İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermeni vatandaşımızdan anayasa çağrısı!

Rober Koptaş: Ben Ermeniliğimi unutmak istiyorum. Ama devlet bana bunu sürekli hatırlatıyor. Bundan kaçamıyorum.

Abant Platformu, “Yeni Anayasanın Çerçevesi”ni tartışıyor. Meclis Cemil Çiçek’in açış konuşmasından sonra oturumlara geçildi.

Oturum başkanlığını İstanbul Barosu eski Başkanı Yücel Sayman yapıyor. Doç. Birol Caymaz, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Rober Koptaş, Prof. Vedat Bilgin ve Taraf yazarı Orhan Miroğlu konuşmacı.

Yücel Sayman, anayasanın çerçevesinin önemine vurgu yaptı ama ayrıntılarının da önemine düştü. “Uyruk” yerine “vatandaş” ifadesinin yerleşmesi gerektiğini söyledi.

Doç. BİROL CAYMAZ:
“Sosyal bilimcilerin neden vatandaşlık üzerine kafa yorardım. Toplumun bütün katmanlarını içine almalı. Kimi yerde Kürtler, kimi yerde gayri müslümler, Romanlar hatta farklı cinsiyet eğilimi olanlara kadar dışlama yaşıyoruz.

ROBER KOPTAŞ:
Aslında yeni bir “biz” yapmayı konuşuyoruz. Yeni bir anayasa yapıyor olmanın geleceğe dair söyleyeceği farklı bir şeyler var. Ben Ermeniyim. Ama çevre de beni ilgilendiriyor, çıkarılan bütün yasalar da beni ilgilendiriyor. Çünkü ben bu ülkede yaşıyorum.

Toplumun en az yüzde 58’i yeni bir anayasa istiyor. Hatta 12 Eylül referandumunda hayır oyu verenler de yeni bir anayasa istiyor. Çünkü Uzlaşma Komisyonunda onlar da var.

2012’den sonra Kürtçe eğitim yapılmayan bir Türkiye’nin yaşanılır bir ülke olmaktan çıkaracağını söyledi. Resmi dil Türkçe olmaya devam etmeli. Ama eğitim dilleri farklı olmalı, olabilmeli.

Bir acımı paylaşmak istiyorum. Benim ana dilim Türkçe. Ama Ermenice bilmiyordum, okulda öğrendim.

Ama bu ülkenin en kalabalık toplumu olan Kürtler böyle bir hakka sahip olmadılar çünkü azınlık değiller.

Bu gidişata artık son vermek gerek. Lozan’ın bize tanıdığı hakları, biz artık kendi vatandaşımıza tanımalıyız.

Cinsel yönelim ayrımcılığına son verilmemeli.

Biraz da mensup olduğum Ermeni toplumu arasında olanları paylaşıyorum.

Ermeni Patrikhanesi yeni bir anayasa taslağı hazırlıyor. Önümüzdeki günlerde tamamlayıp bunu Meclis komisyonuna sunacak. Bu arada yaşama arzusunun önemli bir çalışma olacak.

Ben Ermeniliğimi unutmak istiyorum. Ama devlet bana bunu sürekli hatırlatıyor. Bundan kaçamıyorum.

Biraz da Lozan’dan söz etmek istiyorum. Lozan’ı bırakalım da artık kendi yasalarımızla insanlarımızı koruma yoluna gidelim.

Osmanlı tarihimizi unutmayalım. Birileri bize Osmanlı dendiğinde sadece son yüzyılda yaşananlarla hatırlatmak istiyor. Oysa bizim bu ortak tarihimizde örnek alınacak çok önemli şeyler var.

Bu topraklar hepimizin ortak yeri. Ama birilerine kendi toprakları gibi yaşama imkanı tanınmıyor.

Bu anayasa çalışmalarının buna fırsat olmasını diliyorum.

ORHAN MİROĞLU

Çoğulculuğu kaybettik. Ben iki dil biliyordum. Kızım tek dilli yetişti. Cumhuriyet dönemi bir tür Türkleştirme politikası idi.

Ben geçen hafta Çerkezlerin organize ettiği bir programa katıldım. Bize geçmişte Kürtçe konuştuğumuz her kelime için ceza kesildi. Orada gördüm ki aynı uygulama Çerkesler için de yapılmış. Çerkesler, “Biz Kurtuluş Savaşı’nı Türkçe bilmeden katıldık” dediler.

Yeni bir anayasa yapmazsak ne olur? Farklılıklarımızla birarada yaşayacağımız bir metin ortaya çıkmalı.

BİREYSEL DEĞERLENDİRMELERE GEÇİLDİ

Eser Karakaş: Mayıs’ta yeni anayasanın yazılmasına başlanıyor. 66. maddeyi nasıl formüle edeceğiz. Türkiye yönetmelikler devletidir. Anayasa hikayedir. 2004’e kadar bütün yabancı okulların yönetmeliğinde “Türk soyundan gelme” ifadesi vardı. Bu utanılacak bir şey.

Anayasa’nın 42. maddesi ana dilde eğitim nasıl olacak. İnanç özgürlüğünü konuşan bu toplum 126. madde ile ilgili neler düşünüyor ortaya koymak gerek.

166. maddeyi kaldıracak mıyız.

Abant Platformu 3. kez Anayasayı konuşuyor. Artık somut öneriler ortaya koymalıyız.

Herkül Milas:

Ben azınlık mensubuyum. Bana ne derlerse desinler, en önemli isteğim ayırımcılığa tabi tutmasınlar.

Yazılı metinlere bu kadar önem vermek bir yerde zararlı değil ama enerji kaybına yol açabilir.

Doç. Vahap Coşkun:

Vatandaşlık bir kimliktir. Ama insanı tanımlayan tek kimlik değildir. Önemli olan öteki kimliklerle bunun arasında kurulan bağlantının kalitesidir.

Ben Danimarka Anayasasında olduğu gibi vatandaşlık tanımlamasının yer almamasını istiyorum.

Altan Tan:

İnönü’nün hatıralarından bir bölüm okuyorum: (bir bölüm okudu) Lozan’da bu toplumsal sözleşme ortamı ortadan kalktı. Vatandaşlık tanımı yer alsa bile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı esas alınmalı.

Mihail Vasiladis:

Irka dayalı bir temel arayanlar, küçük bir araştırma yaptıklarında hayal kırıklığına uğrayabilirler. Türkiye Cumhuriyeti bir vatandaş cumhuriyeti midir, yoksa bir soydaş cumhuriyet midir.

“İki devlet bir millet”ten söz ediyoruz. Bu ifade doğru ama bütün komşular için doğru. Bütün komşularımızla özdeşleşen toplumlar yaşıyor.

Haluk ÇEÇEN:

Vatandaşlığı tanımlarken bazı tarihi gerçekleri göz önüne almak gerek.
Almanya dendiğinde Almanlar, Macaristan dendiğinde Macarlar, Fransa dendiğinde Fransızlar akla geliyorsa Türkiye dendiğinde de Türkler akla gelir.

Yeni Anayasa’da vatandaşlık tanımı, “Türk vatandaşları yasalar karşısında eşittir”. Rober Koptaş, azınlık olmaktan rahatsız olduğunu söyledi, “biz”den biri olmak istediğini söyledi.

Ümit KARDAŞ:

Nasıl bir anayasa yapacağımız, süreçle ilgili bir mesele. Anayasanın inşa süreci çok önemli. Güney Afrika’da 2 milyona yakın talep alındı. Radyolar, gazeteler bunu gündem yaptı. Tekil olarak toplumun yüzde 70’ine ulaşıldı.

Bence anayasada vatandaşlık tanımına gerek yok. İlla yapılmak isteniyorsa Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında yaşayanlar denilebilir.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ YERİNE ANADOLU CUMHURİYETİ

Ahmet Faruk Ünsal (Mazlumder Genel Başkanı:

Türkiye tarihi bir süreç yaşıyor. Bu ülkede yaşayan herkes Müslüman olsun Hristiyan olsun, Türk olsun Kürt olsun hatta Allahsız olsun bu ülkenin tapusuna ortaktır.

Kurtuluş Savaşı’nı veren Meclisin adı Büyük Millet Meclisi idi. Türkiye Büyük Millet Meclisi değildi. Kurtuluş Savaşı’nı Türkçeyi bilmeyen insanlar da verdi.
Türkiye Cumhuriyeti deme yerine Anadolu Cumhuriyeti denmeli. Ama resmi dil Türkçe olmalı

Turgut TARHANLI (Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı)

İpek ÇALIŞLAR:

Bu toplantı kafadan arızalı bir durum. Bakıyorum bu toplantıda kaç tane kadın var. Bu dengesizliği giderecek bir yol bulunmalı. Abant Platformu Başkanı Levent Köker bunu bulmalı.

Hüseyin ERGÜN: (SODEP Genel Başkanı)

Anayasanın bazan bir anlam taşımadığını görmekteyiz. 367 tartışmasında bunu gördük. Anayasada yazılmış olmasının da bir teminat olmadığını gördük. Yurttaşlık maddesini yazmadan geçiştiremeyiz.

Ayhan AKTAR:

“Türk soyundan” olmak şartı arandı. Türk milliyetçilği Balkan Harbinde ortaya çıktı. Moiz Tekinalp gibi Selanik bir Yahudisi, Ziya Gökalp ile birlikte çalışabiliyordu.

Bu yüzden 1926’da memur olma şartını “Türk” olmak şartına bağladı. Türkiye’de azınlık oranı yüzde 20’den yüzde 1.5’e inince değiştirildi ve Türkiye vatandaşlığı şartı getirildi.

Amerikan vatandaşlığı için yemin etmek isteyen Abraham Lincoln’ün ilkeleri üzerine yemin etmez. New York’ta ehliyet almak isteyene 30 dilde sınava girme fırsatı tanınır. “Zalim hükümdar” dedikleri Abdülhamit’in döneminde hariciyemizde gayri müslümler vardı.

Fevzi BİLGİN: (Yurt dışından katılıyor. Rething İnstitute Direktörü)

Bizim de yurt dışında anayasa taslağı çalışmamız oldu. Türk vatandaşı dendiğinde bir Amerikan vatandaşı, bir İngiliz vatandaşı gibi değil, hakim bir etnik kimlik akla geliyor.

Ülkenin adını değiştiren bir metnin referandumdan geçeceği kanaatinde değilim.

Reha ÇAMUROĞLU

Anayasa tartışmalarımızın alt motifleri var. Askeri vesayet, Kürt sorunu gibi. Yeni anayasanın Kürt sorununu çözebileceği kanaatinde değilim. Çünkü İran’ı, Irak’ı başka ülkeleri de içine alan bir sorun.

Hukuka taşıyamayacağı yükler bindiriyoruz. En iyi örneğini Saddam’ın ülkenin kuzeyindeki Kürt bölgesine tanıdığı haklar böyle. Bir kalemde silinip alındı.

Şükrü KÜÇÜKŞAHİN

Kimlik tanımı üzerinde uzlaşmaya varılırsa önemli bir mesafe alınacak. Bu toplum homojen değil. Bizim siyaset dilimizde kimlik üzerinden rakibini yere yatırma tavrını bir kenara bırakmalıyız.

Ersin ERKAN: (öğretim üyesi)

Gördüğüm kadarıyla liberal bir anayasa yapılmaya çalışılıyor. Ulus devletin başında şunu görüyoruz. 20. yy. başında etnik, İkinci Dünya Savaşı sonrasında da liberal tavırlar gündeme geldi.
Ünal TANIK/ROTA H.

http://www.medyarazzi.com/haber/20120309/480372/0/ermeni-vatandasimizdan-anayasa-cagrisi.html

Yorumlar kapatıldı.