İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

‘Devletin patrik ataması siyasidir’

Ermeni Cemaati’nin Patrik seçiminde İçişleri Bakanlığı’nın müdahalesine karşı açılan davanın ilk duruşması İstanbul 3. İdare Mahkemesi’nde görüldü… Patrik seçimi aşamasında cemaat tarafından Seçim Müteşebbis Heyeti oluşturduğunu belirten Davuthan, “Bu heyet yeni patriğin seçimi hususunda İçişleri Bakanlığı’na başvuruda bulunmuş, ancak bu başvuruya olumlu yanıt verilmediği için huzurlarınızdayız” dedi… : “Seçilmiş olan heyet İçişleri Bakanlığı’na Patrik tayin etmesi için değil, bir seçim gerçekleştirileceğinden haberdar ederek, gerekli güvenlik önlemlerini alması hususunda başvuruda bulunmuştur. Nasıl ki genel seçimlerde devlet güvenlik önlemleri almak zorundaysa Patrik seçimlerinde güvenlik önlemlerini almak zorundadır. Ancak, devlet seçilmiş kurulu muhatap almayarak, durumu örtbas etmeye çalışmıştır.” (Ne garip ve acıdır ki iki hukukçu da müteşebbis Heyetin eş patrik seçmek için seçildiğini açıklayamıyor. Bilmiyorum bu heyeti seçenler ya da atayanlar arasında bu heyetin eş patrik seçmek amacıyla seçildiğini inkar eden bir kişi var mı? Diğer taraftan laiklik ilkesi 1937 yılında Anayasaya eklenmiştir. Müslüman Olmayan Azınlık haklarını tanıyan Lozan Antlaşması ise 1923 tarihlidir. Ve Anayasa dahil hiçbir kanunn Lozan’ın ilgili maddelerine aykırı olamaz. Bak:http://hyetert.blogspot.com/2011/05/patrik-secimi-mutesebbis-heyetinin-son.html HYETERT)

Kendi patriğini kendisi seçmek isteyen Ermeni Cemaati, İçişleri Bakanı’nın patrik atamasına karşı çıkıyor. İçişleri Bakanlığı hakkında dava açan cemaat, devletin hukuki değil, siyasi karar verdiğini dile getirdi.

Ermeni Cemaati’nin Patrik seçiminde İçişleri Bakanlığı’nın müdahalesine karşı açılan davanın ilk duruşması İstanbul 3. İdare Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşmada söz alan Av. Setrak Davuthan, konuşmasına “İsviçre’de fizik laboratuvarlarda Einstein’nın izafiyet teorisinin tartışıldığı bir dönemde böyle bir dava konusuyla huzurlarınıza gelmek istemezdik” sözleriyle başladı.

Ancak Ermeni Cemaati açısından büyük bir öneme sahip olan Patrik makamını konusunda idari makamların (İçişleri Bakanlığı) taraflı karar verdiğini söyleyen Davuthan, Türkiye’de Patrik seçimlerinin tarihi konusunda bilgi verdi.

Ermeni cemaatini patrik temsil ediyor

Türkiye’de gerek İmparatorluk döneminde, gerekse de Cumhuriyet döneminde Ermeni cemaatini patriğin temsil ettiğine dikkat çeken Av. Davuthan, yıllardır Ermeni Cemaatinin kendi patriğini demokratik seçim yoluyla kendilerinin seçtiğine işaret etti. Patrik seçimi aşamasında cemaat tarafından Seçim Müteşebbis Heyeti oluşturduğunu belirten Davuthan, “Bu heyet yeni patriğin seçimi hususunda İçişleri Bakanlığı’na başvuruda bulunmuş, ancak bu başvuruya olumlu yanıt verilmediği için huzurlarınızdayız” dedi.

İçişleri Bakanlığı’nın dilekçelerini “makamın boş olmadığı, bu nedenle de başvurunun hukuki bir dayanağının olmadığı” şeklinde cevapladığını belirten Davuthan, İçişleri Bakanlığı’nın değerlendirmesinin yanlış olduğunu söyledi ve şöyle devam etti: “Patrik makamının boş olma durumu yasalarca çerçevesinde belirlenmiştir. Bunun için görevini yerine getiremez durumda olması da yeterli bir nedendir. Ermeni Patriği II. Mesrob Mutafyan, uzun süreden beri çok ciddi bir beyin rahatsızlığı ile mücadele etmektedir. Bir çok kurul raporu ile hastalığının giderek ilerlediği ve iyileşmesinin mümkün olmadığı ortaya konmuştur. İfa ettiği önemli görev nedeniyle makamının boş kalmaması ve yeni bir patrik seçilmesi Ermeni toplumunda genel bir eğilim oluşturmuştur.”

İçişleri Bakanlığının bu tutumuyla Ermeni Cemaati’nin elinden seçme hakkını aldığına dikkat çeken Av.Setrak Davuthan tüm nedenlerden dolayı İçişleri Bakanlığı’nın verdiği ret kararının bozulmasını talep etti.

“Seçilmiş kurulun muhatap alınmasının anlamı…”

Av. Kuzukoğlu’nun ardından söz alan Av. Sebuh Aslangil, Türkiye’de sayısı 50 bine varan Ermeni toplumu için Patrik makamının ihtiva ettiği öneme değindi. T.C. Anayasası’nın ilk maddesindeki temel vurgulardan birinin de laiklik olduğuna dikkat çeken Aslangil, İçişleri Bakanlığı’nın, Ermeni Patriği II. Mesrob Mutafyan’ın yerine Başepiskopos Aram Ateşyan’ı Patriklik Genel Vekili tayin etmesinin laiklik hususunu çiğnemesi anlamına geldiğini söyledi. Av. Aslangil, bunun nedenini de şu sözlerle açıkladı: “Seçilmiş olan heyet İçişleri Bakanlığı’na Patrik tayin etmesi için değil, bir seçim gerçekleştirileceğinden haberdar ederek, gerekli güvenlik önlemlerini alması hususunda başvuruda bulunmuştur. Nasıl ki genel seçimlerde devlet güvenlik önlemleri almak zorundaysa Patrik seçimlerinde güvenlik önlemlerini almak zorundadır. Ancak, devlet seçilmiş kurulu muhatap almayarak, durumu örtbas etmeye çalışmıştır.”

“Devlet ‘Ben yaptım oldu’ mantığıyla hareket ediyor”

Kurul (Seçim Müteşebbis Heyeti) seçiminin Ermeni Cemaatinin örf ve adetlerine dayalı bir yöntem olduğuna dikkat çeken Aslangil, “Devletin ‘bu kurul ne işe yapıyor, bilmiyorum’ demesi ve kendince araştırmalar yaparak Ermeni Cemaati adına karar vermesi anlaşılır değildir” dedi. Azınlık hukuku açısından siyasi bir sorunla karşı karşıya olduklarını ifade eden Aslangil, “Devlet Ermeni Cemaatinin önemsediği bir makam için ‘vekil ile idare edin, ben yaptım oldu’ diyor” sözleriyle tepkisini dile getirdi.

Ermeni Cemaatinin kendi patriğin seçmesine izin verilmemesini hukuki dayanağı olmayan siyasi bir karar olarak yorumlayan Aslangil, Ermeni toplumunun temsiliyeti açısından süreç uzadıkça sorunun büyüyeceğine işaret etti.

İçişleri Bakanlığı adına yapılan savunmada ise, savunmanın yazılı olarak mahkeme heyetine sunulduğu ifade edildi.

Savunmaların ardından duruşma sona ererken, mahkeme heyetinin İçişleri Bakanlığı’na konuyla ilgili dava açıp açmayacağına ilişkin hangi yönde karar vereceği bekleniyor. (ETHA)

Yorumlar kapatıldı.