İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Katillerin Kardeşleri

Özgür Mumcu / Radikal

Siyasetçinin sürekli surette demeç vereni, mesajını kamuoyundan esirgemeyeni makbuldür. Tezvirat yapan matbuatın kafasını karıştırabileceği aziz milletimizin sağduyusuna seslenen bu açıklamalar, demokrasimizin su gibi ekmek gibi muhtaç olduğu kıymetlerdir.

Yurtdışındaki Türkiye algısında milli irade düşmanlarının kasıtlı fitne çabalarının yaratabileceği hasarların siyasetçilerimiz eliyle düzeltilmesi de demeçlere bağlıdır.

Mesela Sayın Erdoğan, Hocalı mitingindeki ırkçı pankart ve sloganlara tepki gösterenleri ne güzel haşladı iki gün önce. önce böyle söylemlerin ‘münferit’ olduğunu tekrar etti. Siyasette sorumluluk sahibi mevkiye gelen her şahsa mebzul miktarda dağıtılan ‘münferit’ kartının her kullanımı dikkatle izlenmelidir.

Başbakanımız o pankartlara takılan kişileri Hocalı katliamında öldürülenleri umursamamakla suçladı:

‘Hocalı katliamında oradaki yüzlerce soydaşımızın, kardeşimizin katledilmesine acaba bu pankartlardan hareketle yola çıkanlar niçin onlara sahip çıkmıyorlar? Bir de bunu izah etsinler. Onlar katledilmedi mi, katledildi.’

Bir hitabet sanatı

Zannederim öfkenin bir hitabet sanatı olarak kullanılmasına dair derin inancından dolayı Başbakan konuşmasının devamını şöyle getirmiş:

‘Onlar da Ermeniler tarafından katledildi. Bunlara karşı niye bir duruş sergilemiyorsunuz? Orada onlar sizin kardeşiniz oluyor, Ee bizim de Hocalı’dakiler kardeşimiz. Aramızdaki fark bu.’

Anladınız mı aradaki farkı? Hocalı’daki katliamı yapan aşırı milliyetçi katillerle, Hocalı mitingindeki pankartları eleştirenler kardeşmiş.

İyi oldu bu açıklama. Hocalı mitingindeki pankartları eleştirenlerden biri olarak Başbakanlık emriyle Hocalı’da katliam yapanlarla kardeş ilan edilmiş olduğumu öğrendim. Ne güzel. Başbakanımız teveccüh sergileyip bu açıklamayı yapmasa bu hakikati bilemeden yaşayıp gidecektim.

önceki gün TBMM’de Sivas katliamının yedi firari sanığı zamanaşımı nedeniyle yargılanmaktan kurtulmasın diye bir teklif verildi. AKP oylarıyla bu teklif reddedildi.

Faili meçhul cinayetler araştırılsın diye verilen onun üzerinde teklif de AKP oylarıyla reddedilmişti.

O vakit kimse bu teklifleri reddedenlere, bu cinayetlerin meçhul kalmasına, bu katliamların sanıklarının yargılanmamasına, ‘Bunlara karşı niye bir duruş sergilemiyorsunuz? Orada onlar sizin kardeşiniz oluyor’ demedi.

Demedi çünkü birilerini katillerle, katliamcılarla kardeş olarak resmetmek zor iştir, vebali ağırdır. çünkü mesela ne der Mecelle: ‘Tevehhüme i’tibâr yoktur.’ Yani vehme dayanarak hüküm kurulmaz.

Katliamcılarla kardeş

Başbakanımız Hocalı mitingindeki pankartları eleştirenleri Hocalı katliamını görmezden gelmek ve katliamcılarla kardeş olmakla itham ediyor. Başbakan milli hisleri galeyana gelmiş bir kitleye kimilerimizi katliamcıların kardeşi diye hedef gösteriyor.

Bu iddiasını ispatla mükelleftir. Bu yazıyı söylediklerini ciddiye aldığım için yazıyorum. çünkü yine Mecelle der ki ‘Kelamın i’mali ihmalinden evladır.’ Ya Başbakan iddiasını ispat eder ya da kelamının ihmal edilebilir olduğunu, bundan böyle çok da ciddiye alınmaması gerektiğini kabul etmiş olur.

İşte bu mevzuda da aradaki fark budur.

Başbakan Kürt meselesinde ‘şehitlerimizin kanını istismar edenler meselenin çözülmesini istemiyor’ dedi. Hocalı’da katledilenlerin kanının istismar edilememesi gerektiğini söylesem, herhalde bana katılır diye düşünüyorum.

Sizce katılır mı?

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1081068&Yazar=OZGUR-MUMCU&CategoryID=98

Yorumlar kapatıldı.