saklayan ve daha sonra Süryanilerin “aziz” ilan ettikleri Şeyh Fethullah Efendi’nin köyü Aynkef’te çekildiği belirtildi.
Süryanice, Arapça, Kürtçe ve Türkçe’nin bir arada konuşulduğu film çekimleri sırasında, Süryanilerin uğradığı baskı ve tehcirden dolayı hüzünlü anlar yaşandığı da dile getirildi.
Uluslararası alanda düzenlenen film festivallerindeki başarılarıyla tanınan Prof. Dr. Sedat Cereci, Türkiye tarihinin kayıtlara geçmemiş bir bölümünü konu edinen filmi, Kasım ayı sonuna kadar tamamlamayı planladıklarını, ancak ortaya yeni bilgi ve belgeler çıktıkça yapım sürecinin uzayabileceğini belirtti.

Yorumlar kapatıldı.