İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

İstanbul’da, bir dilek mabedi

Gül Kireklo

Unkapanı’ndaki Ayın Biri Kilisesi, her ayın ilk günü, binlerce insanı ağırlıyor. Bebek isteyen, işsizlik çeken, hep buraya koşuyor. Sadece Hıristiyanlar değil Müslümanlar da akın ediyor kiliseye.

İstanbul Unkapanı’nda yer alan ve halk arasında ‘Ayın Biri Kilisesi’ olarak bilinen Meryem Ana Kilisesi’nde, her ayın birinde izdiham yaşanıyor. Bunun nedeni ise sadece Hıristiyanlar değil her dinden insanın, dilek dilemek için buraya akın etmesi… Kimi eş istiyor, kimi ev, kimi de bebek… Kilisenin çevresi ise ‘evlilik için’, ‘askerlik için’, iş için’ diye hediyelik eşya satanlarla dolu. Nuran Bozkurt adlı seyyar satıcı bilgece bir tavırla, “Cebinde ‘İşim hayırlı olsun’ yazısını taşıyanlar, çekim yasasını devreye sokmuş oluyor. Ve dilekleri yerine geliyor” diyor.
MUCİZE HİKÂYELERİ…
Kiliseye gelen dilsizlerin konuştuğu, engellilerin yürüyerek çıktığı, bebek hasretiyle yanıp tutuşanların evlat hasretini dindirdiği gibi sayısız hikâyeyle ün yapmış kilise.. Tanyeli, Zara ve Ayşe Arman gibi tanınmış isimler de gelmiş. Bu kilisede din, dil, ırk ayrımı yok. Her şey Allah’a ve olması istenen dileklere uzanıyor. Mum yakıp dilek dileyenlerin kimi ellerini açıp dua ediyor, kimi haç çıkarıyor. Hatta gelenlerin yüzde 90’ının Müslüman olduğu belirtiliyor. Kilisenin girişinde, kapının sağında küçük dilek anahtarları ve mumlar satılıyor. Bir liraya satılan anahtar ve mumlardan kaç dileğiniz varsa o kadar satın alabiliyorsunuz. Meryem Ana ikonunun önünde kurulan kutuları anahtarınızla açmaya çalışırken, dileklerinizi de tekrarlıyorsunuz. Mumlarınızı da yeni bir yıla açılan güzel dileklerle yakıyorsunuz. Alt katta ise Meryem Ana suyundan içiliyor. Ya da bir şişe satın alınıyor. Ardından pederin önünde uzun bir kuyruk oluşuyor. “Bu kuyruk nedir?” diye sorduğumda, “Tüm dilekler kutsanıyor” yanıtını alıyorum. Pederin önünde kutsanmayı bekleyenler sadece Hıristiyanlar değil, Müslümanlar da var. Yanına ulaştığımda peder ismimi soruyor. Kendisine “Haber yapmak için buradayım” deyince, “Yakın plan fotoğraflar çekmeyin” uyarısında bulunuyor. Ardından ismimi sorup dileklerimi kutsuyor. Patrikhane görevlilerinin çalıştığı kilisede, her ayın birinde 18 kilo minik anahtar satılıyor. Bir kiloda 180 adet anahtar var. “Dileğim kabul olursa ne yapacağım” diye soruyorum görevlilere… “Ayın birinde kiliseye gelip anahtarları teslim ediyorsun” diyorlar.
BİLGE SATICI
Çevremde toplananların çoğu ismini yazmamı istemeden, kiliseyle ilgili duygularını aktarıyor. 1970’lerde Yeşilçam’da ‘ Bayan Bacak’ lakabıyla ünlenen Serpil Örümcer de burada insanlara umut dağıtanlar arasında. O da dilek için küçük hediyelik eşyalar satıyor. Beraber çalıştığı Nuran Bozkurt ise “Ferarisini satan bilge” kitabının yazarı Robin Sharma gibi konuşuyor: “Her şey çekim gücüyle alakalı. Bu yıl Aya Yorgi’ye 300 bin kişi akın etti. Her ayın birinde Ayın Biri Kilisesi akın akın doluyor. Bizden dilekleri için tılsım alanlar, kapıdan geçerken ‘Dileğim oldu’ diyor. Onlara yanıtım ‘Dileğinize sahip çıkın’ şeklinde. İnanın dileğinize. İnanırsanız olmuş demektir.”
http://www.sabah.com.tr/Yasam/2011/12/05/istanbulda-bir-dilek-mabedi

Yorumlar kapatıldı.