İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kira tartışması Ermenileri ikiye böldü

Üç Horan Ermeni Kilisesi malvarlığı tartışmasında. Yönetim 604 kişiye sahtecilik davası açtı. Muhalif Efraim Bağ ise kira gelirlerinde şeffaf olunmadığına dikkat çekiyor.Ermeni cemaatinin İstanbul’da bulunan en büyük vakfı Üç Horan Kilisesi’nin malvarlığı tartışmaları yönetim kurulu seçimlerinin ardından karşılıklı suçlamalarla alevlendi. Gregorian Ermeni kiliselerinin merkezi olan Üç Horan Ermeni Kilisesi Vakfı yönetimi cemaat üyesi 604 kişiye ‘taşıma seçmen getirerek seçimleri etkilemeye çalışmaktan’ dava açtı. (Genellikle olduğu gibi gazeteciler bizim sorunları körlerin fili tanıması gibi tanıyor. Üç Horan Ermeni kilisesinin merkezi değil, hiç olmadı. Sorun kilisenin mal varlığı tartışması değil, kilise vakfının yönetim kuruluna seçilme meselesi. Davayı yönetim açmadı dava kamu davası.HYETERT)

‘Kira bedeli açıklansın’
Radikal’in haberine göre; Yönetime muhalefet eden Efraim Bağ’sa, vakfın cemaati yanılttığını ve taşınmaz malların kiralama bedeliyle ilgili şeffaf davranılmadığını söylüyor.
Bağ, Ermeni cemaatinin İstanbul içinde irili ufaklı birçok taşınmaz malı olduğuna işaret ederek, bu mallara ait vakıfların çoğunun bugün işlevini yitirdiğine işaret ediyor: “Cemaat küçüldükten sonra birçok vakıf malı kimsesiz kaldı, vakıflar birleşti, malların kontrolü az insan tarafından yürütülmeye başlandı.”
Üç Horan Kilisesi Vakfı’nın diğer vakıfların aksine Beyoğlu ve İstiklal Caddesi’nde önemli mülklere sahip olduğunun altını çizen Bağ, vakıf yönetimini bu noktada şeffaf olmamakla suçluyor:
“Bu vakfın yönetiminde olan malların kira bedelleriyle şu anda eğitim veren ve cemaat bağışlarıyla ayakta duran birçok okul desteksiz ayakta durabilecek hale gelir. Bunun en net örneği Tokatlıyan Han. Yıllardır bu hanın kira bedelleri cüzi tutuluyor. Vakıf kendi yapısını değiştirmemek için her türlü çabayı gösteriyor. Bir giyim mağazasının orada dükkân kiralamak için 1 milyon dolar hava parası teklif ettiği iddiaları var. Yönetimden önce şeffaf olmalarını istedik, sonra Apik Hayrabetyan yönetiminde 26 yıldır değişmeyen yönetime talip olduk.”
Kendilerinden önce Beyoğlu çevresinden ikametgâh istediğini, daha sonra götürdükleri ikametgâhların geçersiz sayıldığını anlatan Bağ, yönetimde bulunanların da Beyoğlu’nda ikamet etmediğini vurguluyor: “Çoğu işyerini ikametgâh gösterdi, Yeşilköy’de, Bakırköy’de oturanlar var. Buna rağmen yapının bozulmasını istemedikleri için yönetime girdiğimiz halde bizi dışarı itip dava açtılar.”
Vakıf yönetimiyse muhalif grubu tehditkâr olmakla suçluyor. Kilisenin, Vakıflar Genel Müdürlüğü güncelleme istediği için gittiği seçim davalık oldu. ‘Kiliseye baskın yapıldığını ve şiddet uygulandığını’ savunan yönetim, Seçim Kurulu Başkanı Ara Işıtman aracılığıyla seçim sonrası 15 Nisan’da savcılığa ve polise şikâyette bulundu. Işıtman, 604 cemaat üyesinin Beyoğlu sınırları içinde oturmadığının tespit edildiğini ifade etti. 604 kişi hakkında ‘resmi belgede sahtecilik’ suçundan 2’şer yıldan 5’er yıla kadar hapis istemiyle dava açtı.

Yorumlar kapatıldı.