İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Hükümet, Ermeni meselesinde önemli bir kararın arifesinde

Murat Bardakçı

Başbakanlık, Ermeni meselesi ile ilgili olarak şimdiye kadar yapılan uygulamaların tamamını rafa kaldıran çok önemli bir karar almış: Soykırım iddialarına karşı bundan böyle tek bir merkezden karşılık verilecekmiş…  Kurulacak yeni birimin karşılaşacağı en büyük engel, önlerine sık sık çıkacak olan “kraldan fazla kralcı” zihniyettir. Yurtdışındaki akademik çevreler tarafından ciddiye alınmış tek bir yayını olmayan, kendimizi kendimize karşı medhetme hastalığından bir türlü kurtulamayan, “Biz kesmedik, onlar kesti” mantığını hala terkedemeyen ve çok daha önemlisi, 1915 olaylarını “ceset sayma” seviyesine indirmenin sıradan bir ucuzluk ve her iki taraf için de utanç verici bir iş olduğunu farke demeyen bu zihniyet devre dışı bırakılmadığı takdirde, Türkiye’nin başı bundan üç sene sonra şimdiye kadar olduğundan çok daha fazla ağrıyacaktır!

*******
BAŞBAKANLIK, Ermeni meselesi ile ilgili olarak şimdiye kadar yapılan uygulamaların tamamını rafa kaldıran çok önemli bir karar almış: Soykırım iddialarına karşı bundan böyle tek bir merkezden karşılık verilecekmiş…Türkiye’de bugün Ermeni iddialarına cevap yetiştirmekle uğraşan dünya kadar kurum, kuruluş, merkez, vesaire var: Türk Tarih Kurumu’nun bünyesindeki Ermeni masası, Genelkurmay’ın yayın faaliyetinde bulunan bazı birimleri, üniversiteler, vakıflar, birlikler ve daha akla gelmeyen başka başka yerler…Senelerden buyana çalışıp yayın yapıyorlar ama bu yayınların neredeyse tamamının tuhaf bir özelliği var: Yurtdışına değil, Türkiye’ye yönelik olmaları… Yani, dünyanın dört bir tarafında faaliyet gösteren Ermeni diasporasının iddialarına cevap vermiyor, Türk vatandaşlarına seslenip “Bu adamlar yalan söylüyorlar, sakın inanmayın. üstelik 1915’te biz onları değil, onlar bizi kesmişlerdi!” gibisinden sözler ediyorlar! SADECE BİR Hİç! Bu çalışmalardan alınan netice mi? Diasporanın Avrupa ile Amerika’nın önde gelen merkezleri ile üniversitelerindeki ağırlıklı etkisine, konuyu bilmeyen bir kişinin bile ilk gördüğünde dikkatini çekmeyi başaran gayet güzel dizayn edilmiş yayınlarına ve aynı çekiciliğe sahip olduğu için bol bol tıklanan yüzlerce internet sitesine karşı koskoca bir hiç! Bizdeki yayınların çoğu zaten vatandaşımıza yönelik, yani kendimizi yine kendimize reklam etme çabasından ibaret olduğu için dışarıda öyle pek rağbet görmezler. üniversitelerin ve özel kuruluşların çalışmaları da devletin görüşü doğrultusunda, yani “Biz yapmadık, onlar yaptı” çizgisinde olduğu için ciddiye alınmazlar. Elçiliklerimizin dağıtmaya çalıştığı kitaplarla broşürler 1960’lı senelerin sıkıcı propaganda üslubu ile yazılmıştır ve dolayısıyla kimse okumaz, okusa da pek birşey anlamaz, zira bu yayınlarda 1915’te olup bitenler değil, sadece anlaşılmaz ve gereksiz bir savunma vardır! Dolayısıyla, başbakanlığın Ermeni meselesi ile uğraşma görevini bundan böyle tek bir merkeze bağlamaya yönelik olan ve aslında seneler önce alınması gereken kararı son derece önemlidir. Unutmayalım: Ermeni meselesi ve diasporanın hakkımızdaki iddiaları önümüzdeki üç sene içerisinde gittikçe değişecek ve bambaşka bir çehreye bürünecek… Senelerden buyana tehcirin 100. yıldönümü olan 2015 Nisan’ına hazırlanan diaspora çok daha başka faaliyetler, özellikle de diplomatik alanda büyük ses getirecek işler yapacak… 1915 olaylarının bir “soykırım” olduğunun başta Birleşik Amerika olmak üzere birçok ülke tarafından benimsenmesine çalışılacak ve bu iş büyük ihtimalle de başarılacak, yani “1915 soykırımı” kabul ettirilecek!
NİHAYET FARKEDİLDİ
Başbakanlığın bu konuda tek söz sahibi olacak yeni bir birim kurma çabasının ardında, işte bu hazırlıkların geç de olsa fark edilmesi yatıyor…Kurulacak yeni birimin karşılaşacağı en büyük engel, önlerine sık sık çıkacak olan “kraldan fazla kralcı” zihniyettir. Yurtdışındaki akademik çevreler tarafından ciddiye alınmış tek bir yayını olmayan, kendimizi kendimize karşı medhetme hastalığından bir türlü kurtulamayan, “Biz kesmedik, onlar kesti” mantığını hala terkedemeyen ve çok daha önemlisi, 1915 olaylarını “ceset sayma” seviyesine indirmenin sıradan bir ucuzluk ve her iki taraf için de utanç verici bir iş olduğunu farke demeyen bu zihniyet devre dışı bırakılmadığı takdirde, Türkiye’nin başı bundan üç sene sonra şimdiye kadar olduğundan çok daha fazla ağrıyacaktır!

Yorumlar kapatıldı.