İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Sarkozy Ermenileri de kandırıyor

Markar ESAYAN/Taraf GAZETESİ
 Bir “Acıları pazara çıkaralım, en yüksek fiyata satalım” mevsimi daha geldi. Fransa’da birkaç gün sonra parlamentoda oylanacak soykırımı inkârı suç sayan yasadan bahsediyorum. Yasa geçerse, 1915 Ermeni soykırımını reddedenlere 45 bin avro para cezası ve bir yıl hapis cezası verilecek.1915’te Anadolu’nun herhangi bir bölgesinde katledilen bir kişi eğer bugün canlanıp Sarkozy’ye ulaşabilseydi, muhtemelen onun suratına tükürür “Benim acımdan siyasi kazanç çıkarıyorsun” derdi. Ama torunlarının böyle bir berrak duruşu olamaz. Çünkü bu bir kan davası artık ve “karşı tarafa” indirilecek bir darbe için her şey mubah.

Bunun türlü nedenleri var. Türkiye Batı’dan aldığı zımni destekle kendi tarihinin bu karanlık sayfalarını hiç açmadı. 1960’larda Ermeniler toparlanıp göç ettikleri ülkelerde artık zengin ve etkili olmaya başladıklarında ise soykırım meselesi parlamentolara taşınmaya başladı. Türkiye de bu sefer total inkâr siyaseti ile ahlaksız bir zeminde mücadele yürüttü.
Tabii, soykırım Türkiye için başka bir evreni ima eden Uruguay’da 1965’te yasalaştığında, bu pek yankı uyandırmıyordu. Ama gittikçe tehlike yakınlaşmaya başladı. ABD’de soykırım yasaları hep son anda direkten dönmeye başlamıştı. Bu arada 2000’li yıllara yaklaşıldığında soykırımı kabul eden ülkeler sayısında bir patlama yaşandı. Rusya, Kanada, Arjantin, Yunanistan, Lübnan, Belçika, İtalya, İsveç, İsviçre, Vatikan, Polonya, Venezuela, Litvanya, Slovakya, Almanya, Hollanda, İskoçya, Galler, Şili ve tabii ki Fransa…
Tarihsel bağ, yakın ilişkiler ve AB üyeliği nedeniyle Fransa’daki yasa en sarsıcısı oldu. 19 Ocak 2001 yılında kabul edilen yasayı 1998’de Sosyalist Parti Meclis’e sunmuş, birkaç yıl beklendikten sonra da parlamentoda küçük bir grubu bulunan UDF partisinin yasa sunma hakkını bu yönde kullanmasıyla Meclis’ten geçmişti. Yasa, Yahudi Soykırımı gibi bir mahkeme kararına (Nürnberg) dayanmıyor, haliyle bir yaptırım da içermiyordu. Fail bile belli değildi, tek cümlelik bir yasaydı: “Fransa 1915 Ermeni soykırımını tanır…”
2006 yılında ise yine Sosyalist Parti Yahudi Soykırımı’nı reddetmenin yasaklandığı Gayssot Yasası’na dayanarak inkârın suç olmasına yönelik bir yasa teklifi verdi. Ama bu kabul edilmedi ve teklif asılı kaldı. Sosyalist Parti 2010 yılının mayıs ayında tasarıyı yeniden gündeme getirdiğinde ise, Sarkozy ve partisi UMP buna karşı çıktı.
Ama bugün, Sarkozy daha yedi ay evvel mani olduğu yasanın çok daha kapsamsız bir haline şiddetle sahip çıkıyor. Çünkü seçimler yaklaşıyor. İşte ikiyüzlülük de tam burada. Tabii başka hesapları da var Sarkozy’nin… Tıpkı ABD’de olduğu gibi, Ermeni soykırımı yasa tasarıları altın yumurtlayan bir kaz gibi. Türkiye’nin üzerinde kendileri için hiçbir maliyeti olmayan bir baskı kuruyorlar ve hep kazanıyorlar. Yasalar son anda geçmediğinde Türkiye’den bir taviz daha koparılmış olurken, sukutuhayale uğrayan Ermenilerin yeniden ve yeniden denemekten başka bir çareleri kalmıyor. Böylelikle her gelen hükümetlere bu koz sıfır kilometrede devredilmiş oluyor.
Sarkozy’nin Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olduğunu herkes biliyor. Aynı zamanda Sarkozy Arap Baharı’nda Türkiye’nin kendinden rol çalmasından da son derece rahatsız. Buna bir de yaklaşan seçimlerdeki oy hesabını katarsanız, böyle bir hamlenin ahlaksız mantığı da ortaya çıkıyor. Üstelik 2001 yılındaki soykırım kararından sonra Türkiye güya mangalda kül bırakmamıştı ama, Fransa ile ticaret de patlama yaşamıştı.
Ama bu ahlaksız oyunda bu sefer işler biraz daha karışık. Tarih tekerrür etmeyebilir.
Öte yandan Fransız Ermenilerini çok daha büyük bir hayal kırıklığı bekliyor olabilir. Tasarı yasalaşırsa, bırakın bu yasanın işletilmesini, 2001 yılındaki Soykırım Yasası bile iptal edilebilir. İzah edeyim…
Fransa’daki fikir ve düşünce özgürlüğü tartışmasının –Gayssot Yasası dâhil– “Hafıza yasalarının” tümden iptalini öngördüğü hatırlanırsa, Anayasa Mahkemesi’ne yapılacak kişisel bir başvuru ile Soykırım Yasası da iptal edilebilir. Bu sanıldığından daha ciddi bir olasılık. Çünkü Nürnberg gibi bir mahkeme kararına dayanmayan bu yasa ahlaki bir ödev olarak yasalaştığında, cezai bir yaptırımı olmadığı için hoş görülmüştü. Ama soykırımı reddin cezaya tabi olması, bu tartışmayı daha ciddi gündeme getirecektir. Kaldı ki, Fransız tarihçileri ve aydınları, Fransız yasalarında ırkçılığı cezalandıran bolca madde bulunduğundan hareketle Yahudi Soykırımı dâhil tüm tarihî olaylarda cezai yaptırım uygulanmasının anayasaya aykırı olduğunu düşünüyorlar. Benim aldığım bir bilgiye göre, “ Anayasa Mahkemesi, böyle bir başvuruda 2001 yasasını iptal etmekte saniye bile tereddüt etmeyecektir” deniyor.
Ama şu an kılıçlar çekilmiş durumda. Kimse yasadan sonrasını hesaplama gibi lüksü yok. Tasarının geçmemesinin tek olasılığı sosyalistlerin desteklerini geri çekmeleri. 1998 yılından beri en azından sosyalistler bu konuda daha ilkeli ve tutarlı bir siyaset izlemişlerdi. Ama şimdi yasa tamamen Sarkozy’nin malı oldu ve bundan sosyalistler çok rahatsız.
Sanırım devam edeceğiz…

Yorumlar kapatıldı.