İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

“Nerede Ermeni kıyımı çok ileri boyutlarda olmuşsa, oralarda MHP daha çok oy alıyor”

Murat Belge

Şimdi Türkiye’de oy verme sürecine baktığımızda, nerede Ermeni kıyımı çok ileri boyutlarda olmuşsa, oralarda MHP daha çok oy alıyor. Çünkü ordaki insanlar, Ermenilerden kalan toprakların üstünde oturuyorlar… Çeşitli ülkelerin parlamentolarında “Ermeni kıyımı olmuştur” diye kanun çıkıyor. Fransa’nın, Amerika’nın tarih hakkında kanun çıkartması ne demektir? Ama bunu da düşündüğüm zaman diyorum: “Peki, ne yapsınlar? Türkiye diye bir ülke var, bir devlet var. Bu da “Ermeni kıyımı olmamıştır” diyor.  Şimdi Amerika Türkiye’ye harp mı açsın? 

***
 Yazar, öğretim görevlisi Murat Belge, geçenlerde Civilitas Vakfı’nın davetiyle Ermenistan’da bulunmaktaydı. Civilitas Vakfı’nın ofisinde düzenlenen buluşmada kendisiyle Türk-Ermeni ilişkileri, Ermeni Soykırımı, Ermeni sorunu vb konuları değerlendirdik. Buluşmaya Alin Ozinyan, Harut Ekmanyan, Dvin Titizyan ve Meline Anumyan katılmıştı.
Meline Anumyan – Sayın Belge, birkaç gün önce Türk Ermeni İlişkileri Milli Komitesi’nin kapatıldığını öğrendik. Gerçi, Ermenistan’da Türkologlar benzer bir komitenin varlığından habersizdi. Türk-Ermeni ilişkilerinin bugünkü durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Murat Belge – Türk Ermeni İlişkileri Milli Komitesi diye bir komitenin var olduğunu ben de bilmiyordum. Türk-Ermeni ilişkileri dediğimizde son zamanlarda bunun içinde bir de Azerbaycan var. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki Karabağ meselesi, tabii kendi başına önemli bir mesele. Türkiye’nin de bu konuyla ilgilenmesi, anlaşılır bir şey. Ama bence Türkiye, Türk-Ermeni ilişkilerine Azerbaycan’ı çok fazla sokmadan bakmalı çünkü ne kadar az olsa da, Türkiye’de yaşayan Ermeniler var. Hem de pek te sevimli olmayan bir tarih var ki Türkiye açısından parlak bir tarih değildir. Bu ilişkiler içine Azerbaycan ve Karabağ’ı koymak, Türk-Ermeni ilişkilerinin düzeltilmesini ertelemek gibi bir şey oluyor. Ben, Türkiye’nin bundan vazgeçmesi, diplomatik ilişki kurması gerektiğini düşünüyorum.
Meline Anumyan – Sizce Türk tarafı ve Ermeni tarafı ne yapmalıdır?
Murat Belge – Benden Ermenistan’a eleştiri yok. Bu söylediklerim de zaten Türk tarafıyla ilgiliydi. Türk-Ermeni ilişkileri dediğimiz zaman devletlerdeki hükümetlerin davranışları çok önemli, çünkü bu belirleyicidir ama nihai, son belirleyici, bence toplumların kendisi. Bu iki toplumun arasında, insan insana daha yakın ilişkiler kurulması gerekiyor çünkü tamir edilmesi gereken çok önemli meseleler var ve bu tamirat işini hükümetler yapamaz. Hükümet fazla büyük bir şeydir, elinden ince iş gelmez. Halbuki bu ince iş gerektiriyor, çünkü bu duygularla ilgili… Sanırım birbirlerini tanımaları, anlamaları gerekiyor.
Meline Anumyan – Bu yeterli olur mu?
Murat Belge – Hayır, bu yeterli değil. Hükümetlerin de yapacakları var. Ama hükümetler bütün yapacaklarını yaptıktan sonra hala bu mesele var. İnsanların, toplumların, bireylerin birbirlerini tanımaları, anlamaları gerekiyor bence. Bunu sadece Ermeniler için söylemiyorum. Mesela bugün Türkiye’nin Kürt meselesi var. Bu da çok ciddi bir mesele. Hükümet bu meseleyle ilgili politika değiştiriyor, Anayasada değişiklikler yapıyor, kanun yazıyor ama bütün bunlar bittikten sonra İzmir’den bir Türk’ün ve Diyarbakır’dan bir Kürt’ün yanyana gelip birbirini anlamaları lazım.
Alin Ozinyan – Azerbaycan’dan bahsettiniz. Baktığımızda şöyle bir şey görüyoruz. Mesela protokollerin imzalama sürecinde gazetelerde şunu gördük: Ermenistan’ın Türkiye’de gözü var, toprak talebinde bulunabilirler. Bunlar bir bahane gibi mi geliyor Size? Yani Azerbaycan sorunu çözülürse, bir başka şey çıkıyor. O da çözüldükten sonra Soykırım çıkacak… Ne düşünüyorsunuz?
Murat Belge – Bir şey söyleyemiyorum, kesin bir fikrim yok çünkü. Ama ben de bu olayları izleyince benim aklıma da böyle bir şey geliyor, yani bu sorunu ileriye atma gibi geliyor. Ben de bundan memnun değilim. Hükümetin, Türkiye’deki herkes gibi çok net bir şeyi yok sanıyorum. Ben de kişisel olarak 2005 yılında gerçekleştirilen Ermeni konferansında bulunduğum için hatırlıyorum ki, o zaman bu konferans için “Bizi arkamızdan bıçaklıyorlar” diye konuştular. Dolayısıyla bu konferans o zaman ertelendi. O aşamada ben Abdullah Gül’ün ve Tayyip Erdoğan’ın memnun kalmadıklarını biliyorum. Yani o konferansın yapılmasını istiyorlardı. Bunlar sonraki olaylara baktığım zaman mesela başbakan “Ben Dersim’de Kürt halkına yapılanlardan dolayı bir başbakan olarak özür diliyorum” dedi. Kürt halkına yapılanlardan özür diliyorsan, Ermenilere yapılanlardan da özür dilemek lazım.
Harut Ekmanyan – İyi polis, kötü polis oynuyorlar başbakan ve cumhurbaşkanı, değil mi?
Murat Belge – Oyun olduğundan emin değilim.
Meline Anumyan – Türk-Ermeni ilişkilerinin uzlaşmasında aydınların rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Murat Belge – Türkiye’de bir bölünme var tabii aydınlar arasında. Ama o konferans, tabii bir dönüm noktası oldu, çünkü aydınlara daha gelmeden yani halk düzeyinde baktığımızda 1915 konusunda Türkiye’de ciddi bir bilgi eksikliği var. Yani herkes bunları bilerek bir tavır almıyor. O konferansla birlikte Türkiye’de bu konuda bilgilenme imkanları genişlendi. Birçok kitap yayınlandı. Sonuçlar hemen ortaya çıktı diyemem. Bu biraz toprağın üstüne çıkmadan akan sular gibi, ama bir şeyler akıyor şimdi Türkiye’de. 10 yıl önce bana bir öğrenci gelip “Hoca, böyle bir şey diyorlar. Biz Ermenileri öldürmüşüz. Doğru mu? Böyle bir şey var mı?” diye sorardı. Şimdi kimse bana böyle bir şey sormuyor.
Meline Anumyan – Öğrencileriniz, gerçeği öğrenince ne söylüyor, neler düşünüyorlar?
Murat Belge – Bazıları susmayı tercih ediyor, bazıları da susmamayı. İşte birkaç yıldır 24 Nisan’da insanlar Taksim’de toplanıyorlar, 30 bin kişi, “Biz özür diliyoruz” diye imza topladı. Eskiden Türkiye’de Ermeni kıyımı (Ermeni Soykırımı-‘Akunq’ web sayfası yöneticileri) denildiğinde işitebilen bir tane ses çıkardı. Şimdi en azından iki ses çıkıyor. Ve yeni başlayan ses gittikçe daha gür bir ses haline geliyor.
Alin Ozinyan – Murat Bey, Ermeniler Türkiye’de olsun, yurt dışında olsun, Ermenistan’da olsun, özür kampanyasından genel olarak memnunlar. Özür kampanyası hakkında ben şunları düşünüyorum: bir Türk genci, kendi dedesinin o dönemde ne yaptığını bilmeyerek bugün Ermenilerden özür diliyor. Belki kaçması konusunda bir Ermeni’ye yardım etmiş bir Türk’ün torunu da olabilir. Bu günahı kendi boynuna alması ne kadar doğru? Mesela benim bir arkadaşım benden özür dilerse, ben kötü hissediyorum kendimi, çünkü orda bir devlet özrü bekliyoruz biz. Türk toplumunu suçlamıyoruz çünkü.
Murat Belge – Bu o kadar karışmış bir olay ki, bu konuya kağıt üstünde, teorik olarak baktığımızda çok şeyin doğru olduğunu görüyoruz. Bunun da baş sorumlusu Türkiye’de devletin resmi makamlarının yapması gerekeni yapmamaları, onun dışındaki kişilerin, bireylerin bunu telafi edecek birtakım başka şeyler yapmalarına yol açıyor. Ben o zaman imza kampanyasına katılmışım. Yazılar da yazmışım. Benim kişisel olarak bu işte payım yok, onun için benim özür dilemem çok anlamlı değil, ama bu mesele devam edip gittiği için ben de imza verdim. Çeşitli ülkelerin parlamentolarında “Ermeni kıyımı olmuştur” diye kanun çıkıyor. Fransa’nın, Amerika’nın tarih hakkında kanun çıkartması ne demektir? Ama bunu da düşündüğüm zaman diyorum: “Peki, ne yapsınlar? Türkiye diye bir ülke var, bir devlet var. Bu da “Ermeni kıyımı olmamıştır” diyor. Şimdi Amerika Türkiye’ye harp mı açsın? Yani yapacağı fazla bir şey yok, işte çıkarabilir falan. Bu da teorik olarak baktığımda yanlış, olmaması gereken bir şey, ama şartlar başka bir yol bırakmıyor.
Meline Anumyan – Size göre Türkiye toplumunda Ermeni Soykırımının tanınmaması, bilgisizlikten mi kaynaklanıyor, zihniyetten mi?
Murat Belge – İkisi de var. Ama zihniyet dediğimizde sonuçta Türkiye’de insanların oy verme falan gibi şeylere bakarak bu konuda bilgiler çıktığınca Türkiye’de en azından çoğunluk, inkar tavrına girmeyecektir.
Meline Anumyan – Bana göre şimdi Türkiye toplumunda bu konuda bilgisizlik yoktur. Çok sayıda kitap yayınlandı, Türkçe olarak yayınlanan siteler de var…
Murat Belge – Evet, ama tabii bir yandan da bir karşı propaganda yapılıyor, faşizan bir milliyetçiliğin devamı var. Yani “Oldu, ama onlar da bizi öldürmüşler” diye. Yani kolay bir iş değil bu. Onun için bu konuda birbirimizle konuşmamız, anlaşmamız lazım. Bu olmadan, yani hayatında bir Türk görmemiş, onunla konuşmamış bir Ermeni’nin kafasında bu mesele bitmeyecektir. Türkiye’de Özür kampanyası bir mucize oldu diyelim.F
Harut Ekmanyan – Geçenlerde bana bir Türk şunu söyledi: “Ermeni meselesi, Türkiye’nin demokratikleşme sürecinin parametresi gibi bir rol oynuyor”.
Murat Belge – Öyledir, doğrudur. Yani bu mesele, h­ala böyle bir diken gibi duruyor. Şimdi tabii en aşağı çekilmiş tahminlere göre 1500-1600 falan ölü var bir kere ortada. Belki bir milyon (bir buçuk milyon-‘Akunq’ web sayfası yöneticileri), neyse… Bu adamların malı, mülkü nerde? Şimdi Türkiye’de oy verme sürecine baktığımızda, nerede Ermeni kıyımı çok ileri boyutlarda olmuşsa, oralarda MHP daha çok oy alıyor. Çünkü ordaki insanlar, Ermenilerden kalan toprakların üstünde oturuyorlar.
Meline Anumyan – Size göre Ermeni Soykırımının tanınmasında en esas engel hangisi, mallar mı, zihniyet mi, başka bir şey mi?
Murat Belge – Türk devletinin, tam başından beri, daha Osmanlı’yken, korku üzerine kurulu bir ideolojisi vardı. Bu büsbütün saçma bir şey değil çünkü Osmanlı İmparatorluğu yavaş yavaş yok ediliyordu ve “Bizi tamamen yok edecekler” diye bir korku vardı. Bugün mesela İstanbul’da Bizans’tan kalmış Hipodrom diye bir şey var. Eğer Hipodrom varsa, bu turistlere gösterilmeli. Buna benzer daha bir sürü bina var. Bunları saklıyoruz. Çünkü hala korkuyoruz “Sonradan gelmişiz, zaptetmişiz” söyliyecekler diye… Bu korku hala devam ediyor. Şimdi yani, zihniyet vs iç içe geçiyor. Bir musluk açılacak, diğeri kapanacak yani… Milyonlarca insanı bu şekilde ister istemez içine alan bir meseleden bahsediyoruz. Bu dönemde dünyanın tavrı da önemli. Sadece Türkler ve Ermeniler arasında kalan bir iş de değil. Çünkü Türklerin bir kısmı “Bunu yaptık dersek, dünyanın karşısına nasıl çıkacağız” diye düşünüyor. Burda hükümet olan, siyasi insanların anlaması gereken şey şudur: öyle bir kuyu kazıp kuyunun içine saklanarak bu iş halledilemez. O kuyudan çıkman lazım. Türk milliyetçisinin bunu yapması lazım.
Harut Ekmanyan – Sizce Ermeni meselesi şimdi güncel bir mesele midir Türkiye’de?
Murat Belge – Her zaman günceldir. Bunun ille konuşuluyor olması gerekmez. Dokunduğu zaman hemen açılıyor.
Harut Ekmanyan – Mesela Amerika’da Türkiye Büyükelçiliği kütüphanesinde Ermeni meselesi hakkında onlarca kitap varken Kürt meselesiyle ilgili ancak iki kitap bulunuyor. Ama eğer Türkiye gazetelerini açarsak Ermeni meselesi hakkında pek yazı olmadığını göreceğiz. Halbuki Kürt meselesiyle ilgili çok sayıda makale yayınlanıyor.
Murat Belge – Ermeni meselesi hiç konuşulmadığı zaman da herkesin aklında bir şekilde vardır.
Akunq.net

Yorumlar kapatıldı.