İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Böyle buyurdu devlet: Din adamı kilise yönetimine giremez!

Recep Güvelioğlu / morepa@superonline.com
Bir Rum vatandaşımız, Rum lisesi öğretmenliği ve yöneticiliği yaptıktan sonra emekli olur. Bu vatandaşımız daha sonra Patrikhaneye bağlı bir dini göreve talip olur ve çalışmaya başlar.  Bu arada tüm seçim prosedürünü de aşarak hukuki bir biçimde bir Rum kilisesi yönetim kuruluna seçilir. Ancak kural gereği bu seçimin Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onaylanması gerekmektedir. Bu makam ise, söz konusu kişinin dini görev yaptığını araştırır ve “ papaz olduğunuz için kilise vakfı da olsa vakıf yönetimine giremeyeceğini” vatandaşımıza bildirir. Din adamlarının vakıf yönetimine girmesine bizim Vakıflar Genel Müdürlüğü kendine göre gerekçelerle karşı çıkmaktadır… Rum vatandaşımız, iki ay önce bu karara itiraz eder… Ancak, şimdi itirazın reddedildiğini öğrendik. Yani hepsi boş çıktı. Şimdi belki mahkeme yoluna gidilecek sonra AİHM filan. (Adamlar haklı, dini görevleri olan kişilerin kilisede, eğitimcilerin okulda ne işi varJ HYETERT)

SAMİMİYET
Tüm dünyada iktidar eylemlerinde aranan en önemli kriter  “samimiyet” tir. Son derecede uygar, son derecede yararlı ve doğru bir  adım atılır, ama bu adım lafta kalırsa, iktidara kocaman prestijler kazandıracağına, yönetim   samimiyetsizlikle  ve kitleleri  kandırma girişimiyle suçlanır. İktidarın başka girişimlerini  de artık kimse cidiiye almaz.. Haklı ya da haksız atılan her adım, “ Hadi canım sen de yine adam kandırıyorlar” tepkisini alır.
AKP iktidarının en önemli atılımlarından biri, 1936’da, gayri Müslim azınlık vakıflarının mal edinmelerinin engelleyen ve daha sonra bu sahipsiz bırakılmış Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, özellikle Rum ve Ermenilerin mallarının yağmalanması boyutlarına ulaşan Yargıtay kararını ortadan kaldıran yasa olmuştur.  Türkiye Cumhuriyeti’nin içerde ve dışarıda medeni  bir görünüm kazanmasına  haklı olarak yol açan bu gelişme hepimizi gururlandırmıştır.
Bu yasa,  gayrimüslim vakıfların faaliyetlerine de büyük bir kolaylık getirmektedir.
Daha doğrusu biz öyle zannetmişiz.
İsmini kasten vermeyeceğim bir Rum vatandaşımız, Rum lisesi öğretmenliği ve yöneticiliği yaptıktan sonra emekli olur. Bu vatandaşımız daha sonra Patrikhaneye bağlı bir dini göreve talip olur ve çalışmaya başlar.  Bu arada tüm seçim prosedürünü de aşarak hukuki bir biçimde bir Rum kilisesi yönetim kuruluna seçilir. Ancak kural gereği bu seçimin Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onaylanması gerekmektedir.
Bu makam ise, söz konusu kişinin dini görev yaptığını araştırır ve “ papaz olduğunuz için kilise vakfı da olsa vakıf yönetimine giremeyeceğini” vatandaşımıza bildirir. Din adamlarının vakıf yönetimine girmesine bizim Vakıflar Genel Müdürlüğü kendine göre gerekçelerle karşı çıkmaktadır. Müslüman vakıflarda bunun tersine örnek –hele de Diyanet vakfında- yığınla varken,  bizi hiç ilgilendirmeyen kilise vakfına böylesine bir müdahaleyi izah edebilmek mümkün değildir.
Rum vatandaşımız, iki ay önce bu karara itiraz eder.
Benim olaydan  o sıralarda haberim oldu. Acizane bu vatandaşa yardım amacıyla AKP’nin üst düzey bir yöneticisini aradım. Başkaları da araya girdi.  Üst düzey yönetici de ilgilendiğini bana sekreteryası vasıtasıyla iletti. Ancak, şimdi itirazın reddedildiğini öğrendik. Yani hepsi boş çıktı. .
Şimdi belki mahkeme yoluna gidilecek sonra AİHM filan ..
Şimdi gel de bu yasanın  çıkarılmasında samimiyet ara.. Gel de bu yönetimin , ülkenin bir büyük ayıbını kapattığına inan..

Yorumlar kapatıldı.