İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Sevag, Fransa, Müslümanlar

Er Sevag, Batman’da askerliğini yaparken öldürüldü. Öldürüldüğü tarih, şüpheleri artırmakta idi. 24 Nisan. Arkadaşları, öldüren lehine ifade verdi. “Şakalaşıyorlardı, silah ateş aldı, öyle vuruldu”. Tabii bu ifadeye kimse inanmadı.Elden ne gelir.Aile perişan, evlatlarının yitimi ile dünyaları karardı. Anne ve abla bir vicdan çağrısı yaptılar. Tanıklardan biri, ifadesini değiştirdi. “Sevag, arkadaşı tarafından kasten hedef alındı” Ortada kaza falan yoktu. Kasıtlı bir cinayet vardı. Meğer katilin yakınları, tanıklarla konuşup yalan ifade verdirmişler. Yalan, kasıt, cinayet, ırkçılık iç içe karışmış bir dava daha.

Tıpkı Fransa’nın yaptığı gibi.
Soykırım kanununa göre, soykırım yoktur diyenin hapis ve para ile cezalandırılacağı gibi; art niyet, yalan, kasıt dolu benzerlikler zinciri.
Dünyada olduğu gibi, bizde de kokuşmuş ırkçılığı hâlâ üzerimizden atamayışımız.
Elbet herkes kendi kültür kodu olan ırkını sever, sayar ama bunu hastalıklı bir şekilde Hrant Dink gibi, Er Sevag gibi başkalarının yok olması için kullanamaz.
Onlarda bu toprakların çocukları.
Münasebetsizin biri, “şimdi sen erovizyon yarışmasına gidecek Yahudi kökenli Bonomo’ya da karşısındır” dedi.
Çok utandım.
Ben Yahudi düşmanı değilim, bütün insanlar saygıyı, sevgiyi hak eder.
Ama elbet katil Yahudilerin Gazze’ de yaptıklarına karşı çıkan yazılar yazacaktım.
Daha geçen gün İshak Alaton’un “30 yaşında dinozorlar var” dediği açıklamayı, her kesimde var o dinozorlardan diye yazı yaptım.
Çünkü bu tecrübeli iş adamımız, ne mücadelelerle bugüne gelmişti.
Tespitleri bu yüzden çok değerli idi.
Bonomo da bu toprakların çocuğu, elbet bu güzel ülkeyi temsil etmeyi hak etmekte.
Müzik kalitesi kimin iyiyse o gitmeli, asla işe ırkçılık karışmamalı.
Hem ulusalcı bir şarkıcının gitmesindense, Bonomo daha çok tercihimdir.
Okuyucularım bilirler.
Müslümanların da yanlışlarını hiç saklamam.
Büyük bir çikolata, bisküvi, çiklet markası.
Sahipleri Müslüman.
Hanımlarının, anne ve kızlarının başları örtülü.
Uzun yıllardır bu ülkenin Müslümanları, onların markalarından başkasına ambargo uyguladılar.
Sadece o markayı evlerine sokup, büyük bir İslami cihad(!) yaptıklarını sandılar.
Marka semirdi, büyüdü, dünya klasmanlarında üst sıralara sıçradı.
Ama mazlumları sömüren bu marka, benim bildiğim yıllardır İslami gazetelere asla reklâm vermezler.
Aile büyüklerinin ölüm ilanlarını bile bizim cenahın gazetelerinden sakınırlar.
İslam aleyhtarı gazetelere çarşaf çarşaf ilanlar vererek ne kadar modern olduklarını gösterirler.
Müslümanlardan uzak durarak marifet yaptıklarını zannederler.
Onların yüzünden pek çok Müslüman gazete, maddi bakımdan çok zor günler geçirmekte.
Benim için şimdi bu markanın bir değeri olabilir mi?
Ya da bunlar İshak Alaton’ dan daha öncelikli olabilirler mi?
Bugünlerde Fransız mallarına boykot gündemde de.
Benim için, o Müslüman bisküvi ve çikolata markası da protestoyu hak etmekte.
Yıllardır mazlumlara mallarını sattılar ama onlardan ve düşüncelerinden, kompleksleri yüzünden uzak durdular…

http://www.milligazete.com.tr/makale/sevag-fransa-muslumanlar-228648.htm

Yorumlar kapatıldı.