İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

‘Devletçe’ öfkelendiğimiz meseleye ilişkin notlar

Kürşat Bumin
2004’te avukat Medeni Ayhan, bir konuşmasında Türkiye’de Ermenilere yönelik soykırım yapıldığını öne sürer. Bu sözler üzerine dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ suç duyurusunda bulunur. (TSK kendisini “milletin ayrılmaz bir parçası” olarak gördüğünden olacak bu iş Genelkurmay Başkanı’na düşer!) Açılan davadan karar çıkması -tabii ki- epeyce zaman alır. Davaya bakan Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi, “özgürlükçü bir yorum”da bulunur ve Ayhan’ın açıklamalarının ifade özgürlüğü kapsamında olduğuna hükmeder. Verilen kararı savcı temyiz eder. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın görüşü de 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nden çıkan karar yönündedir. Bu durumda dosya gelir Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin önüne. Hikayenin asıl bundan sonrası önemli… Çünkü avukat Medeni Ayhan, davanın “zaman aşımına” girme “tehlikesi” arzetmesi nedeniyle Yargıtay’a başvurarak “davanın ivedi olarak görüşülmesi”ni ister. Ayhan’ın amacı açıktır: Türkiye’de “Ermeniler’e soykırım yapıldı” demenin suç olup olmadığı konusunda bir içtihat oluşturulmasının peşindedir. Sonuç tahmin ettiğiniz gibi. Yargıtay 8. Ceza Dairesi davayı öne almayarak, davanın zamanaşımına girdiğine karar verir.

**************
Dikkat ettim de “gurur duyduğumuz tarihimiz” bahsi çerçevesinde “Malta Sürgünleri” konusuna hiç girilmedi.
Hatırlıyorsunuzdur muhakkak; bu konu hepimizin geçtiği mektep sıralarında mutlaka önümüze gelirdi. Ama ne geliş!
Konu -günümüzde internette yaygın olarak yer aldığı gibi- şu şekilde takdim edilirdi: “Seçilen isimler, işgale karşı direnişi organize edilebilecek kadronun ve liderlik potansiyeli gösterebilecek olanların devreden çıkarılmak istendiğini akla getirmektedir. Ermeni Tehciri ile ilgili konular sürgün cezalarına sonradan monte edilmiştir.”
Dolayısıyla “millet”e çok kızmayalım, “tarihimiz” bize böyle belletildi… (“Devlet”e istediğiniz kadar kızmakta serbestsiniz tabii ki!)
Düşünüyorum da, okul tarih kitaplarında büyük ihtimal yine aynı makamdan çalışan “Malta Sürgünleri” faslına ilişkin bir “okuma parçası” olarak Ayşe Hür’ün konuya ilişkin iki yıl kadar önce yayımladığı yazının şu kısacık bölümü verilse bile kim bilir ne kadar zihin açıcı olur:
“CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Balyoz Darbe Planı ile ilgili gözaltı operasyonlarını Malta Sürgünleri’ne benzetti. Doğrusu, resmî tarihin rahle-i tedrisinden geçmiş kuşaklar için iyi bir benzetme. Ama resmî tarihin arka yüzünü bilen biri için utanç verici bir benzetme. Çünkü Malta’ya sürülen kişilerin çoğu 1915 Ermeni Tehciri’nde bugün soykırım diye nitelenen suçları işlemiş kişilerdi ve Malta’dan yargılanmadan dönmelerinin karmaşık nedenleri vardı. Ancak Baykal bir benzerlik var diyorsa vardır. Anlaşılan Onur Öymen’in Dersim konuşmasında olduğu gibi Baykal’ın da İttihatçı bilinçaltı hortladı. Belki de böyle pervasızca Malta konusunu açarak hem 4
Not: Yasak nedeniyle yazıyı yayımlayamıyoruz. Yazıyı http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/Default.aspx?t=26.12.2011&y=KursatBumin linkinden okuyabilrsiniz.

Yorumlar kapatıldı.