İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bakla o kadar büyük ki!

L.Doğan Tılıç / dogantilic@birgun.net /

Siyasette söylemin “etnisize edilmesi”, etnikleştirilmesi ırkçılığa giden yolun taşlarını döşemekten başka bir şey değildir. Her fırsatta etnik imalarla rencide eden cümlelerin önüne arkasına “Kürt vatandaşlarımı, Alevi vatandaşlarımı tenzih ederim” notları düşseniz de, bu söylem tehlikeli bir söylemdir. “Alevi kardeşlerimi, tüm Alevileri tenzih ediyorum, Almanya’da PKK ve Ermeni örgütleriyle birlikte, isminin başında Alevi sıfatı olan bazı dernek ve federasyonlar o gösteriyi birlikte organize ettiler. CHP Genel Başkanı, aylardır bu baklayı dilini altında saklıyor, mesele bu. CHP Genel Başkanı, bizim oraya gösterilerden dolayı gitmediğimizi ima ediyor, bunu da adeta bir zafer gibi CHP’nin başarısı gibi sunmaya çalışıyor. Bu son derece tehlikeli bir tavırdır, bu tavrı ayrımcı bir tavırdır, bu tavır PKK yandaşlarına, Türkiye düşmanı bazı Ermeni örgütlerine cesaret veren bir tavırdır” derken, bütün “tenzih”lerinize karşın Alevi’yi, Kürdü, Ermeni’yi ötekileştiriyorsunuzdur.

********
     
Başbakan ana muhalefet partisi liderine yüklenirken her fırsatta mezhepsel bir gönderme yapmaktan geri durmuyor. Bunu geçen seçim döneminde de sık sık yaptı. İmalarla yaptı. O imalar ki, kendisinin de söylediği gibi, bu bölgede ve ülkede çok tehlikeli çatışmaların, bölünmelerin kapısını aralayıp, tetikleyicisi olabilir.
Öte yandan, CHP ve Kılıçdaroğlu açısından sürekli iktidarın salvolarını savuşturma, ona cevap verme, onun belirlediği gündem içinde debelenme gibi bir problem var. Grup toplantılarının AKP’den sonra yapılması bile, başlı başına bir haftanın Erdoğan’ın söylediklerine yanıt verme çabasıyla geçmesine yol açıyor.
Oysa, CHP lideri AKP’nin söyleyeceklerini beklemeden, Başbakan konuşmadan konuşsa, belki de sırf bu hamleyle ön alacak, bu kez de Başbakan ona yanıt vermeye uğraşacak.
Ne yazık ki, AKP’nin din, iman, mezhep vurgulu salvoları, “Arap, Müslüman diye yüz çevirdiğiniz, unuttuğunuz” ithamları, CHP’yi de o alana çekiyor, bu ülke ve demokrasi açısından yaşamsal öneme sahip laiklik çizgisini muğlaklaştırıyor.
Bir devlet başkanı düşünün ki, sırf vatandaşların etnik hassasiyetlerini tırmalamak için ana muhalefet liderini “PKK yandaşlarına, Ermeni örgütlerine cesaret vermekle” itham ediyor. Aslı varmış, yokmuş önemli değil!
Erdoğan bunu şimdilik Başbakan olarak grup toplantılarında yapıyor. Bir “devlet başkanı düşünün ki” deyişim, başkanlık ya da yarı başkanlık sisteminde, başkanın ağzından çıkacak bu tür sözlerin etkisinin birkaç misli katlanacağına dikkat çekmek.
Siyasette söylemin “etnisize edilmesi”, etnikleştirilmesi ırkçılığa giden yolun taşlarını döşemekten başka bir şey değildir. Her fırsatta etnik imalarla rencide eden cümlelerin önüne arkasına “Kürt vatandaşlarımı, Alevi vatandaşlarımı tenzih ederim” notları düşseniz de, bu söylem tehlikeli bir söylemdir.
“Alevi kardeşlerimi, tüm Alevileri tenzih ediyorum, Almanya’da PKK ve Ermeni örgütleriyle birlikte, isminin başında Alevi sıfatı olan bazı dernek ve federasyonlar o gösteriyi birlikte organize ettiler. CHP Genel Başkanı, aylardır bu baklayı dilini altında saklıyor, mesele bu. CHP Genel Başkanı, bizim oraya gösterilerden dolayı gitmediğimizi ima ediyor, bunu da adeta bir zafer gibi CHP’nin başarısı gibi sunmaya çalışıyor. Bu son derece tehlikeli bir tavırdır, bu tavrı ayrımcı bir tavırdır, bu tavır PKK yandaşlarına, Türkiye düşmanı bazı Ermeni örgütlerine cesaret veren bir tavırdır” derken, bütün “tenzih”lerinize karşın Alevi’yi, Kürdü, Ermeni’yi ötekileştiriyorsunuzdur.
Başbakan Salı günkü grup toplantısında, yalnızca bu sözleriyle değil, Suriye politikasını eleştirirken de ana muhalefet liderini “dilinin altında bakla saklamakla” suçladı: “Suriye konusunda CHP Genel Başkanı içinden geçeni söyleyemiyor. Krizin etrafında dolanmayı tercih ediyor. Bir kere buradan CHP Genel Başkanı’na açık açık söylüyorum; Suriye konusunda dilinizin altındaki baklayı çıkarın. Hiç korkmayın, hiç çekinmeyin burası özgür bir ülke. Çıkın mertçe Suriye konusunda ne demek istediğinizi açık açık söyleyin… Suriye yönetimine neden sempati duyduğunuzu, bu yönetimin zulümlerine niçin gözünüzü yumduğunuzu ima etmeden, üstünü örtmeden, kıvırmadan, çark etmeden cesaretle söyleyin”.
Başbakan’ın dilinin altındaki bakla o kadar büyük ki, çıkarmasa da bütün çıplaklığı ile görünüyor. Kılıçdaroğlu’na; “Alevisin, o yüzden Suriye yönetimini destekliyorsun” diyor.
“Bakın CHP’nin bir dış politika vizyonu yok ama CHP Genel Başkanı’nın zihin kıvrımlarında, bilinçaltında gözettiği farklı hassasiyetleri var. Biz bunu çok iyi biliyoruz. CHP Genel Başkanı’nın, CHP’ye, CHP teşkilatına, CHP seçmenine dahi açıklamakta zorlandığı bir dış politika anlayışı var” derken de, Kılıçdaroğlu’nun inancını üzerinden CHP içi çatışmayı kaşıyor.
CHP muhalefetin anası olduğu için hedef şimdi. Bugün o, yarın başkası… Muhalefete ağızda kocaman etnik/dini baklalarla yüklenmenin sonu hiç iyi olmaz oysa. Alevilerin de Sünnilerin de kendi evleri gibi hissettikleri partiler olması şans bu ülke için.

Yorumlar kapatıldı.