İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Diyanet İşleri Başkanı Görmez: Ruhban Okulu, Varlığını Devam Ettirmeli

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, din, inanç, eğitim özgürlüğü ve mabet masuniyeti gibi konularda Müslümanlar için istedikleri her şeyi gayrimüslimler için de istediklerini belirtti. Dünyada farklı dini inançlara mensup insanların inançlarını özgürce yerine getirmesi gerektiğini belirten Görmez, ruhban okulunun açılması konusunda olumlu konuştu. Görmez, ruhban okulunun tarih boyunca olduğu gibi mevzuat çerçevesinde varlığını devam ettirmesi gerektiğini söyledi.

Prof. Dr. Mehmet Görmez, geçtiğimiz yıl kendisini ziyaret eden ve patrikhaneye davet eden Fener Rum Patriği Bartholomeos’a iade-i ziyarette bulundu. Cumhuriyet tarihi boyunca ilk resmi ziyaret olma özelliğini taşıyan görüşme için Görmez, patrikhaneye saat 12.30 sıralarında geldi. Görmez’i kapıda Patrik Vekili Metropolit Stefanos karşıladı. Patrik Bartholomeos, taht salonunun girişinde Görmez’i karşıladı. Taht salonuna birlikte giren Görmez ve Bartholomeos, burada bir süre sohbet etti. Taht salonuna birlikte giren Görmez ve Bartholomeos bir süre burada sohbet etti. Daha sonra manastırda öğle yemeği yendi. Öğle yemeğinde, kuzu tandır, zeytinyağlı fasulye, peynirli musakka böreği, domates salatası, kaymaklı baklava ikram edildi.
Bartholomeos ve Görmez, daha sonra patrikhanenin girişinin solunda bulunan ve Fatih Sultan Mehmet’in fetihten 6 ay sonra Sen Sinod Meclisi’nce seçilen Patrik Genadyos’a patriklik yetkisi ve asasını verdiği anı gösteren mozaiği inceledi. Ziyarette Patrik Bartholomeos, Görmez’e Allah yazılı bir hat levhası ve bir gümüş tepsi hediye etti. Görmez de üzerinde 3 semavi dinde aynı mesajı verin ayetlerin bulunduğu bir bir tablo ve tespih armağan etti. Tespihi alan Bartholomeos, kendi tespihini Görmez’e hediye etti.
Patrikhane çıkışında Görmez ve Bartholomeos, basın mensuplarının sorularını cevapladı. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, geçen sene Ramazan ayı öncesinde Bartholomeos ve beraberindekilerin kendisini ziyarete geldiğini ve patrikhaneye davet ettiklerini belirterek, davete bir sene sonra cevap verebildiğini aktardı. Görmez, yaklaşık 1,5 saat birlikte önemli konular görüştüklerini ifade etti.
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak Türkiye’de yaşayan gayrimüslim vatandaşlara karşı yasal ve hukuki sorumlulukları olmamasına rağmen dini, tarihi ve ahlaki sorumlulukların olduğunu kaydeden Görmez, “Biz bu ahlaki sorumluluklarımızı doğrudan yüce İslam dininden alıyoruz. Gayrimüslim vatandaşlarımızı ülkemizin asli bir unsuru olarak görüyoruz.” dedi.
‘HER İNANÇ, KENDİ DİN ADAMINI YETİŞTİRME ÖZGÜRLÜĞÜNE SAHİP OLMALI’
Din, inanç, eğitim özgürlüğü, mabet masuniyeti konusunda kendileri için istedikleri hakları gayrimüslim vatandaşlar için de istediklerini belirten Görmez, “Bütün dünyada her kimli taşıyan, her dine inanan insanın özgürce kendi inancının gereklerini ve inancına uygun olarak eğitimini çocuklarına vermesini, aynı zamanda din adamları yetiştirmesini, onların bir hakkı olduğunu düşünüyoruz.” diye konuştu.
Geçen hafta Avusturya’da, Avusturya’nın İslamiyeti resmen kabulünün 100. yılı kabul törenlerine katıldığını aktaran Görmez, Türkiye’nin böyle bir tören yapması halinde ancak 500. – 600. yılı kutlamaları gerektiğini ifade etti.
Kilise girişinde Fatih Sultan Mehmet’in ilk patriğe verdiği beratı görüntüleyen tablonun önünde bir poz verdiklerini belirten Başkan Görmez, şöyle konuştu: “Biz ülkemizde yaşayan gayri Müslim vatandaşlarımızı aynı zamanda tarihimizin, kültürümüzün, medeniyetimizin, bir emaneti olarak görüyoruz. ” dedi.
‘RUHBAN OKULU AÇILMALI’
Basın mensuplarının ruhban okulu konusundaki sorularını hatırlatan Görmez, “Her zaman altını çizerek diyorum ki; bu kadar zengin bir tarihe sahip olan bir ülkenin din adamlarını yetiştirmek için başka ülkelere muhtaç olmaları bu ülkenin tarihine, kültürüne, medeniyetine, büyüklüğüne hiç yakışmıyor.” diye konuştu.
Patrikhane ziyareti gerçekleştireceğinin açıklanmasının ardından çok sayıda Batı Trakya Türklerin faks yağmuruna tuttuğunu vurgulayan Görmez, bu konuyu ve Atina’da bir cami yapılması konusunu görüştüklerini aktardı. Görmez, “Sadece Türkiye’de değil bütün dünyada, özellikle İslam dünyasında yaşayan bütün Hristiyanların hiçbir tedirginlik içinde bulunmalarına gerek yoktur, çünkü 4-5-6 asır hatta Abbasilerden bu yana birlikte yaşamayı başarmış ve bunu da bir hukuk ve ahlak temelinde yürütmüş bir medeniyetin çocuklarıyız.” şeklinde konuştu.
Ruhban okulunun tarih boyunca var olduğu gibi yine mevzuat çerçevesinde varlığını devam ettirmesinin Türkiye’nin büyüklüğüne yakıştığını aktaran Görmez, “Çağdaş dünyada kimlikler ve dinler arası ilişkileri ifade eden ilişkileri ifade eden kavramlar dahi yetersiz. Azınlık ve çoğunluk tabirleri bile doğrusu bu ilişkileri ifade etmeye yakışmıyor. Kimlikleri kültürleri sayılarla ifade etmek azınlık-çoğunluk diye ifade etmek bile yakışmıyor. Batı dillerinde kimlikler arasındaki münasebeti anlatan kavramlar kimyadan ödünç alınan kavramlardır. Asimilasyon, entegrasyon, izolasyon, adaptasyon bunlar elementler arasındaki ilişkiyi tanzim eden kimya ilminin kavramlarıdır. Bunları sosyal hayatın realitelerini ifade etmiyorlar. Haklar ve özgürlükler konusunda muadelet esasının ahlaki olmadığını düşünüyorum. Herhangi bir ülkenin diğer bir ülkeye ‘sen oradaki Müslümanlara veyahut dindarlara ne kadar hak verirsen ben o kadar hak veririm veya ne kadar haksızlık yaparsan ben de o kadar haksızlık yaparım’ demesini büyük bir ülkeye büyük bir kültüre büyük bir medeniyete şahsen hiç yakıştırmıyorum.” ifade etti.
Görmez ve Bartholomeos açıklamanın ardından Patrikhane bahçesinde bulunan Aya Yorgi Kilisesi’ni gezdi.
CİHAN

Yorumlar kapatıldı.