İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yahudi Yazar Hedi Fried’den Türk Hükümetine çağrı: ”Soykırımı kabul edin, politik tutsakları serbest bırakın”

Hedi Fried kızkardeşi dışında tüm akrabaları Hitler’in gaz odalarında katledilen Macar asıllı Yahudi Yazar ve Psikolog.  Yaşamının bir kaç yılını Auchwitz toplama kampında geçiren Fried 88 yaşında olmasına rağmen hala konferanslara, panellere, televizyon programlarındaki tartışmalara katılarak yaşadıklarını, soykırımını anlatıyor. Irkçılık ve faşizm tehlikesine karşı kitleleri uyarıyor… Fried, Zarakolu’na yolladığı kitabı imzalarken şunları söyledi: ”İsveç soykırım konferansını düzenlendiğinde Türk devleti adına konferansa katılan bir yetkiliyle görüşme imkanım oldu. Soykırımı kabul edin dediğimde bunun asla mümkün olamayacağını söyledi. Kendisine katledilenlerin çocuklarının gerçekler kabul edilene ve özür dilenene kadar acılarıyla yaşamalarının güçlüklerini anlattım. Almanya Yahudilere soykırım uyguladığını kabul etti. Neden Türkiye kabul etmiyor? Almanya soykırımı kabul edince rahatladık. Benim annem, babam ve tüm akrabalarımı öldürdüler.  Ama Almanya olanları kabul edince rahatladım. Yaşamı sürdürmek çok daha kolay oldu. Türkiye soykırımı inkar etmekle bu sorunu daha da ağırlaştırıyor. Akrabaları soykırımda katledilen pek çok Ermeni arkadaşım var. Bana biz toprak, tazminat gibi şeyler istemiyoruz. Sadece gerçeklerin kabul edilmesini ve özür dilenmesini istiyoruz diyorlar. Türk hükümetine çağrım yapılanları kabul edip bu insanlardan özür dilemesidir.”


*****
Hedi Fried kızkardeşi dışında tüm akrabaları Hitler’in gaz odalarında katledilen Macar asıllı Yahudi Yazar ve Psikolog.  Yaşamının bir kaç yılını Auchwitz toplama kampında geçiren Fried 88 yaşında olmasına rağmen hala konferanslara, panellere, televizyon programlarındaki tartışmalara katılarak yaşadıklarını, soykırımını anlatıyor. Irkçılık ve faşizm tehlikesine karşı kitleleri uyarıyor. Gönüllü olarak işkence mağdurları ve şavaştan etkilenenleri tedavi etmeyi sürdüren Fried Dünya ve Türkiye’deki gelişmeleri de yakından izliyor.
Toplama kampında yaşadıklarını anlattığı ”Auschwitz Yolu” adlı kitabının İngilizce baskısını  imzalayarak Ragıp Zarakolu’na yollayan Fried Zarakolu başta olmak üzere Türkiye’de cezaevlerindeki tüm gazeteci yazar ve politik tutsakların serbest bırakılmalarını istedi.
Fried Zarakolu’na yolladığı kitabı imzalarken şunları söyledi:
”Ben toplama kampında kalmıştım. Ragıp ve diğer dostlarım hücrelerde tutuluyorlar. Biz bir arada kalıyorduk ve birbirimizi destekliyebiliyorduk. İnsanlar bir arada olduklarında umudunu yitirenlere yardımcı olabiliyorlar. Tek kalan insanlar kendilerini yalnız ve mutsuz hissederler. Önce ekmek sonra özgürlük diyenler var. Ben önce özgürlük daha sonra ekmek diyorum. Önemli olan insanların özgür olmasıdır. Ama insanlar zindanda da olsalar ruhen özgür olabilirler. Ben tutsak değilim, sadece benim bedenim tutsak. Ben evdeyim, gösterideyim diye düşünebilir ve hissedebilir. İktidar  ve gardiyanlar buna karşı hiç bir şey yapamazlar. Biz toplama kamplarında iken hep böyle düşündük.  Hep bunlardan söz ettik. Günlerce aç bırakıldığımızda birbirimize daha önce yediğimiz güzel yemekleri anlattık. Şiirden ve edebiyattan konuştuk. Bildiğimiz şiirleri ezbere okuduk. Daha önce okuduğumuz kitapları birbirimize aktardık. Çünkü kampta kitap, kağıt, gazete  ve kalem yasaktı. Dünya ile ilişkimiz tamamen kesilmişti. Dışarıda neler olduğunu bilemiyorduk. Ziyaret yasaktı. Zaten Bizi ziyaret edecek kimsemiz de yoktu.  Akrabalarımızı gaz odalarında katletmişlerdi. ”
Türk devletine Ermenilere yapılan soykırımını kabul etmesi, Kürt halkı üzerindeki baskı ve saldırılara son vermesi çağrısında da bulunan Fried sözlerini şöyle sürdürdü:
”İsveç soykırım konferansını düzenlendiğinde Türk devleti adına konferansa katılan bir yetkiliyle görüşme imkanım oldu. Soykırımı kabul edin dediğimde bunun asla mümkün olamayacağını söyledi. Kendisine katledilenlerin çocuklarının gerçekler kabul edilene ve özür dilenene kadar acılarıyla yaşamalarının güçlüklerini anlattım. Almanya Yahudilere soykırım uyguladığını kabul etti. Neden Türkiye kabul etmiyor? Almanya soykırımı kabul edince rahatladık. Benim annem, babam ve tüm akrabalarımı öldürdüler.  Ama Almanya olanları kabul edince rahatladım. Yaşamı sürdürmek çok daha kolay oldu. Türkiye soykırımı inkar etmekle bu sorunu daha da ağırlaştırıyor. Akrabaları soykırımda katledilen pek çok Ermeni arkadaşım var. Bana biz toprak, tazminat gibi şeyler istemiyoruz. Sadece gerçeklerin kabul edilmesini ve özür dilenmesini istiyoruz diyorlar. Türk hükümetine çağrım yapılanları kabul edip bu insanlardan özür dilemesidir. İkinci olarak da  Kürtlere, yazarlara, gazetecilere yönelik tutuklamalara son vermesidir. Kürt halkının dili ve kültürü üzerindeki baskıları kaldırmasıdır.
Ben Türkiye’ye gittim. Çok güzel iklimi, doğası ve çok candan bir halkı var. Yaşam kısa.  İnsanları tutuklamakla, cezaevine atmakla sorunu çözemezsiniz. İktidardakiler biraz empati göstersinler. Kendilerini cezaevlerindekilerin yerlerine koysunlar.”
Murat Kuseyri/Stockholm

Yorumlar kapatıldı.