İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Diaspora, Ermenistan’dan neden uzaklaşıyor?

Lusıne Istepanyan*   
Bağımsızlıktan sonra Diaspora Ermenileri tarafından Ermenistan’a yapılan yatırımlar bugüne kadar hep tartışıldı. Özellikle son dönemde bu konu toplumsal bir boyut da kazandı. Nedeni ise Diaspora Ermenileri tarafından yapılan yatırımların başarısızlıklarının tek tek su yüzüne çıkması. Daha doğrusu Ermenistan tarafından başarısızlığa ve hüsrana uğratılması.

2011’in son aylarında Ermenistanlı bir grup hukukçu, Diaspora Ermeni Yatırımcılarının Haklarını Koruma Vakfı’nı kurdu. Ermenistan’da Diasporalı Ermeni yatırımcıların son yıllarda karşı karşıya kaldıkları zorluklarla ilgili onlarca örnek var. Birçok Diasporalı yatırımcı milyonlarca dolar zarar edip yurtdışına geri dönmek zorunda kaldı. Bu örneklerin her birinin kendine özgü sorunları ve açıklamaları mevcut elbette ancak kesin bir sonuç var ki o da Diaspora Ermenilerinin Ermenistan’da yatırım yapmaları konusunda ciddi sorunlarla karşılaşmaları artık ülkeye yatırım yapılmamasına sebep oluyor.

Bu sorunlar Diaspora’nın ekonomik potansiyelinin bütünüyle kullanılmasını da engellemekte. Böyle bir tehlikeye uluslararası finans kuruluşları da birçok kez dikkat çektiler. Uluslararası Para Fonu Yerevan Büro Şefi Guillermo Tolosa bu konu hakkındaki fikirlerini geçen yıl sonunda bir toplantıda şöyle dile getirmişti: “Ermenistan, Diaspora’nın imkânlarından faydalanamıyor. Bu imkânlar ülkeyi dış pazarlarla iletişime sokan bir zincir olabilir. Gerçekte, Diaspora Ermeni işadamları birkaç sembolik hayır işi dışında Ermenistan’da farklı projeler yapmak istemiyor. Onlara göre bugün Ermenistan kendileri için güvenilir bir iş ortağı değil.” Maalesef, bu düşünceler gerçek tablodan o kadar da uzak değil.
Diaspora Ermenileri tarafından Ermenistan’a yapılan yatırımları romantik ve pragmatik olarak iki evreye ayırmak mümkün. İlk etap 1990’ların başında Ermenistan’ın bağımsızlık sürecine paralel gelişti. Bu dönemde Diaspora Ermenileri, Ermenistan’la ilgili her konuda, finansal konular dâhil, vatanperver duygularla hareket ediyorlardı. Öyle bir dönemdi ki, ülke henüz 1988 depreminden kendine gelememişti ve savaş devam ediyordu. Bu evrede Diaspora Ermenilerinin afet bölgesinin yeniden yapılandırılmasına ve savaş sonuçlarının ortadan kaldırılmasına yaptıkları katkı yadsınmaz. 1992’de “Hayastan Fonu”nun kurulmasıyla, Diaspora Ermenilerinin kişisel olarak Ermenistan’a yardımı daha organize bir hal aldı. Bu fonun sağladığı imkânlarla, son 20 yıl içinde Ermenistan ve Dağlık Karabağ’da yol yapımı, sulama sistemleri, okul inşası ve kamusal diğer konularda yaklaşık 240 milyon dolarlık çalışma yapıldı.
1994’te Ermenistan-Azerbaycan arasında ateşkesin imzalanmasından sonra ülkede sıcak savaş sona erdi. Bu tarihten sonra ekonomik temel altyapı şekillenmeye başladı. Diaspora’nın Ermenistan’a bakışı da belli anlamda değişti. Anavatanlarına vatansever duygularla yardımcı olurken, bir yandan da birçok Diasporalı Ermeni, Ermenistan’ı bir yatırım alanı olarak görmeye başladı. Konu yardım ve bağış olduğunda vatansever dürtülerle hareket eden Diaspora Ermenileri, ekonomik yatırımlar yaparken haklı olarak ekonomik çıkar kaygısıyla, pragmatik hesaplarla hareket etmeye başladılar.
Paranın vatanı olmaz
Aksiyomatik bu gerçek Diaspora Ermenileri tarafından Ermenistan’a yapılan yatırımlar için de geçerli. Ekonomik önceliklerle yapılan yatırımları genellediğimizde onların 1990’ların sonuna ve 2000’lerin başına denk geldiğini görürüz. Birçok Diasporalı Ermeni inşaat, hizmet, turizm ve diğer sektörlerde yatırımlar yaptılar. Resmî istatistik verileri yabancı yatırımlar dâhilinde Diaspora Ermenilerinin yaptıkları yatırımların ekonomik boyutunu maalesef belirtmiyor. Fakat bu konuda yapılmış araştırmalar ve uzman yorumlarına göre, yabancı yatırımlar yapmış kuruluşlar dâhilinde, Diaspora Ermenilerinin hatırı sayılır sayısal varlığına karşın (yüzde 60-70 oranında), Ermenistanlıların kendi ülkelerine yapmış olduğu doğrudan yatırımlar yüzde 25-30 oranında kalmakta. Son dönemdeki olumsuz gidişi de hesaba katarsak, bu sayının ilerde daha da düşmesi muhtemel.
Diaspora Ermenilerinin karşılaştıkları zorlukları birkaç gruba ayırmak mümkün; siyasi, kültürel veya değer yargılarındaki farklılıklar. Yatırımlara yönelik siyasal zorlukların tezahürü özellikle “büyük işlerde” devletin “onayı” veya “kollaması” şeklinde oluyor. Yani, Diasporalı Ermeni bir işadamı yatırım yapmadan önce ülkedeki devlet kademesinden birini veya onun bir yakınını “iş ortağı” olarak almak zorunda kalıyor. Sebebi ise devletin “iznini” almak, bir yandan da bürokratik ve benzeri zorluklardan kaçınmak. Bu da Diaspora Ermenilerini dolandırmak için bir sebep oluyor. Bütün hallerde aynı şema işliyor; Diasporalı Ermeni yatırımcı bir devlet görevlisi veya yakını ile işe başlıyor (genelde bu görevli veya yakını ortaklıkta maddi bir pay sahibi değil), bir süre sonra bu görevli adli makamlarla, polisle ve diğer katmanlardaki ilişkilerini kullanarak Diasporalı Ermeni ortağını işin dışına itiyor. Yerevan’da inşa edilen apartmanlar konusunda benzer örnekler çoğalmakta. En taze örnek Amerikalı Ermeni Edmont Khudoyan.
Ermenistanlı ortaklarına güvenmenin sonucunda yaklaşık 7 milyon dolar kaybetmiş. Hükümet benzer durumlarda sessizliğini koruyor, çünkü şu ya da bu görevlinin bir yakını söz konusu. Engellerin ikinci grubu, kültürel veya değer yargılarındaki farklılıklardan oluşuyor. Sebebi ise Diaspora Ermenileri ve Ermenistanlılar arasındaki fikrî farklılıklar. Ermenistan’da yatırım yapan Diaspora Ermenilerinin çoğu kendi ülkelerinin (ABD, Avrupa, Ortadoğu ülkeleri vs.) vatandaşı ve oradaki toplumun kurallarına göre çalışıyorlar. Bu zıtlık özellikle Batı ülkelerinde yaşayan yatırımcılar söz konusu olduğunda daha sivri. Her şeyi kuralına göre yapma tecrübesi Ermenistan’daki kural tanımaz gerçekle karşılaşıyor. Çoğu kez Diaspora Ermenileri, Ermenistan ekonomisindeki oyunun kurallarını anlamakta güçlük çekiyorlar. Bu oyunun kuralları ekonomik yasalarla değil, iç anlaşmalarla, ilişkilerle şekilleniyor. Diasporalı bir işadamı Ermenistan’ın şekil bakımından liberal ekonomik yasasını inceledikten sonra yatırım yapma kararı veriyor, fakat daha sonra bir bürokratın keyfi uygulamalarıyla karşılaşıyor. Konu hakkında konuşanlar Diaspora Ermenileri; değerlendirmelerinde ölçülü olmalarına rağmen gerçek tabloyu ortaya koyuyorlar.
“En önemli sorun vergi ve gümrük alanlarındaki eksiklikler. Gümrük uluslararası gümrük kanunlarıyla uyuşmuyor. Bu alandaki kanunlar uyumlu bile olsa, uygulamada sıkıntılar yaşanıyor. Vergi ve gümrük çok önemli ve Ermenistan hükümeti bu alanlarla özel olarak ilgilenmeli.” Bu sözler Kanada-Ermeni İş Konseyi Başkanı, Diasporalı işadamı Vahram Pirçanyan’a ait. Sorunun sadece yüksek vergiler olmadığına gayet emin, vergi dairelerindeki memurların davranışlarını da önemli buluyor. Ermenistan’la yaklaşık 15 yıldır iş yapan Vahram Pirçanyan, bu yıllarda farklı zorluklar ve engellerle karşılaşmış. Özellikle memnun olmadığı alan gümrüğün işleyişi. “Gözlerimi kapayıp Ermenistan’a yatırım yapamam. Burası Ermenistan olduğu için sadece gelip Ermeniler olarak buraya yatırım yaparsak yanlış olur. Dengeli bir şekilde, kendimiz olarak ilerlemeliyiz. İş konusunda güven yok.” diyor.
Bir başka işadamı Joe Halgezyan’a göre Erme-nistan’da kanunlar herkes için eşit olarak işlemiyor: “Önemli olan, kanunların herkes için eşit olması. Diaspora’dan gelip, yatırım yaptıktan sonra Diaspora’dan geldiğim için özel olarak korunduğumu bilmek istemem. Herkesi kanunun koruması lazım. Herkes kanunun güvenliği altında olsa Ermenistan halkı o kadar çok iş yapar ki Diaspora, Ermenistan’dan davet beklemeksizin gelip burada yatırımlar yapar.” Halgezyan’ı endişelendiren bir başka konu ise Ermenistan ekonomisindeki tekelcilik: “Tekelcilik kalkmadığı sürece, Ermenistan halkı dışarı kaçmaya devam eder. Bugün Ermenistan’dan çıkışlar gelişlere göre daha fazla. Tekel olmazsa, herkes özgürce çalışırsa Ermenistan’ın 6 milyon eli olur. Ama bugün 6 milyon eli yok, sadece birkaç tekelcisi var.”
Diasporalı yatırımcıların karşısına çıkan zorluklar Ermenistan’da ekonomik alandaki sorunlarla aynı; eşit rekabet eksikliği, kollama, oyunun kurallarının kanunlardan üstün olması. Fakat söz konusu Diaspora Ermenileri olunca durum daha da endişe verici. Her bir başarısız yatırım, Diasporalı yatırımcıların Ermenistan’a karşı ekonomik ilgisinin kaybına sebep olabilir. Ve bu durum Ermenistan için ciddi bir potansiyelin kaybı anlamına gelir. Ermenistan’da herkes ve özellikle devlet yetkilileri, aynı zamanda büyük bir ekonomik potansiyeli de olan 7 milyonluk Diaspora’nın milli bir zenginlik olduğunu gururla söylüyorlar. Diasporalı yatırımcılara karşı keyfi uygulamaları bugün engellemeyerek ileride bu potansiyeli kullanma imkânını kaybediyoruz.
Diaspora Ermenileri
Diaspora, ‘anavatanından sürülmüş’ anlamına gelen bir kelimedir. Modern anlamda Diaspora Ermenileri tabiri ilk kez 1915’teki tehcirden sonra kullanılsa da, İstanbul’un Osmanlı tarafından fethinden sonra buraya yerleştirilen ve ilerleyen dönemde de Avrupa’nın içlerinde cemaatler kuran Ermeniler için de ‘Diaspora’ denilebilir. Özellikle 19. yüzyıl boyunca Osmanlı’da, Rusya’da ve İran’da yaşayan Ermeni topluluklar, ticaret, eğitim ya da dinî (mezhepsel) sebeplerle Avrupa ve Amerika’ya göç etti. 1915’te Ortadoğu coğrafyasına dağıtılan ve bugün bir kısmı Arap ülkelerinde yaşayan Ermeniler de Diaspora olarak biliniyor.
*Ermenistan’da yayımlanan “168 Saat Gazetesi” yazarı

Yorumlar kapatıldı.