İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

‘Piç’ yaftası, hiçliğin sefaletini gösterir

Yalçın Çakmak – Radikal


“Militan Türk tarihçiliğinin Ermeni katliamı karşısındaki yok sayma ve reflekse dayalı tutumun, geçmişte uygulanan vahşetin, bugün dilin aşağılayıcı kelime hazinesinden devşirilen ‘piç’likle meşrulaştırılıyor olmasında da büyük emeği geçmiştir” (Kürtlerde Ermeni olmak-Radikal, 25/01/2012). Bu sözleri söyleyeli henüz bir ay olmuşken, ‘damarlarındaki kanı Ermeni düşmanlığıyla zehirleyen’ bir nefretin, Hocalı kurbanları için yapılan mitingin bahanesiyle sokaklarda ses bulmasına yeniden şahit olduk.
Bu kinin dışavurumu olan en önemli ifadelerin başında, devletin dahi cinayetinin altından kalkamadığı Hrant Dink nezdinde, Ermenileri ve onların yaşadıklarına ortak olan herkesi aşağılayan sloganlara sıklıkla yer verilmesi gelmekteydi. Dink’in katilleri lehine söylenilenlerin yanı sıra, bu cinayet karşısında tamamen mazlumdan yana tavır sergileyenlerin söylediklerinden devşirilerek onları hedef alan, ‘Ermeni yalanına son’, ‘Hepimiz Türküz, hepimiz’, ‘Hepiniz Ermenisiniz, hepiniz piçsiniz’ pankartları, kardeşlik mavralarıyla bizleri alttan alta ısıtılan bir kabın içindeki kurbağa ölümüne hazırlayan devletlülerimizin kulağına da küpe olmalı. Üstelik bu pankartların önünde konuşan İçişleri Bakanı(mız) İdris Naim Şahin’in, “Bu kan o günden bugüne kadar yerde kalmadı ve kalmayacak” (Taraf, 27/02/2012) yönlü hamaset destanı, beyaz bereli bir nümayiş grubunun Agos’a yürümesinde ‘uygun adım marş’ parolası işlevi görmüşken! Bu yüzden de ülkemizin iç huzurunun sağlanmasından sorumlu bakanımızı, önüne serpiştirilmiş bu nefret yüklü pankartların önünde, duygu ve düşüncelerini sarih biçimde ifade ettiği için tebrik ediyor, makamına oturması için Ankara’ya davet ediyoruz!

Yine mi hepimiz Türküz? 
Mitingdeki pankartlardan birinde yazılı olan ‘Hepimiz Türküz, hepimiz’ yönündeki sözlerin, Türkler gibi bu toprakların asli unsurları arasında yer alan Ermeni ve Kürtlere reva görülen misafirlik uygulamasının, ‘Türkiye Türklerindir’ söylemiyle şekillenmiş ‘Ya sev ya terk et’ fantezisinin heyulası olmak dışında bir anlamının olmadığı da görüldü. Türkler adına hareket edenlerin tarihte maruz kaldıkları mağduriyetlerini, kendi yaptıkları zulümlerin önünü kapatmak için her defasında dillendirmeleri, artık bir çözüm değil, işi yokuşa sürmektir. Bu yüzden de 26 Şubat 1992’de Hocalı’da yaşanan katliama uğrayanların hakkını savunma temsiliyetini kendinde görenlerin, 20. yüzyıl başlarında katledilen Ermenilerin her ne şekilde olursa olsun mağduriyetlerini görmezden gelerek ‘Ermeni yalanına son’ diye bağırmaları, yüzleşilmesi gerekilen bir gerçeğin (Hocalı katliamı) üstünü, toprağın karanlığıyla örtme girişiminden başka bir şey değildir. Benzer şey, Ermeniler için de geçerlidir. Burada unutulan bir şey daha var ki o da bugün art niyetli olmayan her Ermeni, Türk ve Kürdün, Hocalı’daki katliamı meşru ve doğru görmemesiyle birlikte, bunu yapanları da lanetle kınadığıdır.
Dile getirilen mitingdeki bütün atılı ve yazılı sloganların içeriğini tartışmak, en azından bu yazının kapsamını aşacak boyutlardadır. Hemen hemen hepsinde yer alan şiddeti ve faşizan öğeleri barındıran unsurlar, eminim ki her şeyi not etme kabiliyetine mazhar olan polisimizin arşivlerindeki yerini de almıştır. Bunlar içerisinde özellikle dikkati çeken bir tanesi, yakın bir tarihte katledilen Hrant’ın cenazesine katılan bizlere dair, toplumun bazı kesimlerinin nasıl bir bakış açısına sahip olduğunu ziyadesiyle özetledi: ‘Hepiniz Ermenisiniz, hepiniz piçsiniz’. Piç olarak anılsa da kendine insan sıfatını yakıştıran birinin (yani bizlerin), Fransız Senatosu’nda alınan karar karşısında, ‘kardeşliğimizi gölgelemek için içişlerimize karışıyorlar’ feveranlarını koparıp, sonra da matbu halde çoğaltılmış bu pankartı taşıyanlar karşısında nutkunun tutulmaması abes olurdu. Demek ki bu ülkede kendilerinden olmayan ve onlar gibi düşünmeyenleri, ‘piç’ gibi aşağılayıcı anlam yükledikleri bir kelimeyle niteleyenler hâlâ revaçta. Garabet bu ya, daha düne kadar bu ‘piç’lerin kafasına vura vura, bin dereden getirdikleri ‘bilimsel yalanlarla’ zorla Türkleştirip içine almaya çalışanlar da bu zihniyetin ta kendisiydi. Ne yazık ki Müslümanlığı da lekeleyecek biçimde, Ermenileri dillerine her getirdiklerinde aşağılayarak, küfürleriyle bir atasözü külliyatı oluşturanlar da bu zihniyetin türevleridir. İnsanlığın ilk gecesinden kardeş olduğuna inanan ve sırf bu yüzden birçok zalimliğe karşı, zulme maruz kalanların rengini giyenlere düşmanlık yapanların, er ya da geç bu insanlara yaptıklarından ötürü takdir-i ilahinin gazabına uğrayacakları unutulmamalı. Ermenileri ‘piç’ olmakla eşdeğer görenlerin, bilinçaltlarında nasıl bir derinliğin yattığı bilinmez ama o resimleri görüp atılan sloganları okuyan biri olarak, aklıma hemen hocam Tayfun Atay’ın yıllar önce kaleme aldığı bir köşe yazısındaki şu cümleleri geliverdi: “Piçlik hiçlikten evladır; ancak bir hiç olanlar piçlerle uğraşırlar”. Şüphesiz bundan düşünenler için ibretler vardır (Kuran-ı Kerim). Ama sadece düşünenler için!

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1080368&CategoryID=77

Yorumlar kapatıldı.