İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yüzleşme Labirentine Davetlisiniz

Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, “Barış ve Adalet Haftası” etkinliklerini başlattı. Kampüste kurdukları “Yüzleşme Labirenti”nde Ermeni soykırımından Kürt sorununa, Diyarbakır Cezavi’nden Uludere katliamına birçok temaya yer veriliyor… Ellerimizdeki kanı temizlemek için yüzleşmemiz gerekiyor.”Ermenilerden özür dilemenin bir şeyi değiştirmediğini söylüyorlardı mesela. Aslında o özüre baktığınızda, “Ben o tarihin parçasıydım, elimdeki kanı gördüm ve yüzleştim” demektir. Biz barışın böyle olacağını, geleceğini düşünüyoruz.”

*******
Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, “Barış ve Adalet Haftası” etkinliklerini başlattı. Kampüste kurdukları “Yüzleşme Labirenti”nde Ermeni soykırımından Kürt sorununa, Diyarbakır Cezavi’nden Uludere katliamına birçok temaya yer veriliyor.
Hüseyin ALDEMİR
İstanbul – BİA Haber Merkezi 26 Mart 2012, Pazartesi
Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) öğrencileri, “Barış ve Adalet Haftası” kapsamında Kuzey yerleşkesinde “insanlığı kirli savaşın labirentlerinden çıkarmak için” yüzleşme labirenti inşa ettiler.
Labirentte, Ermeni soykırımından Kürt sorununa, Diyarbakır Cezavi’nden Uludere katliamına birçok temaya yer verilmiş. Ayrıca temsili bir Uludere mezarlığı yapılmış.
Yüzleşme Koridoru, Direniş Koridoru, Cezaevi ve Uludere Mezarlığı şeklinde inşa edilen labirent dört bölümden oluşuyor. Labirentin çıkışlarından biri F tipi cezaevlerine atıfta bulunan cezaevi bölümüne, diğer ucu ise Uludere Katliamı’nda öldürülen otuz dört kişinin isimlerinin yazıldığı mezarlığa çıkıyor.
Labirent açılışı, “İnadına Barış/Disa Ji Aşita” pankartı taşıyan öğrencilerin basın açıklamasıyla gerçekleşti. Açıklamayı okuyan Özge Kelekçi “Kürt halkının özgürlük tutkusu, Ermenilerin tarih ve hakikat arayışı, Alevilerin, Süryanilerin varlık mücadelesi, devrimcilerin başka bir dünya tahayyülleri, kadınların, LGBT bireylerin şiddete ve yok sayılmaya karşı direnişidir asıl korkulan” dedi.
BÜ Siyasat Bilimi ve Uluslarası İlişkiler Bölümü Öğrencisi Yıldız Sar, “Barış ve Adalet Haftası”nı bianet’e anlattı.
“Bir yanımız cezaevi, bir yanımız mezarlık…”
Tarihteki katliamlarla yüzleşilmesinin gerekliliğini vurgulayan Sar, hesaplaşmayan herkesin bu suça ortak olduğunu vurguladı:
“Bizler bir şekilde bütün katliamlara aşinaydık. Çünkü hep mücadele ediyorduk, görüyorduk. Ama hepsini birden toplu olarak görmek aslında T.C devletinin nasıl katliamlar üzerine kurulduğunu tekrar görmemizi sağladı. “Uludere sonrası büyük bir umutsuzluğa kapıldık. Tekrar o mezarları görmek ve katliamlarla yüzleşmek aslında ne kadar korkunç bir yerde yaşadığımı, yaşadığımızı gösteriyor. Ben de bunun bir parçasıyım. O tarihle yüzleşmediğim, hesap vermediğim sürece ben bunun dışında değilim, ben de bu suça ortak oluyorum. Ellerimizdeki kanı temizlemek için yüzleşmemiz gerekiyor.
“Ermenilerden özür dilemenin birşeyi değiştirmediğini söylüyorlardı mesela. Aslında o özüre baktığınızda, “Ben o tarihin parçasıydım, elimdeki kanı gördüm ve yüzleştim” demektir. Biz barışın böyle olacağını, geleceğini düşünüyoruz.”
“Herkes bu koridordan geçiyor, yüzleşiyor”
Sar, yüzleşme labirenti fikrinin nasıl ortaya çıktığını ise şöyle anlattı:
“Bu fikir ‘Barışa Ses Ver’ etkinliklerimizden esinlenerek ortaya çıktı. Burada asker ve gerilla cenazelerinin olduğu bir mezarlık yapmıştık. Bu defa, Uludere mezarlığı yapalım dedik. Artık parça parça söz söylemek değil, bütünüyle bir şey söylemenin gerekliliğini farkettik. Çünkü, ‘hep konuşuyoruz ama kendi kendimize konuşuyoruz’ gibi gelmeye başlamıştı. Bir yanımız cezaevi, bir yanımız mezarlık ve bu arada sıkışıp kalmıştık…
“Buradan çıkış, bu hali başkalarına da göstermek. Bunları insanlar görmek ve duymak istemiyor. Bunu yaptık, insanların gözüne sokmak istedik. Labirenti inşa ettiğimiz yer, dikkat ederseniz okulun en işlek ve herkesin geçmek zorunda olduğu bir yer. Dolayısıyla, herkes bu koridordan geçiyor ve gerçeklikle yüzleşiyor.” (HA/ÇT)

Yorumlar kapatıldı.