İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

SOYKIRIM VEYA “TARİHLE YÜZLEŞMEK”

 Türkiye’yi asılsız belgelerle soykırım yapmakla suçlayan Fransa’nın tarihi, yaptığı soykırımlarla dolu. Çok uzağa gitmeye gerek yok. Dünya, “soykırım” ifadesini İkinci Dünya Savaşı ile tanıdı. Alman işgalinden nasibini alan ülkelerden biriydi Fransa ve halkın önemli bir kısmının Nazilerle işbirliği yapmasıyla biliniyor. Fransız yöneticilerinin savaş boyunca Naziler tarafından Yahudilere uygulanan soykırıma ortak olduklarını bilmeyen var mı? Almanların yenilmesinin ardından bağımsızlık ümidine kapılan Cezayirlilere karşı Fransız yönetiminin yaptığı nedir peki? (Siz de Kızılderileri öldürdünüz savunma değil. İki yanlış bir doğru etmiyor. HYETERT)

SOYKIRIM VEYA “TARİHLE YÜZLEŞMEK”
Fransa’da 2012 yılında cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Hani o, bir mankenle evlenen ve eşi karşısında yaşadığı boy kompleksini topuklu ayakkabılar giyerek aşmaya çalışan ve “arka bahçe”den oy devşirmek için boyundan büyük laflar eden Nicolas Sarkozy’nin memleketi. Derdim, insanların fiziki görünümleri ile alay etmek değil. Ancak diaspora oylarını kazanmak için geçen ay Ermenistan’ı ziyaret eden, hem ziyaret öncesi hem de ziyaret sırasında Türkiye’yi açıktan açığa tehditten çekinmeyen Sarkozy, Türkiye’ye gözdağı vermeyi ihmal etmiyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Ermeni diasporası ile arasındaki soğukluğu giderme telaşına düşen Sarkozy, Ermenistan ziyaretinde Türkiye’ye tarihiyle yüzleşme ve sözde soykırımı tanıma çağrısı yaparken, sözde soykırımın tarihi bir gerçek olduğu saçmalıklarını yineledi ve ülkesinin bunu yasayla tanıdığını hatırlattı. Sarkozy, Türkiye’ye tarihiyle yüzleşmesi için tek bir şart getiriyor; sözde soykırımı tanımak. Sözde soykırımını inkarın kabul edilemeyeceğini savunan Nicolas Sarkozy, “Türkiye bunu yapmazsa o zaman daha ileri gitmek lazım” diyerek gözdağı vermeyi de unutmuyor. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, daha önce İsviçre’nin kabul ettiği, ancak kendi ülkesinin parlamentosundan geçmeyen sözde soykırımı inkarı suç sayan yasa teklifini parlamento gündemine almakla da korkutuyor, Türkiye’yi. Aslında Türkiye, Sarkozy’nin açıklamalarına gerekli cevabı anında verdi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Sarkozy’nin açıklamaları konusunda Türkiye’nin gocunacak bir yarası olmadığını dile getirirken, “tarihle yüzleşme tavsiyesinde bulunanlar önce aynaya baksınlar” diyerek, Fransa’nın Kuzey Afrika’da gerçekleştirdiği soykırımlara gönderme yaptı. Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ise “Sarkozy tarihçi rolüne soyunacağına, ülkesinin içine girdiği ekonomik girdaptan nasıl kurtulacağına kafa yorarsa daha anlamlı olur” diyerek Fransız cumhurbaşkanına önce ülkesini bataktan kurtarması tavsiyesinde bulundu.
Sarkozy’nin ziyareti sırasında sanırım dikkatlerden kaçan bir nokta daha var. Türkiye’yi Ermenilere karşı sözde soykırım yapmakla suçlayan Nicolas Sarkozy, Ermenilerin Karabağ’da yaptıklarını görmezden geliyor. Hayır hayır, görmezden gelmiyor, aksine Sarkozy’e göre Ermenilerin işgal ettiği Karabağ’da Azerbaycan Türklerine yaptıklarını onaylıyor hatta daha da ileri giderek, Karabağ’ı Ermenistan’a verdi bile. Yani Karabağ sorununu çoktan çözmüş. Zira Sarkozy, “Karabağ’ın Ermenistan için ne ifade ettiğini kimse Fransa’dan daha iyi bilemez” diyor. Biliyorsunuz Fransa, Karabağ sorununun çözümü için kurulan Minsk Grubu içinde yer alıyor.
HAYDİ TARİHİMİZLE YÜZLEŞELİM
Türkiye’yi asılsız belgelerle soykırım yapmakla suçlayan Fransa’nın tarihi, yaptığı soykırımlarla dolu. Çok uzağa gitmeye gerek yok. Dünya, “soykırım” ifadesini İkinci Dünya Savaşı ile tanıdı. Alman işgalinden nasibini alan ülkelerden biriydi Fransa ve halkın önemli bir kısmının Nazilerle işbirliği yapmasıyla biliniyor. Fransız yöneticilerinin savaş boyunca Naziler tarafından Yahudilere uygulanan soykırıma ortak olduklarını bilmeyen var mı?
Almanların yenilmesinin ardından bağımsızlık ümidine kapılan Cezayirlilere karşı Fransız yönetiminin yaptığı nedir peki? Hem de Fransa’nın özgürlüğü için Fransız ordusu saflarında savaştıkları halde. Özgürlük ümidine kapılan halkın üzerine ateş açılması, en vahşi katliamlar ve bir milyon 500 bin Cezayirlinin hayatını kaybederek bağımsızlığın kazanıldığı tüm tarih kitaplarında yer alıyor, hem de asılsız değil gerçek belgelerle. Ki bu belgeler, pek çok Müslüman kadının tecavüze uğradığını, askerlerin savunmasız halk üzerinde işkencenin bin bir çeşidini denediğini, Fransız ordusunun Cezayir’i Cezayirlilerden arındırmak ve bu ülkeyi yeniden Fransa’nın bir vilayeti haline getirmek istediğini kanıtlayan belgeler.
Aradan yıllar geçer, 2006 yılına gelinir ve Cezayir Devlet Başkanı Bouteflika bağımsızlık sürecinde yaşananları soykırım olarak niteler ve Fransa’dan özür beklediklerini açıklar. Cevap ise ilginç; Fransız Dışişleri Bakanlığı bu isteğe “tarih, tarihçilere bırakılmalıdır” şeklinde cevap verirken, Sarkozy’nin selefi Jacques Chirac, “Tarih yazmak tarihçilerin işidir, hukukun değil”, dönemin Başbakanı Dominique de Villepin de “Geçmiş hakkında konuşmak veya yazmak meclislerin işi değildir” derken, Türkiye’yi tarihiyle yüzleşmeye çağıran ve sözde soykırımı tanımasını isteyen Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy de o dönemde içişleri bakanıdır ve Bouteflika’nın özür bekledikleri açıklamasına “Cezayir’de olanlardan dolayı biz suçlanamayız. Çünkü babalarının hatalarından dolayı çocuklarının özür dilemesi istenemez” diyordu.
Her şeyi bir kenara bırakalım. 1915 olayları ile ilgili önce Fransa’nın özür borcu yok mu Türkiye’ye karşı. Ardından da Ermenilerin.
Neden mi? Ermeni çetelerini Osmanlıya karşı kışkırtanlardan biri de Fransa değil mi? Soykırım yalanlarıyla ilgili belgeleri hazırlayanlar Fransızlar değil mi?
Peki Osmanlı ordusu birinci dünya savaşında birçok cephede mücadele ederken, silahlı çeteler kurarak, cephe gerisinde masum, savunmasız insanları, kadın-erkek, çoluk-çocuk, genç-ihtiyar demeden katleden Ermeniler özür dilemeyi neden hiç düşünmez? Veya biz mi hiç hatırlatmadık kendilerinin özür borcu olduğunu? Madem tarihimizle yüzleşelim, haydi Sarkozy, yaklaşık 500 bin Ermeni oyunu bir kenara bırakıp oturalım karşılıklı masaya. Yanına, oy için ağızlarına bir parmak bal çaldığın seçmenlerin ile bu oylar için yaptığın Ermenistan ziyaretinde seni alkışlayanları almayı da unutma.
Kaynak : www.globalyorum.com

Yorumlar kapatıldı.