İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kemalistlerin, solun ve İslamcıların Mayıs sıkıntısı

Oral Çalışlar/Radikal Gazetesi

1 Mayıs gösterileri de sosyalistler açısından tepkisel bir misyon haline dönüştü. Taksim Alanı’nın gösterilere yıllarca yasaklanması ve yaşanmış acı olaylar nedeniyle simge haline gelen bu alanda buluşma isteği, 1 Mayıs’ın gerçek amacının önüne geçmiş durumda.19 Mayıs nedeniyle ulusalcı/Kemalist kitle ayakta… “Siz bizim Milli Mücadele tarihimizi yok etmek istiyorsunuz, buna izin vermeyeceğiz” sloganıyla harekete geçmiş durumdalar. Mayıstaki diğer kutsal gün de İslamcılara ait. İstanbul’un Bizans’tan Osmanlı hâkimiyetine geçtiği gün olarak kabul edilen 29 Mayıs’ın ‘anlam ve önemi’ne İslamcı kesimlerce yapılan vurgunun da diğerlerinden bir farkının olmadığını görüyoruz. İslamcılar açısından bu topraklarda uzun yıllar boyunca yaşayan Hıristiyanlık hep ‘öteki’ oldu. Bin yıl Hıristiyan toprağı olan Anadolu, Osmanlı tarafından, bir anlamda Türkler tarafından Müslümanlaştırıldı. . İşte bu nedenle İstanbul’un fethi bütün bu tarihi dönüşümün sembol olayı olarak öne çıkıyor. ‘Öteki’ne karşı bir gösteriye dönüşüyor. Görüldüğü gibi mayıs ayını da tamamen kendimize benzetmiş, günleri büyüklerimizin diliyle ‘anlam ve önem’e indirgemiş

durumdayız.

***
 İslamcılar açısından bu topraklarda uzun yıllar boyunca yaşayan Hıristiyanlık hep öteki oldu. İstanbul’un fethi de bu tarihi dönüşümün sembolü oluyor.
19 Mayıs nedeniyle ulusalcı/Kemalist kitle ayakta… “Siz bizim Milli Mücadele tarihimizi yok etmek istiyorsunuz, buna izin vermeyeceğiz” sloganıyla harekete geçmiş durumdalar. Milli bayramlarda hükümetin askeri törenleri iptal etmesine duydukları öfkeyle, 19 Mayıs’a kutsallık yüklemek noktasında eskisinden de yüksek bir performans ortaya koyuyorlar. Ellerinden gelse Bandırma vapuruna binip Samsun’a yeniden çıkmayı deneyecekler. Oradan da Ankara’ya yürümeye niyetliler.
1 Mayıs gösterileri de sosyalistler açısından tepkisel bir misyon haline dönüştü. Taksim Alanı’nın gösterilere yıllarca yasaklanması ve yaşanmış acı olaylar nedeniyle simge haline gelen bu alanda buluşma isteği, 1 Mayıs’ın gerçek amacının önüne geçmiş durumda. 1 Mayıs sosyalistlerin, emekçilerin ‘Birlik ve Dayanışma Günü’ değil de sanki sol grupların kendilerini göstermeleri, kendi kalabalıklarıyla diğer sol gruplarla rekabete girdikleri bir platforma dönüştü.
Mayıstaki diğer kutsal gün de İslamcılara ait. İstanbul’un Bizans’tan Osmanlı hâkimiyetine geçtiği gün olarak kabul edilen 29 Mayıs’ın ‘anlam ve önemi’ne İslamcı kesimlerce yapılan vurgunun da diğerlerinden bir farkının olmadığını görüyoruz. İslamcı/Osmanlıcı çevreler, bu fetih gününü öne çıkarırken Kuran’daki ‘Fetih Ayeti’ne ve Peygamber’in şu hadisine gönderme yapıyorlar: “Kostantiniyye (İstanbul) elbette fethedilecektir. Onu fetheden kumandan, ne güzel kumandandır! Onu fetheden asker ne güzel askerdir!” Böylece fetih, dini referanslar kazanarak iyice kutsallaşmış bulunuyor.
Fetihçilik, durduğu yerde durmuyor. Ayasofya’nın Osmanlı İmparatorluğu döneminde olduğu gibi ibadete açılması bu kesimin önemli talepleri arasında bulunuyor.
Neden kutsallaştırılıyor?
Bu durumun bize özgü olmadığı düşünülebilir. Her toplumun, her ülkenin, her inancın, her ideolojinin tarihinde ‘kutsallık’ yüklenen çeşitli özel günler vardır. Bu nedenle 19 Mayıs’ın, 1 Mayıs’ın veya 29 Mayıs’ın kutsallaştırılması, öne çıkarılması anlaşılabilir. Normal karşılanabilir.
Ötekine karşı ayrımcı tutum
Bizdeki öne çıkarmaların farklı ve belki tehlikeli olan yanı, ‘öteki’ üzerinden yapılması, ‘öteki’ne karşı yapılması.
Ulusalcılar Cumhuriyet’in ve laikliğin düşmanı olarak gördükleri ‘şeriatçılar’ın 19 Mayıs’la ilgili yeni düzenlemesinin ‘Atatürk’e ve Milli Mücadele’ye karşı bir hamle olduğuna inanıyorlar. Cumhuriyet tarihinin ve onun değerlerinin yok edilmek istendiğini düşünüyorlar.
1 Mayıs’ta solcuların ‘ötekisi’ de bir anlamda artık AK Parti iktidarı haline gelmiş bulunuyor. Esas olarak 1 Mayıs gösterileri hükümet aleyhtarı gösterilere dönüşüyor. Hükümet karşıtı ne kadar siyasi akım varsa 1 Mayıs günü meydanlarda toplanmayı bir görev olarak kabul ediyor.
İstanbul’un din değiştirmesi
İslamcı kesim, İstanbul’un ele geçirilmesini bir dini ve milli zafer günü olarak görüyor. Fatih Sultan Mehmet tarafından yıkılan Bizans, onların gözünde öncelikli olarak bir Hıristiyan imparatorluğuydu. Kutlamalara baktığımızda bu anlayışın ön plana çıktığı fark ediliyor.
İslamcılar açısından bu topraklarda uzun yıllar boyunca yaşayan Hıristiyanlık hep ‘öteki’ oldu. Bin yıl Hıristiyan toprağı olan Anadolu, Osmanlı tarafından, bir anlamda Türkler tarafından Müslümanlaştırıldı. İşte bu nedenle İstanbul’un fethi bütün bu tarihi dönüşümün sembol olayı olarak öne çıkıyor. ‘Öteki’ne karşı bir gösteriye dönüşüyor.
Görüldüğü gibi mayıs ayını da tamamen kendimize benzetmiş, günleri büyüklerimizin diliyle ‘anlam ve önem’e indirgemiş durumdayız.

Yorumlar kapatıldı.