İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

GM Haklarında Büyük Adım, Fakat…

Baskın ORAN
AKP hükümetini gayrimüslim Türkiyeliler (GM’ler) açısından tebrik ederim. Onun iktidarında, bu insanlara ulus-devletin 1920’lerden beri yapageldiği mezalim epey azaldı. Son Kanun Hükmünde Kararname (KHK) bunun son örneği. Fakaaat, yine hemen söyleyeyim ki, bu öyle katiyen “Tek maddelik devrim” falan değil. Aşağıda maddeyi vereceğim ve sorunlu yerlerini “Sorun-1, 2, 3” vs. diye işaret ederek bilahare izah edeceğim.

**************
Azınlık taşınmazlarıyla ilgili olarak çıkarılan kanun hükmünde kararname sonrası yeni düzenleme tartışılmaya başlandı. Azınlık cemaatine ait çok sayıda taşınmaz çeşitli nedenlerle düzenlemenin kapsamına girmiyor.
Baskın ORAN
AKP hükümetini gayrimüslim Türkiyeliler (GM’ler) açısından tebrik ederim. Onun iktidarında, bu insanlara ulus-devletin 1920’lerden beri yapageldiği mezalim epey azaldı. Son Kanun Hükmünde Kararname (KHK) bunun son örneği. Fakaaat, yine hemen söyleyeyim ki, bu öyle katiyen “Tek maddelik devrim” falan değil. Aşağıda maddeyi vereceğim ve sorunlu yerlerini “Sorun-1, 2, 3” vs. diye işaret ederek bilahare izah edeceğim.
Madde metni
“Geçici Madde 11: Cemaat vakıflarının;
a) 1936 Beyannamesinde kayıtlı olup malik hanesi açık olan taşınmazları,
b) 1936 Beyannamesinde kayıtlı olup kamulaştırma, satış ve trampa dışındaki nedenlerle [Sorun-1] Hazine, Vakıflar Genel Müdürlüğü (VGM), belediye ve il özel idaresi adına kayıtlı taşınmazları [Sorun-2],
c) 1936 Beyannamesinde kayıtlı olup [Sorun-3] kamu kurumları adına tescilli olan mezarlıkları ve çeşmeleri [Sorun-4], tapu kayıtlarındaki hak ve mükellefiyetleri ile birlikte bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren on iki ay içinde müracaat edilmesi halinde, Meclis’in (VGM Meclisi) olumlu kararından sonra [Sorun-5], ilgili tapu sicil müdürlüklerince cemaat vakıfları adına tescil edilir [Sorun 6].
Cemaat vakıfları tarafından satın alınmış veya cemaat vakıflarına vasiyet edildiği veya bağışlandığı halde, mal edinememe gerekçesiyle [Sorun-7] Hazine veya Genel Müdürlük adına tapuda kayıt edilen taşınmazlardan üçüncü şahıslar adına kayıtlı olanların Maliye Bakanlığınca tespit edilen rayiç değeri Hazine veya Genel Müdürlük tarafından ödenir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.”
Gelelim sorunlara
Sorun-1: Bir defa, “kamulaştırma”lar dışarıda bırakılamaz. Çünkü bunlar bir tür gasp biçiminde yapılmışlardır. Kamu ihtiyacı vs. katiyen gözetilmemiş, el konulmuş, sonra da kamulaştırma amacı dışında kamuya ve özele peşkeş çekilmiştir. Ör. Pangaltı Ermeni Mezarlığı (Surp Agop) üzerinde bugün TRT binası, Askerî Müze, Divan ve Hilton otelleri vs. yükselmektedir. Bu mezarlık 1934’te mahkeme kararıyla belediyeye geçtiğinden, bir mal listesi olan 36 Beyannamesi’nde de yoktur ve bu maddeden yararlanamaz. İkincisi, “satış” dışarıda bırakılamaz, çünkü devlet bağırta bağırta el koyup eski malike bedavadan iade etmiş, o da yeniden satmıştır. Bunlar tescil falan edilmeyecektir.
Sorun-2: 36’da bulunan, ama mazbut (VGM’nin el koyduğu) bir vakıf adına tescil edilmiş mallar da bundan yararlanamaz, çünkü VGM Meclisi, “VGM değil, vakıf adına kayıtlıdır” diyecektir. Bunun engellenmesi için, tam buraya “…ve mazbut vakıflar adına kayıtlı bulunanlar” ibaresinin eklenmesi gerekirdi.
Sorun-3: “36 Beyannamesi’nde kayıtlı” ibaresi çok sorunludur, çünkü yukarıda geçen muazzam Pangaltı Mezarlığı 36’da kayıtlı falan değildir. Kayıtlı olmayan mallar için bu KHK çözüm getirmemiştir.
Sorun-4: Mezarlıklar bazen “mal” kategorisinde mütalaa edilmemiş, vakıflarca kayda geçirilmemiştir. Bu kayıtsız mezarlıklar için de bu KHK’da çözüm yoktur.  Kaldı ki, Lozan md. 42/3 şöyledir: “Türk hükümeti, gayrimüslim mezarlıklarına tam bir koruma sağlamayı yükümlenir”. 36’ya kayıtlı olsa da olmasa da, Lozan varken mezarlıkların zaten kılına dokunulamaz.
Sorun-5: Tescil için VGM Meclisi’nin devreden çıkartılması gerekir. Meclis’teki GM temsilcisi Laki Vingas, Meclis’in olumlu yönde gittiği kanısında. Fakat Yunanistan’la bir anlaşmazlık çıktığını düşünün, bu Meclis derhal terslenebilir. Kaldı ki, yakın geçmişteki performansı tam bir felaket idi.
Sorun-6: Görüştüğüm tecrübeli avukat Setrak Davuthan, tapu sicil müdürlüklerinin tescil için bir süredir sorun çıkarmadıklarını, yasa dışında ayrıca mahkeme kararı aramadan tescil yaptıklarını söylemekte. Bu, çok önemli bir gelişme. Fakat yarının ne olacağı bilinmez. Şimdi AB başkanlığında sıra Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti’ne gelmiştir, onun kimi taşkınlıkları Türkiye’deki havayı derhal değiştirebilir. Kaldı ki, tapu müdürlükleri daha düne kadar yasa falan dinlemiyor, malik değişikliği için ayrıca mahkeme kararı istiyorlardı.
Sorun-7: Bu “Mal edinememe gerekçesi” terimi çok sorunludur, çünkü şu durumlara çözüm getirmez:
a) Mahkeme kararıyla eski malik adına kaydedilmiş mallar. Ör. canım ciğerim Hrant’ın yetiştiği Tuzla Kampı’na el konulunca devlet orayı eski malikine parasız iade etmiştir, o kişi de yeniden satmıştır. Geçmiş olsun!
b) Malın iade edildiği eski malikin “gaip” olması (kaybolması) durumunda kayyuma devredilen ve 10 yıl sonra da devlete geçen mallar. Geçmiş olsun!
c) Mahkemece vasiyetin iptali sonucu vakfın elinden alınan mallar. Burada KHK çok muğlak ve yetersizdir. Bazı durumlarda, vasiyet sonucu vakfa tescil edilen bir mala devlet dava açmakta ve “eski kaydın ihyası”nı (yani, vasiyet edene geri verilmesini) istemektedir. Mahkeme bu yönde karar alırsa, mal eski malike geri döner. Bu durumda tazminat hayal olabilir.
d) Kurumun tüzel kişiliği olmadığı gerekçesiyle el konular mallar. Ör. Katolik ve Süryani vakıf malları. Fener Patrikhanesi’ne ait olan ama Fener’in tüzel kişiliği olmadığı için bir vakfa yazılı olup da el konulan Büyükada Rum Erkek Yetimhanesi ancak AİHM kararıyla geri alınabilmiştir.
Esas sorun, kanunda
KHK’yla getirilen bu Geçici Madde 11, 2008’de çıkarılan esas yasanın (no. 5737) sakatlıklarını düzeltebilmekten çok uzaktır.
a) Md. 5/1 “Yeni vakıflar Medeni Kanun (MK) hükümlerine göre kurulur” diyerek GM’lerin yeni cemaat vakfı kurmasını engellemektedir, çünkü MK md. 101/4 şöyledir: “Belli bir ırk ya da cemaat mensuplarını desteklemek için vakıf kurulamaz”.
b) Md. 7/2, mazbut vakıflara yönetici seçimini yasaklamaktadır. Bugüne kadarki uygulama: VGM önce vakıf seçimlerini engellemiş, sonra da seçim yapılmıyor diye vakfı mazbut ilan etmiştir (el koymuştur).
c) Md. 25/1, uluslararası ilişki kurabilmesi için, bunun vakıf senedinde yazılı olmasını istemektedir. GM vakıflarının senedi olmaz; fermanlarla kurulmuşlardır ve MK md. 101/4’e göre yeni vakıf kuramazlar.
d) Geçici Md. 7: Bir defa, buradaki “tasarrufları altındaki mallar” terimi çok sorunludur, çünkü 36’da yazılı olup da ellerinden alınan mallar halen tasarruflarında değildir. İkincisi, “Mal edinememe gerekçesiyle” terimi çok sorunludur, çünkü mal doğrudan devlete geçmişse tazminat alınabilir, ama “eski kayıt ihyası” gibi gerekçelerle araya başka malik sokulmuşsa, alınamaz. (Ayrıntı için bkz. D. Kurban, TESEV için rapor, 2007).
Sonuç
Tekrar söylüyorum, AKP’nin bu konudaki çabalarını kutlarım. Fakat Vakıflar Yasası 2002 ve 2003’te değiştirildi, 2008’de de yenisi yapıldı. Hepsi de derhal bürokrasinin, ardından da yargının “yorumuna” uğradığı için bu hale geldi. Şimdi 2008 metni de değiştirildi. Bu da muğlak, bu da siyasal konjonktürde “yorumlanmaya” müsait. Durun, bütün bu gasp yılları içindeki kira vs. gelirleri ne olacak, ona değinmedim bile. (BO/YY)
* Bu yazı 4 Ağustos 2011 tarihli Radikal gazetesinin eki Radikal 2’de yayınlanmıştır.

Yorumlar kapatıldı.