İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Patrik Türk (!) M. Metiner değil

Akın Aydın
“Türk” tanımını Patrik yaptı. “Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes, din, mezhep, dil ve etnik köken gözetilmeksizin Türk’tür. Türklük bütün Türk vatandaşlarının beraberce varlığının ve dayanışmasının ifadesidir.” “Hepimiz Türk’üz” dedi. Sade o mu? Türk Musevi Cemaati Başkanı Sami Herman da şöyle diyor: “Her şeyden önce Türk’üz. Türk olarak tanımlanmak isteriz. Kimliğimiz Türk vatandaşıdır ve Türk’üz.” Hani bir söz var ya; Bayram değil seyran değil… AKP’li Mehmet Metiner: “Ne demek herkes Türk! Azınlık psikolojisiyle konuşmuş. “Herkes Türk’tür…” Herkes niye Türk olsun? Biz bu ülkenin Bartholomeos’u değiliz ki. Bu ülkenin asıl sahipleriyiz!” (Yani Bartholomeos kadar olamadığını mı ifade ediyor?) Sonuç; Neden Patrik böyle bir çıkış yaptı; MİT, yargı, savcı, polis, tayin, Erdoğan, iktidar, cemaat. Kısaca birileri “Dinler arası Diyalog” sürecini riske etmek istemediği için gaz verme gayretinde. Halkçası bu, olayın…

*******
AKP’nin 3. saltanat, pardon iktidar sürecinde ilk ve en önemli hedef olarak açıkladığı “Yeni Anayasa” ve bu anayasadan çıkarılmak istenen “Türk” kavramı tartışması tekrar alevlendi. Hemde bir Rum papazı tarafından alevlendirildi.
Türk ne demek? Anayasa’nın 66. maddesine göre, “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.” Çok açık ve sade bir tanımlama. Kanunen böyle. Ama kavram olarak kısaca Müslüman eşittir Türk. Dinler arası diyalog ve AKP iktidarına kadar bu böyleydi. Ya şimdi? Maalesef onunda suyu sıkılıyor.
Türklük konusunda bugüne gelmeden az geçmişi hatırlayalım;
ABDULLAH GÜL: “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözünü her yere yazıp ilkelleştik.”
TAYYİP ERDOĞAN: “Değişmez maddeler geçiş sürecinde olur. Artık ihtiyaç kalmadı.”
BÜLENT ARINÇ: “Şartlar yeni oluştu… Cumhuriyet dışında her şey değişebilir.”
BURHAN KUZU: “Değişmez maddelerin yorumu rahatsız edici. Neden değişemesin?”
AYŞENUR BAHÇEKAPILI: “Anayasadaki Türklük tanımını kaldıracağız demokratikleşeceğiz.”
Bunlar iktidarın sesi. CHP’nin de farklı bir yanı yok. Binnaz Toprak. Vekil adayıydı ve “Türk” kelimesine karşı olduğunu açıklamıştı. MHP ise ağzından düşürmediği “Türk” kavramını, nasıl tanımlayacağını bilmediği, bu kavramın ağırlığını kaldıramadığı için tuttu bir papazın söylemlerine destek verdi, sahiplendi…
Başka kimler rahatsız “Türk” kavramından? AİHM, TÜSİAD, PKK’nın maaşlı sözcüleri, KCK, Andımızdan rahatsız olanlar, gençliğe hitabeden sıkılanlar vs.
Rum Patriği, yeni anayasa çalışmaları kapsamında Meclise geliyor. 18 maddelik bir istek bildirgesi veriyor. Artı 2. Sınıf vatandaş olmak istemediklerini belirtiyor. Azınlıklara çok haksızlık ettiğimizi vurguluyor ama yavaş yavaşta düzelmeler olduğunu ifade ediyor. Artı umutla ayrılıyor Meclis’ten, bizim Meclis’ten.
NOT; Patrik Meclis’e anayasa komisyonunu daveti üzere gitmiş. Bizde hemen soruyu soralım; AKP’yi geçtim, Ey CHP ve bu aralar dizi filmlerle başı dertte olan Nur Serter Hanım! Yeni bir anayasa yapmaya çalışılıyor ve bir din adamı Meclis’e çağrılıp, görüş ve istekleri alınıyor. Laiklik elden gitmiyor mu? Yoksa sizin laikliğiniz sadece Müslüman olanlara mı?
Şimdi Patriğe gelelim. Daha üç beş gün öncesine kadar ekmeğini yediğin, suyunu içtiğin bu toprakları kötülüyor ve “Türkiye’de kendimi çarmıha gerilmiş gibi hissediyorum” diyordun. Camileri halkın yaptığı bir ülkede kiliselerinizi hükümet yapıyor artı bunca yıldır İstanbul’dayım daha fakir bir gayri Müslime rastlamadım. Manukyan bile senin dindaşın değil miydi? Ama Patrik Efendi 2. sınıf vatandaşlıktan sıkılmış. Bu nasıl 2. sınıflık. Ha, kendi kendine ekümeniklik, devletçilik, devlet başkancılık oynadığını unuttuğumuzu sanma! Tabi F. Gülen’le samimi pozları, yaptıkları ortak açıklamalar, konferanslardaki hem fikir oluşları da aklımızda.
İşte bu aralar ne olduysa yukarıda kısaca profilini çizdiğim patrik bir anda “Türk” hayranı kesildi. Tuttu Cumhurbaşkanın, iktidarın, muhalefetin vs. yapmadığı, yapmak istemediği “Türk” tanımını Patrik yaptı.    
“Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes, din, mezhep, dil ve etnik köken gözetilmeksizin Türk’tür. Türklük bütün Türk vatandaşlarının beraberce varlığının ve dayanışmasının ifadesidir.” “Hepimiz Türk’üz” dedi. Sade o mu? Türk Musevi Cemaati Başkanı Sami Herman da şöyle diyor: “Her şeyden önce Türk’üz. Türk olarak tanımlanmak isteriz. Kimliğimiz Türk vatandaşıdır ve Türk’üz.”  
Hani bir söz var ya; Bayram değil seyran değil… (Sebebini sonda söyleyeceğim)
Tabi bu sözlerden rahatsız olanlar olduğu gibi sözüm ona gurur duyanlarda oldu! Komisyonun MHP’li üyesi Oktay Öztürk çok duygulanmış. BDP’li Altan Tan rahatsız olmuş. Hatta Altan Tan, “Benim dedem beraber mücadele etti ama sizin dediğiniz gibi birlikte yaşamayı kabul etmedi. Türklüğü kabul etmedi. Siz böyle yorum yapıyorsunuz ama kabul etmiyorum” diye konuşmuş. (Bizim Meclis’te söylüyor bunları)
MHP’nin Patrik alkışlarına dönersek;
Oktay Öztürk (MHP): “İnşallah diliyle ikrar ettiğini, yüreği de tasdik ediyordur. Çünkü hepimizin üzerinde durduğu tek doğru vardı, Bartholomeos’da onu yakaladı ve ifade etti…”
İsmet Büyükataman (MHP): “…Böyle bir beyanatta bulunmuş olması da altı çizilmesi gereken bir konu olarak dikkate alınmalı. Tebrik ederim, örnek olmasını dilerim.”
Özcan Yeniçeri (MHP):  Bunu fark etmesi sevindirici… Bunlardan efkarlanan, bunu tartışmaya açan, bunun üzerinde spekülasyon yapan insanlar iyi niyetli insanlar değil, Türkiye’nin iyiliğini isteyen insanlar hiç değil. Bartholomeos’un bu konuya gerçekçi,  tutarlı bir şekilde yaklaşmış olması sorunu anladığı anlamına geliyor…”
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, “Bizler dinleyici konumundayız. Bartholomeos’un Türklük tanımlaması daha doğrusu vatandaşlık tanımlaması anlamlıydı…”
AKP’li Mehmet Metiner: “Ne demek herkes Türk! Azınlık psikolojisiyle konuşmuş. “Herkes Türk’tür…” Herkes niye Türk olsun? Biz bu ülkenin Bartholomeos’u değiliz ki. Bu ülkenin asıl sahipleriyiz!” (Yani Bartholomeos kadar olamadığını mı ifade ediyor?)
Sonuç; Neden Patrik böyle bir çıkış yaptı; MİT, yargı, savcı, polis, tayin, Erdoğan, iktidar, cemaat. Kısaca birileri “Dinler arası Diyalog” sürecini riske etmek istemediği için gaz verme gayretinde. Halkçası bu, olayın…

Yorumlar kapatıldı.