İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kemalist milliyetçiliği bünyemizden atmalıyız

Murat Aksoy

Kadir Has Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Bülen Kahraman, Türkiye’nin demokratikleşme yönünde değiştiğini ve bunu taşıyan toplumsal kesimin de Müslümanlar olduğunu söyledi. Müslümanlarda demokratik bilincin yükseldiğini ifade eden Kahraman, kötü milliyetçiliğe dikkat çekerek; “Bununla sadece İslami kesimin değil, Türkiye’nin yüzleşmesi gerekiyor. Türkiye’nin Kemalist milliyetçiliği bünyesinden çıkartması gerekir” dedi.

******
MURAT AKSOY
Türkiye büyük bir dönüşüm yaşıyor. Bu dönüşüm sadece siyasi bir dönüşüm değil. Kültürel, ekonomik ve sosyal bir dönüşüm. Dönüşümün ana motoru ise İslami kesim. Cumhuriyet’ten bugüne Türkiye’nin demokrasi serüveninde kamusal alanda dışlanmış kesimlerinden biri olan Müslümanlar, bugün demokratikleşmenin ana taşıyıcıları. Toplumda küçük bir kesim ise İslam ile demokrasiyi pek bir arada tasavvur edemediğinden olsa gerek, bu değişimi anlamakta ve kabullenmekte zorluk yaşıyor.
Bu hafta Söyleşi-Yorum’da bu değişimin izlerini süren Kadir Has Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Sabah Gazetesi yazarı Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman ile biu değişimi ve süreci konuştuk.
Türkiye’nin demokratikleşmesini Müslümanların demokratikleşmesine bağlayan bir yazı yazdınız. Nasıl bir ilişki var?
Türkiye’nin demokratikleşmesinde Müslümanların demokratikleşmesinin büyük rolü var. Çünkü o kesimden çıkacak bu demokratikleşme. Politik ve demokratik dönüşümü Türkiye’de sağ/muhafazakâr kesim icra etti. Bu gelenek bugün de sürüyor. İkincisi daha önemli. Bugünkü muhafazakâr/Müslüman kadrolar Batı’da burjuva demokratik devrimini gerçekleştiren burjuvazinin karşılığı, bana göre. Bunu açıklayacak bin tane gösterge var. Anadolu sermayesi dediğimiz bu. Kitlelerin büyük kentle tümleşmek istemesi de bu. Üçüncüsü bu kesimin doğrudan bir demokratikleşme gereksinimi var. O tabandan geldi. İşte, laikliğin pozitif, katılımcı laikliğe dönüşmesindeki devam eden çaba bile bunun bir göstergesi. Dolayısıyla azınlık piskolojisini anlayacak bir noktada bulunuyorlar. Kısacası toplumsal dinamik, ekonomik dinamik ve siyasal dinamik onların yanında. Ama bunu belirttikten sonra şunu da vurgulamak gerek: bu yolda devam etmeleri hepimizi zehirleyen o ‘kötü milliyetçi’ (nasty national) kandan kendilerini arındırmalarına ve bir de çoğunluğu ellerinde bulundurmalarına rağmen/mukabil çoğunlukçu hareket etmemelerine bağlıdır.
Not: Yasak nedeniyle yazının tamamını yayımlayamıyoruz. Yazıyı http://yenisafak.com.tr/Roportaj/?t=26.03.2012&i=374588linkinden okuyabilirsiniz.

Yorumlar kapatıldı.