İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

AB Bakanımız Avrupa’ya gidemeyebilir

Can Ataklı – catakli@gazetevatan.com
İşte Egemen Bağış da, bu saçma sapan yasayı eleştirmek için Davos’ta kişisel bir eylem yaptı. Zürih Devlet Savcısı Christine Braunschweig Egemen Bağış’la ilgili soruşturma başlatmış.Uluslararası hukukun sağladığı diplomatik dokunulmazlık nedeniyle Bağış hakkında dava açılması çok zor olabilir.Ama diplomatik dokunulmazlığın da bir sınırı var. Bağış’ın bakanlığı bırakması ve parlamenterliğinin de sona ermesi halinde dava açılır mı onu bilmiyorum. Bu durumda Egemen Bağış’ın ifadesinin alınması gerekecektir. Yani Egemen Bağış, İsviçre AB üyesi olmasa da Shengen kapsamında olduğu için, AB üyesi herhangi bir ülkeye girdiği an İsviçre’de çıkarılmış “difüzyon” kararı nedeniyle gözaltına alınmak ve Zürih’e gönderilmek durumunda kalabilir.

 *******

Avrupa Birliği Bakanımız Egemen Bağış, Davos toplantılarına katıldığı sırada “Türkler Ermeni soykırımı yapmamışlardır. İşte burada söylüyorum. Gelsin tutuklasınlar” demişti.
Davos İsviçre’de. Biz Fransa’nın çıkardığı “soykırımını inkâr edenlere ceza” yasası üzerinde duruyoruz, oysa İsviçre bunu yıllar önce çıkarmıştı.
İşte Egemen Bağış da, bu saçma sapan yasayı eleştirmek için Davos’ta kişisel bir eylem yaptı.
Zürih Devlet Savcısı Christine Braunschweig Egemen Bağış’la ilgili soruşturma başlatmış.
Uluslararası hukukun sağladığı diplomatik dokunulmazlık nedeniyle Bağış hakkında dava açılması çok zor olabilir.
Ama diplomatik dokunulmazlığın da bir sınırı var. Bağış’ın bakanlığı bırakması ve parlamenterliğinin de sona ermesi halinde dava açılır mı onu bilmiyorum.
Bu durumda Egemen Bağış’ın ifadesinin alınması gerekecektir. Yani Egemen Bağış, İsviçre AB üyesi olmasa da Shengen kapsamında olduğu için, AB üyesi herhangi bir ülkeye girdiği an İsviçre’de çıkarılmış “difüzyon” kararı nedeniyle gözaltına alınmak ve Zürih’e gönderilmek durumunda kalabilir.
Tabii ki herhangi bir Avrupa Birliği ülkesinde, Türkiye’nin bir bakanını gözaltına almaya kalkmak olacak iş değildir ama, soruşturmanın bile çok ciddi diplomatik sorun yaratacağı da kesindir.
İşin özü şu ki, Batı demokrasisi ve hukuku çıkardığı bir yasayı asla deldirmemeye çalışır. Bu nedenle Türkiye ile bir diplomatik sorunu da göze alarak Bağış’a karşı bu tür bir eylem yapabilirler. Olay dünya kamuoyuna da yansıyacağı için lehte ve aleyhte sonuçları olabilir. Bu nedenle efelenmeye kalkmadan bunların gözden geçirilmesi ve durumun nasıl lehimize kullanılabileceğinin belirlenmesi gerekir.
Örneğin başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere, hükümetin diğer üyeleri, muhalefet liderleri Fransa ve İsviçre’de aynı “suçu(!)” işleyebilirler.
Dava açılmasını körükleyebilirler. Hatta kalkıp “sanık” olarak mahkemelere bile gidebilirler.
Ve “sanıklar” burada yapacakları savunma ile Türkiye’nin Ermeni meselesini en üst düzeyde ve bir mahkeme önünde dile getirme şansı bularak haklılığımızı dünya âleme gösterebilirler.
Bunu bir tür “hodri meydan” olarak düşünebilir ve bunun üzerinden politika geliştirebiliriz.
Tabii bu önerim hükümet kanadında ne kadar ilgi görür onu da bilemiyorum. Çünkü ilk tepkiler hiç de iç açıcı değil. Önce Bakan Bağış “Bir Türk bakanını tutuklayacak güç göremiyorum” dedi. Bu sözü İsviçre’nin umurunda bile olmaz, bizim kahve kültürüne alışkın kesimin hoşuna gider, okadar.
Örneğin Ömer Çelik “Bir Türk bakanına dava açmaya haddi yok İsviçre’nin” diyor. Buna haddi var mı yok mu tartışılır, siz dava açılırsa ne yapacağınızı söyleyin. İsviçreli hukukçular “haddimiz” açısından bakmazlar, bu tür söylemler “efelenmeye” çok prim veren Türk halkı için geçerlidir.
Bekir Bozdağ ise daha mantıklı konuştu. Soruşturmayı “saçma” buldu, fikir özgürlüğüne darbe olduğunu söyledi.
Öyle ya da böyle, Türkiye Ermeni soykırımı suçlamalarından kurtulmak için etkili bir yol bulmak zorunda. Bu dava aslında bir fırsat bile olabilir.

Yorumlar kapatıldı.