İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Akdamar’da çanlar ikinci kez çalındı

Van Gölü’ndeki Akdamar Adası’nda bulunan ve 95 yıl aradan sonra ilk kez geçen yıl “Kutsal Haç Yortusu”nda ibadete açılan Akdamar Kilisesi’nde bu yıl ikinci ayin de gerçekleşti…  Ayini yöneten Episkopos Sahag Maşalyan ayin sonrası teşekkür konuşması yaptı. Maşalyan barış ve kardeşlik mesajları verirken, “Buradan bir barış duası yapıyoruz. Bu güzel topraklar en çok bunu özlemiş olmalı” dedi.

Van Gölü’ndeki Akdamar Adası’nda bulunan ve 95 yıl aradan sonra ilk kez geçen yıl “Kutsal Haç Yortusu”nda ibadete açılan Akdamar Kilisesi’nde bu yıl ikinci ayin de gerçekleşti.
VAN – Akdamar Kilisesi’nde saat 11.00’de başlayan ayin, saat 14.00’e sona erdi.
Ayini yöneten Episkopos Sahag Maşalyan ayin sonrası teşekkür konuşması yaptı. Maşalyan barış ve kardeşlik mesajları verirken, “Buradan bir barış duası yapıyoruz. Bu güzel topraklar en çok bunu özlemiş olmalı” dedi. Maşalyan, bu toprakların insanların birbirlerini katletmesini izlediğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu topraklar Allah’ın evlatlarının birbirlerini katletmelerini izlemiş. Bu uçsuz bucaksız toprakların nasıl paylaşılamadığına tanıklık etmiş. Bu olumsuzlukları esefle izlemiş olmalı. Özel bir duayı çağrışıyoruz içimizde. Yerin göğün yaradanı, insanı yoktan var eden yüce rab, bizleri farklı din ve kavimlere ayırdı. Biz insanlar bu avantajı dezavantaja çevirerek birbirimizi öldürdük. Bu topraklar kana doydu. Kanlar deniz oldu. Kardeş kanı son bulsun. Bu topraklar en çok barışı özledi. Biz bu duamızı, Van Gölü’nün mavi sularına ve serin rüzgarına bırakıyoruz. Her yere ulaşsın diye. Van halkına hoşgörüsünden dolayı teşekkür ediyoruz. Bu mabedimizi size emanet ediyoruz.”
Ayin, din adamlarının duaya katılanlara kutsal ekmeği dağıtmasıyla son buldu. Akdamar Adasına gelen yaklaşık 2 bin kişi, bir süre adada gezdikten sonra teknelerle tekrar ayrıldı.
ERMENİLER BU KİLİSEYİ ZİYARET ETMEYİ KUTSAL VECİBE OLARAK GÖRÜYOR
Van Valiliğinin teklifi ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın onayı ile yılda bir gün ayine izin verilen Van Gölü’ndeki Akdamar Adası’nda bulunan Akdamar Kilisesi, 915-921 yılları arasında inşa edildi. Daha sonra manastıra dönüştürülen kilise, 2007 yılında restore edilerek anıt müze olarak hizmet vermeye başladı.
Vaspurakan Kralı 1. Gagik tarafından Keşiş Manuel’e dört yapraklı yonca biçiminde yaptırılan kilise, Ermeni halkı açısından büyük önem taşıyor. Ermeniler, bu kiliseyi ziyaret etmeyi, dini bir vecibe olarak görüyor.
Kutsal haç adına yaptırılan ve din adamlarının yetiştirilmesi açısından önem taşıyan kilisede, 1915 yılına kadar din adamlarının yetiştiği ve bu tarihe kadar ayin yapıldığı biliniyor. 1915 yılındaki Rus işgalinin ardından ibadete kapatılan ancak sit alanı olarak koruma altına alınan kilise, 95 yıl aradan sonra ilk kez geçen yıl düzenlenen ayine ev sahipliği yapmıştı.
Adanın ortasında yer alan kiliseye batı ve güneyden birer kapı vasıtasıyla giriliyor. Zengin figürlerin yer aldığı kilisenin dış duvarlarında, İncil ve Tevrat’tan alınmış çeşitli sahneler bulunuyor.
Bu sahnelerden, Yunus Peygamber’i denize atılması, Hazreti Meryem ve kucağında Hazreti İsa, Adem ile Havva’nın yasak meyveyi yedikten sonra cennetten kovulması, Hazreti Davut ile Kral Goliat’ın mücadelesi, Aslan ininde Daniel figürleri ile hayvan figürleri göze çarpıyor. Kilisenin iç duvarlarında ise freskler yer alıyor.
AKDAMAR EFSANESİ
Efsaneye göre, adadaki kilisede yaşayan rahibin güzel kızı Tamara’yı gören sahil köylüsü genç aşık olur. Ancak rahip, bu aşka izin vermez ve delikanlının bir daha adaya gelmemesini söyler. Ama aşk, iki kıyı arasında gece olunca fener işaretleriyle devam eder.
Tamara, her gece eline aldığı fenerden yayılan ışıkla yerini belli eder. Feneri gören sevgilisi, yüzerek karşı kıyıdan, adaya ulaşarak sevgilisi ile gizlice görüşür. Bir süre sonra durumu fark eden rahip, fırtınalı bir gecede, kızını odasına kilitler, kendisi de kıyıda fenerle bekler.
Fener ışığını gören genç, hemen suya dalarak karşıya ulaşmak için yüzmeye başlar. Gencin yüzdüğünü gören rahip, elindeki fenerle sürekli yer değiştirir. Fener ışığını yüzerek takip eden ve bir süre sonra yorgun düşen genç, ne ileri gidebilir ne de geriye dönebilir. O an “Ah Tamara” diye seslenerek, suda boğulur.
O tarihten itibaren adaya ‘Ahtamara’ adı verilir. Adanın ismi bir süre sonra değişikliğe uğrayarak, ‘Akdamar’ olarak anılmaya başlar. (dha, aa)
Radikal

Yorumlar kapatıldı.